İmam Bakır’ın ibadetler konusundaki nasihatleri
İmam Bâkır’ın (a.s.) Afrikalı birine şöyle buyurduğunu duydum: “Râşid nasıldır?”
22.09.2023 17:22:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmam Bâkır'ın (a.s.) Afrikalı birine şöyle buyurduğunu duydum: "Râşid nasıldır?"
Afrikalı, "Onu geride sağ salim bıraktım, sana selamımı iletmemi söyledi" dedi.
İmam, "Allah rahmet eylesin" buyurdu.
Afrikalı, "Öldü mü?" diye sordu.
İmam, "Evet" diye buyurdu.
Afrikalı, "Allah'a and olsun ki, ne hastalandı, ne de bir rahatsızlığı vardı" dedi.
İmam (a.s.), "Eceli gelen, ister hasta olsun, ister olmasın ölür" buyurdular.
Afrikalı, "Bu şahıs nasıl bir insandı?" diye sordu.
İmam (a.s.), "Bizim dostlardan ve bizi sevenlerden biriydi" buyurdu.
Daha sonra ekleyerek, "Sizi gören gözümüzün ve sesinizi duyan kulağımızın olmadığını mı zannediyorsunuz? Ne de kötü düşünüyorsunuz! Allah'a and olsun ki, sizin bütün amellerinizden haberdarız. Öyleyse kendinizi iyi ameller yapmaya alıştırın ve hayır ehlinden olun. Şüphesiz ben bunu evlat ve sevenlerime emrediyorum."
Ebu Hamza es-Sumâlî anlatıyor: "Muhammed b. Ali b. Hüseyin (a.s.) bana öten serçeleri göstererek şöyle dedi: 'Ey Ebu Hamza, onlar ne diyor bilir misin?'
'Hayır' dedim.
'Onlar, Rabbimi tenzih ederler ve O'ndan günlük rızıklarını isterler' dedi."
Ebu Hamza es-Sumâlî, İmam Bâkır'dan (a.s.) bildiriyor:
"Allah'a en hoş gelen amel, O'ndan bir şey istemektir. Kazayı ancak dua def eder. Hayrın, mükâfaatı en çabuk verileni, iyi davranıştır. Cezası en çabuk gelen şer ise haksızlık ve zulümdür.
Kendisinde göremediği bir kusuru başkalarında arayıp görmek, insana ayıp olarak yeter.
İnsanlara yapamayacakları bir şeyi emretmek ve sohbet arkadaşına, onu hiç ilgilendirmeyen konulardan söz ederek rahatsız etmek de ayıptır."
İmam (a.s.), Câbir el-Cûfî'ye şöyle nasihat etmiştir:
"Sende hayır olup olmadığını bilmek istersen kalbine bak. Eğer kalbin, Allah'a ibadet edenleri seviyor, günahkârlara da buğz ediyorsa sende hayır vardır ve Allah da seni seviyordur.
Şayet kalbin Allah'a itaat edenlere buğz ediyor, günahkârları da seviyorsa, sende hayır yoktur ve Allah da sana buğz ediyordur. Kişi sevdiği ile beraberdir."
İmam Bâkır (a.s.), Hz. Peygamber'den (s.a.v.) naklettiği bu hadisinde, Allah'ın emir ve yasaklarına uyulmamasının neticelerini anlatmaktadır: Eban, bir adam aracılığı ile rivayet eder:
"Ebu Câfer (a.s.) (Muhammed Bâkır) şöyle buyurmuştur: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Beş şey vardır ki, onları gördüğünüz zaman onlardan Allah'a sığının. Bir kavimde fuhuş yaygınlaştığında bunu açıktan işlemeye başlarlarsa, veba salgını ve geçmiş hiçbir millette rastlanılmayan hastalıklar, ağrılar aralarında yaygınlaşır.
Bir kavim terazi ve ölçüyü eksik tartarlarsa, mutlaka kuraklıklarla, ağır ihtiyaçlarla ve zâlim sultanlarla cezalandırılır.
