Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş dönemi olan Tanzimat devrinde, devletle başı derde girip, mahkemeye verilen her sergerde, duruşmaya Rus, İngiliz veya Fransız sefaretinde görevli bir ecnebiyi koluna takarak gelirdi. Eğer bu "Avrupalılar tarafından mahkemeyi tehdide yeltenme" çabası beraat veya takipsizlik kararının verilmesine kâfi gelmezse, ikinci duruşmadan önce Nazır Paşa makamında ziyaret edilirdi. Makamda ne olduğunu Ziya Paşa şöyle anlatır: "...Samatyalı Kasbar, bugün bir siyah şapkayla ve yanında bir Rus tercümanla Hariciye Nazırı'nın yanına gelip, üst yanındaki sandalyeye oturdu. Cebinden tütün kesesini çıkarıp, cığaracığını yaktı. Dumanı Nazır Paşa'nın burnuna üfleyerek ayaklarını birbirinin üstüne attı."Sonra?Sonrası mâlum; ya Batı'nın baskılarına başeğmeyen hâkim sürgüne gönderilip, yerine anlayışlı bir reis bey tâyin edilecektir, ya da sanığın suçlanmasına mesnet teşkil eden kanun iptal edilerek mesele çözümlenecektir! Tabii bu arada eğer şeref ve haysiyetinden tâviz vermezse Adliye Nazırı da azledilecektir!Orhan Pamuk dâvâsında yaşadığımız olaylara ne kadar benziyor değil mi?Şimdi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türk Milleti'ni câni ilan eden Orhan Pamuk'u desteklemek için mahkemenin önünde tehditkâr gösteriler yapmakla yetinmeyip, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne de hakaretler yağdıran Joost Lagendijk denen densiz herifi kurtarmak için Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinin değiştirilmesini istiyor. Adam sanki Tanzimat Nâzırı!Halbuki bu kanun, vatan hainlerinin Türkiye'ye serbestçe ihanet edebilmeleri için Avrupalılar'ın talebi üzerine defalarca değiştirilmişti! Necdet Sevinç / Tercüman