İCMAL GENÇLİĞİ Celal Mısır'ı unutmadı
İcmal Gençliği, Ankara'da bir araya gelerek İcmal Dergisi'nin ilk Yayın Sorumlusu, büyük dava ve edep insanı Celal Mısır Hocamızı vuslatının 19. yılında yâd etti
17.06.2013 00:00:00
Aycan SARIBAY / ANKARA Başyazarlığını Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı İcmal Dergisi'nin 3 önemli yazarı Celal Mısır, Ali Gedik ve Baki Bektaş hocalardı. Celal Mısır Hocamız 1994, Baki Bektaş Hocamız 2002, Ali Gedik Hocamız ise 2011 yılında Hakk'a yürüdü. Her 3 büyük ismin 8-9 yıl arayla vuslat-ı Rahmana ermeleri dikkat çekiyor. İcmal Dergisinin 1982 yılında Prof. Dr. Haydar Baş'ın riyasetinde onlar hayata geçirdi, 100 bini aşan tiraja ulaştırdılar. Dergini ilk Yayın sorumlusu da Celal Mısır Hocamızdı.İcmal Gençliği, Ankara'da edep timsali, büyük dava insanı Celal Mısır Hocamızı yad etti. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu yıl Nisan ayında Trabzon'da düzenlenen gecede onun için şunları söylemişti: "Celal Ağabeyimiz farklı bir âlemdi. O kadar temizdi, o kadar disiplinliydi ki, ben onun gibisini hayatımda görmedim. Akçaabat'ta ilkokul öğretmenliği yapıyordu. O kadar yakışıklı, mavi gözlü öyle güzel bir delikanlı idi. Tertemiz elbise giyerdi. Onunla yakın temas kurdum, gönül yolculuğuna çıktık ve o yolculuk ölüme kadar devam etti. İcmal Dergisini çıkaracağımız zaman bu işi yapsa yapsa Celal Ağabey yapar dedik. Biz dergiyi çıkarırken cebimizde 5 Kuruş dahi yoktu. Ben memur, Celal bey memur, Baki Hoca memur. Öyle zengin aile çocukları da değildik. İnanır mısınız, İcmal Dergisinin ilk sayısı 5 bin adet olarak çıktı. Makaleler o kadar güçlü idi ki, hayret edersiniz. Mesela 2- 3 sayfalık yazı için en az 10 tane kitap okuyordum. Verilen vazifeye hiç bir zaman itiraz etmedi, içinde bulunduğu durumu önemsemedi, çünkü o kul olmanın sırrını keşfetmişti. Söyleneni, arzu edilen şekilde tam ve teslimiyetle yaptı." Celal Mısır'dan dersAnkara'daki anma töreninde Celal Mısır Hocamızın bir hatırası da paylaşıldı: "Bizim Aliço isminde bir kemancı komşu vardı. Bir gün kapım çalındı ve haber verildi ki Aliço ölmek üzere, son anlarını yaşıyormuş. 'Zahmet olmazsa gelinde ona şahadet telkin edin, dua falan okuyun da ona yardımcı olunuz' dediler. Biz de Aliço'nun başucuna geldik, Aliço 'Lailaheillalah' de. Aliço başladı mırıldanmaya, 'gıvgıv da gıvgıv'. Ben tekrar ediyorum, Aliço 'Lailaheillallah' de, o gene 'gıvgıv da gıvgıv' diyor. Ben ne kadar ısrar ettiysem o hala 'gıvgıv da gıvgıv'… Bir ara kızdım ona, 'Aliço söylesene'. Aliço şöyle bir gözüme baktı ve 'onu söyleyemeyrum' dedi. Ve maalesef Aliço şahadet getiremeden vefat etti. Arkadaşlar, Aliço bunu neden yaşadı biliyor musunuz? O bütün hayatını keman çalmakla geçirdi. İbadet nedir, şahadet nedir bilmedi, öğrenmedi işte ondan son anında şahadet getiremedi." İşte gerçek mü'minin haliDr. Abdullah Terzi, Celal Mısır Hocamızın vefatından bir süre önce geçirdiği ameliyattan çıktıktan sonra şahit olduğu bir hadiseyi şöyle anlattı: "Kendisi ameliyattan yeni çıkmıştı ve bilinci henüz yerinde değildi. Ancak etrafındaki doktorları çok şaşırtan ancak bizim için malum olan bir hale şahit olduk. Celal Hoca etrafındaki herkesin duyacağı bir şekilde sürekli Lailaheillallah diyordu. Çünkü o hayatı boyunca hep daim zikir halini yaşadı." Dr. Nuri Kaplan, 1991 yılında geçirdiği bir trafik kazası sonrası tedavisi ile yakından ilgilendiği Celal Mısır Hocanın metanetini, olaylara bakışını ve yaşadığı zor hallere rağmen Allah'a (c.c.) kulluk noktasında gösterdiği sabır ve ısrara olan şahitliğinden bahsetti. Celal Mısır'ın oğlu Ekrem Mısır da babası için şöyle konuştu: "O da bizim gibi bir insandı, maddi olarak bizden bir farkı veya üstünlüğü yoktu ancak o kulluğu noktasında üst seviyedeydi ve bunu da Allah dostuyla gönül bağı kurarak elde etmişti."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.