İmam Hasan Askeri ve Abbasî halifeleri
Mu’tezz, Mütevekkil’in oğludur. Hicrî 252 yılında yönetime geldi. Ve kendinden öncekilerin yolunu aynen sürdürdü
12.06.2024 08:59:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Mu'tezz, Mütevekkil'in oğludur. Hicrî 252 yılında yönetime geldi. Ve kendinden öncekilerin yolunu aynen sürdürdü.
Esasen Mütevekkil öldürüldükten sonra Türkler, ülke yönetiminde hâkim olmuşlardı. Başa gelen halifeleri ciddi şekilde yönlendirmekteydiler.
Şu olay bu konuda önemli bir örnektir: Bir gün Mu'tezz, yandaşlarından bir grubu topladı. Bir müneccimin, hilafet süresini belirlemesini istedi.
O sırada mecliste bulunan Zarifî adındaki adam "ben, halifenin ömrünü ve hilafet sürecini ondan daha iyi biliyorum" dedi. Ve ardından şunu ekledi:
"Türkler, halifenin yanında yer aldıkları, hükümetinin devamını istedikleri sürece halife, hilafet makamında kalacaktır. Ama onların hışmına mâruz kalır ve onlar halifeye olan ilgilerini keserlerse o gün halife hükümetinin sonu gelmiş demektir."
HALİFE MUTEZZ'İN ÖLDÜRÜLÜŞÜ
Bu dönemde sarayın ve ülkenin idaresi, hemen hemen tamamıyla Türklerin eline geçmişti.
Bir gün bir grup Türk, Mutezz'in sarayına girdiler, onu sürükleyerek bir odaya götürdüler, değnekle, sopayla kendisini dövdüler. Gömleğini yırtıp onu saray önünde güneşte bıraktılar.
O gün güneş o kadar yakıcıydı ki hiç kimse çıplak ayakla yere basamıyordu. Türkler bu sırada onu hilafet makamından azlettiler, bir grubu da buna tanık gösterdiler.
Sonra halifeyi ne şekilde öldüreceklerini belirlediler. Onu aç ve susuz bırakıp işkence ile öldürmesi için birine teslim ettiler. Neticede, halife yarı canlı olarak bir bodruma atıldı. Kapısını da taşla örttüler. Ve bu şekilde ölüme terk ettiler.
MUHTEDİ DÖNEMİ
Muhtedi, kardeşi Mutezz öldürülünce Hicrî 255 yılında hilafet makamına oturdu. O da Mutezz gibi sarayda hâkim olan Türklerin etkisi altındaydı.
Muhtedi, ahlak ve yaratılış olarak Ömer b. Abdülaziz'e benzemekteydi. Nitekim zaman zaman şöyle dediği söylenir:
"Emevi halifelerinin içinde hiç olmazsa Ömer b. Abdülaziz gibi temiz biri vardı. Abbasî halifeleri arasında ona benzer bir kişinin bile olmayışı bizim için utanç vericidir."
O da Abdülaziz oğlu Ömer gibi belli bir ölçüde halkın şikâyetleri ile ilgileniyordu. Halife olduktan sonra içkili eğlencelere son verdi. Tarihçiler bu konuda kendisini övmüşlerdir.
Muhtedi bu şekilde davranırken döneminin siyasal ve sosyal şartlarını da göz önüne almaktaydı.
İslam toplumunda kendisinden daha ilgili ve çok daha üstün şahsiyetlerin olduğunu biliyordu. Bu durumda yönetimi onlara bırakıp siyaset sahnesinden çekilmesi gerektiğinin farkındaydı.
Halkın desteğini böyle bir jestle kazanmak istiyordu. Ancak hayatının sonuna kadar hilafet makamından ayrılmadı.
Muhtedi'nin, geceleri namaz kılan, gündüzleri oruç tutan; hatta orucunu tuz, ekmek ve sirke ile açan bir zât olduğunu tarih kitapları yazmaktadır.
Bu kadar ibadet ehli biri olan halife Muhtedi, İmam Hasan Askerî'yi hapse attırmıştır.
Onun iktidarı döneminde, hatta Muhtedi'nin öldürüldüğü geceye kadar İmam Hasan Askerî hapiste yaşadı. Kaynaklara göre bir ara İmam'ı öldürmeyi bile düşündü.
HALİFE MUTEMED
Mutemed, Hicrî 256 yılında Türkler tarafından hilafet makamına getirildi. Muhtedi'nin amcasının oğluydu.
Muhtedi'nin aksine eğlence tutkunu biriydi. Halkın işleriyle ilgilenmemekteydi. Onun döneminde idarenin bütün kontrolü kardeşi Muvaffak'ın elindeydi.
