İmam Cafer’den tefsir örnekleri -4
Câfer Sâdık Aleyhisselama, “Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün” ayetinin anlamını sordum
29.10.2022 07:31:00





Ebu Sabah el-Kinanî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Ey iman edenler! Samimi bir kalp ile Allah'a dönün" ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "(Bundan maksat), kulun, bir günahtan tevbe etmesi, sonra bir daha bu günahı işlemeye dönmemesidir."
Ebu Bâsir rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün" ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Burada, bir daha geri dönülmeyen günaha işaret ediliyor."
Dedim ki: "Hangimiz bir daha günah işlemeye dönmez ki?"
Buyurdu ki: "Ey Ebu Muhammed! Allah, fitneye düşüp de tevbe eden kullarını sever."
Ebu Bâsir rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda hatırlayıp hemen gerçeği görürler" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Burada, günah işlemeye niyetlenen kul kastediliyor. Sonra (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlıyor ve beri duruyor.
'Hatırlayıp hemen gerçeği görürler' ifadesinde buna işaret ediliyor.
Misma b. Abdülmelik rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Emir'ül-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib Aleyhisselam), "Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Allah çoğunu affeder" ayetiyle ilgili olarak buyurmuştur:
"Hiçbir damar kısılması, taş isabet etmesi, ayak tökezlemesi ve odun yarması yoktur ki, bir günahtan dolayı olmasın. Allah günahların çoğunu affeder.
Allah kimin günahının cezasını dünyada çabucak verirse, bilin ki, Allah Azze ve Celle, ahirette bir daha ona ceza vermeyecek kadar uludur, kerem sahibidir ve büyüktür."
Ali b. Riab rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir" ayetiyle ilgili olarak sordum ki:
"Sence Ali (a.s.)'ın ve ondan sonra Ehl-i Beyt'inin başına gelenler, kendi elleriyle işledikleri yüzünden miydi? Onlar tertemiz mâsumlar oldukları halde, bu ayetin kapsamına girerler miydi?"
Buyurdu ki: "Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) hiç günah işlemediği halde, bir gün ve gecede yüz kere tövbe eder, Allah'tan bağışlanma dilerdi. Allah dostlarına özel musibetler verir ki onlara, günah işlemedikleri halde sevap versin."
Sema'e b. Mihran rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Onları, hiç farkına varmayacakları şekilde yavaş yavaş helâka yaklaştıracağız" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Burada bir kul kastediliyor ki, günah işler. Bu esnada nimeti yenilenir. Bu nimet onu günahtan istiğfar etmekten alıkoyar."
Abdullah b. Süleyman rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Kur'an'ı tane tane oku" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Emir'ül-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib Aleyhisselam) bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
"Onu apaçık anlaşılacak şekilde oku. Şiir gibi hızlı okuma. Etrafa kum saçar gibi harflerini birbirinden koparırcasına heceleyerek okuma.
Aksine onu okurken katı kalplerinizi korkuyla doldurun. Hiçbiriniz surenin sonunun bir an önce gelmesi için acele etmesin."
Hafs b. Giyas rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Ramazan ayı ki Kur'an onda nâzil oldu..." ayetini sordum ve biz Kur'an'ın baştan sona (takribi) yirmi senede nâzil olduğunu biliyoruz" dedim.
Buyurdu ki: "Kur'an bir kerede bir bütün olarak Ramazan ayında Beytu'l Ma'mur'a indi. Sonra (takribi) yirmi sene boyunca oradan (kısım kısım) indirildi."
Ardından İmam şöyle buyurdu: "Nebi (sallallahu aleyhi ve alihi) şöyle buyurmuştur: İbrahim (Aleyhisselam)'ın suhufları Ramazan ayının ilk gecesinde, Tevrat Ramazanın altıncı gecesinde, Zebur Ramazan on sekizinci gecesinde ve Kur'an da Ramazan ayının yirmi üçüncü gecesinde nâzil olmuştur."
