İhmaller faciayı doğurdu

Soma'da tam bir facia yaşandı.Geçimini zor şartlarda temin etmek için yerin altında alınteri döken yüzlerce işçimiz ihmaller zincirinin bir neticesi olarak hayatlarını kaybetti.Ölen madencilerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.Olayı duyduğumuz zaman, Manisa Kırkağaçlı olmam hasebiyle ayrıca bir endişelendim. Çünkü bizim köyden de o madende çalışan yakınlarımız vardı.Köydeki tanıdıkları aradım ve öğrendim ki, bizim akrabalar o vardiyada değillermiş ama 3 köylümüzün vefat ettiğini öğrendim. Yüzlerce hemşerimizin yaşamını yitirmesi bizleri derinden üzdü. Bir de yapılan ihmalkârlıkları duyunca üzüntümüz daha da arttı kızgınlığa dönüştü.İşçi yakınlarıyla yaptığımız telefon görüşmelerinde iş yerinde büyük ihmallerin olduğunu öğrendik. 45-50 adet kurtarma ekipmanı olduğu ifade ediliyor. 6000 kişinin çalıştığı yerde bu kadar ekipman zaten en ufak bir olayın faciaya dönüşeceğini açıkça gösteriyor.Üstelik bu ekipmanlar 300 metre mesafedeki bir yaralıyı anca kurtarabiliyor.Sanki facia hiç olmayacakmış gibi bir sistem kurulmuş.Halbuki, yerin yüzlerce metre altında kilometrelerce genişliği olan bir alanda binlerce işçinin çalıştığı bir ortamda facialar kaçınılmazdır.İşletmelerin ve kontrol mekanizmalarının böyle olaylara hazırlıklı olması gerekiyor.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı faciadan sonra yaptığı açıklamada, kazanın meydana geldiği işyerinin sürekli denetlenen bir işyeri olduğunu, son denetimlerde de işçi sağlığı ve güvenliği açısından hiçbir eksikliğin bulunmadığını belirtti.Sürekli denetlenen ve işçi güvenliği için hiçbir eksikliğin bulunmadığı ifade edilen madende en ufak bir yangında şu ana kadar 232 kişi ama bölgeden aldığımız haberlere göre 600'den fazla işçi vefat etti. Vardiya değişimi içeride yapıldığı için bu sayının bini aşabileceği de ifade ediliyor.Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası'nın yaptığı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın 9 ay önce aynı işyerini ziyaret ettiği ve "örnek bir ocak" olarak gösterdiği belirtiliyor.Örnek bir ocakta yaşanan dram ortada?İşveren yaptığı açıklamada, maliyeti dörtte bire düşürdüğünden bahsediyor. Burada sorulması gereken soru, "nasıl düşürüldü?"?Eğer güvenlik önlemlerinden kısıtlama yapıldıysa, yangına sebebiyet verecek ya da körükleyebilecek malzemeler ucuz diye kullanıldıysa, mühendislikten, işçilikten kısıldıysa bu şekilde bir netice çıkması zaten beklenendir.Eğer siyasi irade de yapması gereken denetimleri "siyaseten" yaptıysa yine bu tür sonuçlar kaçınılmazdır.Türkiye ölümlü iş kazaları açısından Avrupa'da birinci sırada ve son 10 yılda en az 12 bin işçi, iş kazaları sonucu yaşamını yitirdi.Devlete ait olan stratejik işletmeler özel şirketlere devredilmesinin bu sonuçta etkisi büyüktür. Özel şirketler karını düşünür, kurumları özelleştiren siyasiler ise yaptıkları özelleştirmenin iyi olduğunu göstermek için bazı şeyleri görmezden gelir.Halbuki olması gereken, özelleştirme yapılacaksa, devlet-millet ortaklığı şeklinde olmalıdır. En sıhhatli ve verimli özelleştirme bu özelleştirmedir.Bu tarz bir özelleştirmeyi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'nde ve parti programında ifade etmektedir.Böyle bir özelleştirme şirketlerin hem verimini artıracak, hantallıktan kurtaracak, hem de güvenli bir şekilde işletilmesini sağlayacaktır. Hem devlet kazanacak hem de millet?Böyle bir özelleştirmenin yaşandığı ortamda çift taraflı otokontrol sayesinde (hem millet, hem devlet) doğal olarak iş güvenliği sağlanacak ve Soma'da, Zonguldak'ta, Tuzla'da yaşanan facialar da asla yaşanmayacaktır.