Tarihî kaynaklarda yazdığına göre; "Görünüşte halife Mutemed idiyse de; gerçekte hilafeti çekip çeviren Muvaffak idi. Mutemed ise sadece ismen halife idi." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Esasen Mütevekkil öldürüldükten sonra Türkler, ülke yönetiminde hâkim olmuşlardı. Başa gelen halifeleri ciddi şekilde yönlendirmekteydiler.
Şu olay bu konuda önemli bir örnektir: Bir gün Mu'tezz, yandaşlarından bir grubu topladı. Bir müneccimin, hilafet süresini belirlemesini istedi.
O sırada mecliste bulunan Zarifî adındaki adam "ben, halifenin ömrünü ve hilafet sürecini ondan daha iyi biliyorum" dedi. Ve ardından şunu ekledi:
"Türkler, halifenin yanında yer aldıkları, hükümetinin devamını istedikleri sürece halife, hilafet makamında kalacaktır. Ama onların hışmına mâruz kalır ve onlar halifeye olan ilgilerini keserlerse o gün halife hükümetinin sonu gelmiş demektir."
HALİFE MUTEZZ'İN ÖLDÜRÜLÜŞÜ
Bu dönemde sarayın ve ülkenin idaresi, hemen hemen tamamıyla Türklerin eline geçmişti.
Bir gün bir grup Türk, Mutezz'in sarayına girdiler, onu sürükleyerek bir odaya götürdüler, değnekle, sopayla kendisini dövdüler. Gömleğini yırtıp onu saray önünde güneşte bıraktılar.
O gün güneş o kadar yakıcıydı ki hiç kimse çıplak ayakla yere basamıyordu. Türkler bu sırada onu hilafet makamından azlettiler, bir grubu da buna tanık gösterdiler.
Sonra halifeyi ne şekilde öldüreceklerini belirlediler. Onu aç ve susuz bırakıp işkence ile öldürmesi için birine teslim ettiler. Neticede, halife yarı canlı olarak bir bodruma atıldı. Kapısını da taşla örttüler. Ve bu şekilde ölüme terk ettiler.
MUHTEDİ DÖNEMİ
Muhtedi, kardeşi Mutezz öldürülünce Hicrî 255 yılında hilafet makamına oturdu. O da Mutezz gibi sarayda hâkim olan Türklerin etkisi altındaydı.
Muhtedi, ahlak ve yaratılış olarak Ömer b. Abdülaziz'e benzemekteydi. Nitekim zaman zaman şöyle dediği söylenir:
"Emevi halifelerinin içinde hiç olmazsa Ömer b. Abdülaziz gibi temiz biri vardı. Abbasî halifeleri arasında ona benzer bir kişinin bile olmayışı bizim için utanç vericidir."
O da Abdülaziz oğlu Ömer gibi belli bir ölçüde halkın şikâyetleri ile ilgileniyordu. Halife olduktan sonra içkili eğlencelere son verdi. Tarihçiler bu konuda kendisini övmüşlerdir.
Muhtedi bu şekilde davranırken döneminin siyasal ve sosyal şartlarını da göz önüne almaktaydı.
İslam toplumunda kendisinden daha ilgili ve çok daha üstün şahsiyetlerin olduğunu biliyordu. Bu durumda yönetimi onlara bırakıp siyaset sahnesinden çekilmesi gerektiğinin farkındaydı.
Halkın desteğini böyle bir jestle kazanmak istiyordu. Ancak hayatının sonuna kadar hilafet makamından ayrılmadı.
Muhtedi'nin, geceleri namaz kılan, gündüzleri oruç tutan; hatta orucunu tuz, ekmek ve sirke ile açan bir zât olduğunu tarih kitapları yazmaktadır.
Bu kadar ibadet ehli biri olan halife Muhtedi, İmam Hasan Askerî'yi hapse attırmıştır.
Onun iktidarı döneminde, hatta Muhtedi'nin öldürüldüğü geceye kadar İmam Hasan Askerî hapiste yaşadı. Kaynaklara göre bir ara İmam'ı öldürmeyi bile düşündü.
HALİFE MUTEMED
Mutemed, Hicrî 256 yılında Türkler tarafından hilafet makamına getirildi. Muhtedi'nin amcasının oğluydu.
Muhtedi'nin aksine eğlence tutkunu biriydi. Halkın işleriyle ilgilenmemekteydi. Onun döneminde idarenin bütün kontrolü kardeşi Muvaffak'ın elindeydi.
Tarihî kaynaklarda yazdığına göre; "Görünüşte halife Mutemed idiyse de; gerçekte hilafeti çekip çeviren Muvaffak idi. Mutemed ise sadece ismen halife idi." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)