İbn-i Ebu Umeyr, kendisine anlatan biri aracılığıyla rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz" ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdu:
"Yusuf Aleyhisselam, meclisini geniş tutar, muhtaç olanlara borç verir ve zayıflara yardım ederdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
Buyurdu ki: "(Bundan maksat), kulun, bir günahtan tevbe etmesi, sonra bir daha bu günahı işlemeye dönmemesidir."
Ebu Bâsir rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün" ayetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: "Burada, bir daha geri dönülmeyen günaha işaret ediliyor."
Dedim ki: "Hangimiz bir daha günah işlemeye dönmez ki?"
Buyurdu ki: "Ey Ebu Muhammed! Allah, fitneye düşüp de tevbe eden kullarını sever."
Ebu Bâsir rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda hatırlayıp hemen gerçeği görürler" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Burada, günah işlemeye niyetlenen kul kastediliyor. Sonra (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlıyor ve beri duruyor.
'Hatırlayıp hemen gerçeği görürler' ifadesinde buna işaret ediliyor.
Misma b. Abdülmelik rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Emir'ül-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib Aleyhisselam), "Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Allah çoğunu affeder" ayetiyle ilgili olarak buyurmuştur:
"Hiçbir damar kısılması, taş isabet etmesi, ayak tökezlemesi ve odun yarması yoktur ki, bir günahtan dolayı olmasın. Allah günahların çoğunu affeder.
Allah kimin günahının cezasını dünyada çabucak verirse, bilin ki, Allah Azze ve Celle, ahirette bir daha ona ceza vermeyecek kadar uludur, kerem sahibidir ve büyüktür."
Ali b. Riab rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir" ayetiyle ilgili olarak sordum ki:
"Sence Ali (a.s.)'ın ve ondan sonra Ehl-i Beyt'inin başına gelenler, kendi elleriyle işledikleri yüzünden miydi? Onlar tertemiz mâsumlar oldukları halde, bu ayetin kapsamına girerler miydi?"
Buyurdu ki: "Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) hiç günah işlemediği halde, bir gün ve gecede yüz kere tövbe eder, Allah'tan bağışlanma dilerdi. Allah dostlarına özel musibetler verir ki onlara, günah işlemedikleri halde sevap versin."
Sema'e b. Mihran rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Onları, hiç farkına varmayacakları şekilde yavaş yavaş helâka yaklaştıracağız" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Burada bir kul kastediliyor ki, günah işler. Bu esnada nimeti yenilenir. Bu nimet onu günahtan istiğfar etmekten alıkoyar."
Abdullah b. Süleyman rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Kur'an'ı tane tane oku" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Emir'ül-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib Aleyhisselam) bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
"Onu apaçık anlaşılacak şekilde oku. Şiir gibi hızlı okuma. Etrafa kum saçar gibi harflerini birbirinden koparırcasına heceleyerek okuma.
Aksine onu okurken katı kalplerinizi korkuyla doldurun. Hiçbiriniz surenin sonunun bir an önce gelmesi için acele etmesin."
Hafs b. Giyas rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a, "Ramazan ayı ki Kur'an onda nâzil oldu..." ayetini sordum ve biz Kur'an'ın baştan sona (takribi) yirmi senede nâzil olduğunu biliyoruz" dedim.
Buyurdu ki: "Kur'an bir kerede bir bütün olarak Ramazan ayında Beytu'l Ma'mur'a indi. Sonra (takribi) yirmi sene boyunca oradan (kısım kısım) indirildi."
Ardından İmam şöyle buyurdu: "Nebi (sallallahu aleyhi ve alihi) şöyle buyurmuştur: İbrahim (Aleyhisselam)'ın suhufları Ramazan ayının ilk gecesinde, Tevrat Ramazanın altıncı gecesinde, Zebur Ramazan on sekizinci gecesinde ve Kur'an da Ramazan ayının yirmi üçüncü gecesinde nâzil olmuştur."
İbn-i Ebu Umeyr, kendisine anlatan biri aracılığıyla rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz" ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdu:
"Yusuf Aleyhisselam, meclisini geniş tutar, muhtaç olanlara borç verir ve zayıflara yardım ederdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.