Bir kavim zekâtı vermezse, gökten üzerlerine yağmur yağdırılmaz. Eğer hayvanlar olmasaydı, bir damla yağmur yüzü görmezlerdi.
Bir kavim, Allah'ın ve Resûlünün (s.a.v.) ahdini çiğnerlerse, Allah onların başlarına düşmanlarını musallat eder ve bu düşmanlar ellerindeki şeylerin bir kısmını alırlar.
Bir kavim Allah'ın indirdiğinden başka bir şeyle hükmederse, Allah aralarında şiddetli bir harp meydana getirir."
Abdullah b. Muhammed el-Cûfî, Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır) şöyle dediğini rivayet eder:
"Allah'ın yarattıkları arasında yaratılmayı en fazla hak edenler Allah'ın kazasına teslim olanlardır.
Kim, Allah'ı bilir, O'nun, kendisi ve hakkındaki kazasına rıza gösterirse, o hüküm kendisine ulaşır ve Allah onun ecrini arttırır ve her kim kazasına rıza göstermeyip hoşnut olmazsa, hüküm ona ulaşmaz ve Allah onun ecrini azaltır."
Ebu Ubeyde el-Hazza, Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır) şöyle dediğini rivayet eder:
"Allah Tebareke ve Teâlâ şöyle buyuruyor: Benim sevabım için amel işleyenler amellerine güvenmesinler. Eğer onlar çalışıp tüm ömürlerini Bana ibadet etme uğrunda yorsalar dahi eksik kalırlar.
Katımdaki keramete, cennetlerimdeki nimetlere ve yakınımdaki yüksek derecelere ulaşma hususundaki ibadetleri, Bana ibadetin künhüne varamazlar.
Şayet, rahmetime güvenip fazlımdan ümitvâr olurlarsa ve Benim hakkımda hüsn-ü zandan bulunup mutmain olurlarsa, rahmetim onlara erişir, ihsanımla rıdvanıma ulaşırlar. Ve mağfiretim onları affımla giydirir.
Şüphesiz Ben, kendini Rahman ve Rahim olarak isimlendiren Allah'ım." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Afrikalı, "Onu geride sağ salim bıraktım, sana selamımı iletmemi söyledi" dedi.
İmam, "Allah rahmet eylesin" buyurdu.
Afrikalı, "Öldü mü?" diye sordu.
İmam, "Evet" diye buyurdu.
Afrikalı, "Allah'a and olsun ki, ne hastalandı, ne de bir rahatsızlığı vardı" dedi.
İmam (a.s.), "Eceli gelen, ister hasta olsun, ister olmasın ölür" buyurdular.
Afrikalı, "Bu şahıs nasıl bir insandı?" diye sordu.
İmam (a.s.), "Bizim dostlardan ve bizi sevenlerden biriydi" buyurdu.
Daha sonra ekleyerek, "Sizi gören gözümüzün ve sesinizi duyan kulağımızın olmadığını mı zannediyorsunuz? Ne de kötü düşünüyorsunuz! Allah'a and olsun ki, sizin bütün amellerinizden haberdarız. Öyleyse kendinizi iyi ameller yapmaya alıştırın ve hayır ehlinden olun. Şüphesiz ben bunu evlat ve sevenlerime emrediyorum."
Ebu Hamza es-Sumâlî anlatıyor: "Muhammed b. Ali b. Hüseyin (a.s.) bana öten serçeleri göstererek şöyle dedi: 'Ey Ebu Hamza, onlar ne diyor bilir misin?'
'Hayır' dedim.
'Onlar, Rabbimi tenzih ederler ve O'ndan günlük rızıklarını isterler' dedi."
Ebu Hamza es-Sumâlî, İmam Bâkır'dan (a.s.) bildiriyor:
"Allah'a en hoş gelen amel, O'ndan bir şey istemektir. Kazayı ancak dua def eder. Hayrın, mükâfaatı en çabuk verileni, iyi davranıştır. Cezası en çabuk gelen şer ise haksızlık ve zulümdür.
Kendisinde göremediği bir kusuru başkalarında arayıp görmek, insana ayıp olarak yeter.
İnsanlara yapamayacakları bir şeyi emretmek ve sohbet arkadaşına, onu hiç ilgilendirmeyen konulardan söz ederek rahatsız etmek de ayıptır."
İmam (a.s.), Câbir el-Cûfî'ye şöyle nasihat etmiştir:
"Sende hayır olup olmadığını bilmek istersen kalbine bak. Eğer kalbin, Allah'a ibadet edenleri seviyor, günahkârlara da buğz ediyorsa sende hayır vardır ve Allah da seni seviyordur.
Şayet kalbin Allah'a itaat edenlere buğz ediyor, günahkârları da seviyorsa, sende hayır yoktur ve Allah da sana buğz ediyordur. Kişi sevdiği ile beraberdir."
İmam Bâkır (a.s.), Hz. Peygamber'den (s.a.v.) naklettiği bu hadisinde, Allah'ın emir ve yasaklarına uyulmamasının neticelerini anlatmaktadır: Eban, bir adam aracılığı ile rivayet eder:
"Ebu Câfer (a.s.) (Muhammed Bâkır) şöyle buyurmuştur: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Beş şey vardır ki, onları gördüğünüz zaman onlardan Allah'a sığının. Bir kavimde fuhuş yaygınlaştığında bunu açıktan işlemeye başlarlarsa, veba salgını ve geçmiş hiçbir millette rastlanılmayan hastalıklar, ağrılar aralarında yaygınlaşır.
Bir kavim terazi ve ölçüyü eksik tartarlarsa, mutlaka kuraklıklarla, ağır ihtiyaçlarla ve zâlim sultanlarla cezalandırılır.
Bir kavim zekâtı vermezse, gökten üzerlerine yağmur yağdırılmaz. Eğer hayvanlar olmasaydı, bir damla yağmur yüzü görmezlerdi.
Bir kavim, Allah'ın ve Resûlünün (s.a.v.) ahdini çiğnerlerse, Allah onların başlarına düşmanlarını musallat eder ve bu düşmanlar ellerindeki şeylerin bir kısmını alırlar.
Bir kavim Allah'ın indirdiğinden başka bir şeyle hükmederse, Allah aralarında şiddetli bir harp meydana getirir."
Abdullah b. Muhammed el-Cûfî, Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır) şöyle dediğini rivayet eder:
"Allah'ın yarattıkları arasında yaratılmayı en fazla hak edenler Allah'ın kazasına teslim olanlardır.
Kim, Allah'ı bilir, O'nun, kendisi ve hakkındaki kazasına rıza gösterirse, o hüküm kendisine ulaşır ve Allah onun ecrini arttırır ve her kim kazasına rıza göstermeyip hoşnut olmazsa, hüküm ona ulaşmaz ve Allah onun ecrini azaltır."
Ebu Ubeyde el-Hazza, Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır) şöyle dediğini rivayet eder:
"Allah Tebareke ve Teâlâ şöyle buyuruyor: Benim sevabım için amel işleyenler amellerine güvenmesinler. Eğer onlar çalışıp tüm ömürlerini Bana ibadet etme uğrunda yorsalar dahi eksik kalırlar.
Katımdaki keramete, cennetlerimdeki nimetlere ve yakınımdaki yüksek derecelere ulaşma hususundaki ibadetleri, Bana ibadetin künhüne varamazlar.
Şayet, rahmetime güvenip fazlımdan ümitvâr olurlarsa ve Benim hakkımda hüsn-ü zandan bulunup mutmain olurlarsa, rahmetim onlara erişir, ihsanımla rıdvanıma ulaşırlar. Ve mağfiretim onları affımla giydirir.
Şüphesiz Ben, kendini Rahman ve Rahim olarak isimlendiren Allah'ım." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.