Süper Lig'de 8. hafta geride kaldı. Puan durumuna bakıldında geçen yıldan farklı olarak dört büyükler ilk dört sıradaki yerini aldı. Bu tablo hepimizin bildiği ve alıştığı bir görüntü.
Süper Ligin ilk haftalarında oldukça başarılı maçlar çıkaran ve zirveye ortak olan İstanbulspor, son haftalarda kaybettiği puanlarla yedinci sıraya kadar düşmüş durumda. Geçen yılın gözde ekibi Gençlerbirliği ise 6-0'lık Adana galibiyetiyle ancak kendine gelebildi. Malatyaspor bu performansını korur, Gaziantep ve Gençlerbirliği gibi takımlar da biraz daha canlanırsa ligimiz daha zevkli hale gelecektir.
Ancak şu ana kadar her zaman olduğu gibi dört büyük takım zirvedeki yerlerini almış durumda.
Ancak, Galatasaray ve Trabzonspor ligin sekizinci haftasına gelinmesine rağmen bir türlü istikrara kavuşamadılar ve her maçları üç ihtimalli olarak karşımıza çıkıyor.
Galatasaray oynadığı maçlarda çok zorlanıyor. En son Akçaabat maçında, "Akçaabat teknik direktörünün eksik oyun anlayışı ile takımı sahaya sürmesinin de katkılarıyla", 3-0 öne geçmesine rağmen, oyundan kopunca maçtan güçlükle galip ayrılabildi. Belki oyun birkaç dakika daha devam etse bir puana razı olacaktı.
Ancak maç sonunda Fatih Terim yine bildik tavırlarıyla medyayı eleştirdi ve taraftara da sitem etti. Hadi; çok üzerine gelindiğini düşündüğünden medyaya sitem etti diyelim. Ya taraftara sitemine ne demeli. O taraftar ki ligin başından bu yana tribünleri tıklım tıklım doldurdu ve takımına destek verdi, para kazandırdı. Terim taraftara sitem etme hakkını kendinde nereden buldu bilmiyorum. Ama bir gerçek var ki hala kendi iç muhasebesini yapmak istemiyor.
Galatasaray herşeye rağmen üçüncü sırada, bu nedenle bu kadar eleştirmek niye diye sorulabilir. Ancak taraftar takımından galibiyetin yanında iyi futbol bekliyor, izlerken zevk almak istiyor.
Yani Beşiktaş'ın bu sezon ortaya koyduğu ve Fenerbahçe'nin de her geçen gün biraz daha yaklaştığı gibi bir futbol. Sahaya çıkınca takım olduğunun bilincinde ve kendinden emin bir tavır. Kısacası taraftar eski Galatasaray'ı arıyor. Bu yönde bir gelişme görmeyince de nihayet bunu tribünlere yansıttı. Geçen yazımda da belirttiğim gibi, Galatasaray yönetimi ve Fatih Terim'in en başta yapması gereken; öncelikle kendilerini sorgulamaları ve nerede yanlış yaptıklarını bulmalarıdır.
Trabzonspor ise kurduğu genç ekiple bir şeyler yapmak gayretinde. Yönetimdeki iç çekişmeler başta olmak üzere, bazı futbolcuların bireysel hatalarının takımı olumsuz etkilediği aşikar. Her şeye rağmen ilk dördün içinde yer alıyor bordo mavili ekip. Tabi Ç.Rize maçında alınan hükmen galibiyeti de unutmayalım. Trabzonspor'un da eskiye oranla kaybettiği çok şeyler var. Bu noktada Galatasaray'la benzeşiyorlar. Ligde sekiz hafta geride kaldı ve hala takım düzeni kurulamadı. Samet Aybaba'nın futbolcularını daha iyi motive etmesi ve hazırlaması gerekiyor. Bir an önce oluşturulacak sağlıklı bir yönetim ile sorunlar geride bırakılabilir.
Beşiktaş için çok şey söylemeye gerek yok, tüm takım halinde gerekeni yapıyor ve yoluna devam ediyor. Galatasaray'ın ve Trabzonspor'un kaybettiği değerleri bugünlerde Beşiktaş'ta fazlasıyla görebiliyorsunuz.
F.Bahçe de genç kadrosuyla gayet iyi gidiyor. Daum bile bu başarıyı kendisinin de beklemediğini açıkça ifade ediyor. Ancak F.Bahçe bu sezon başka. İstekli, gayretli ve oyunun doksan dakika olduğunu unutmadan oynuyor. Pes etmiyor, kazanma istekleri en üst seviyede. Tabii bu arada çeşitli hatalar, yanlışlıklar da oluyor ama, taraftarına zevkli maçlar izletiyor.
Süper Ligin ilk haftalarında oldukça başarılı maçlar çıkaran ve zirveye ortak olan İstanbulspor, son haftalarda kaybettiği puanlarla yedinci sıraya kadar düşmüş durumda. Geçen yılın gözde ekibi Gençlerbirliği ise 6-0'lık Adana galibiyetiyle ancak kendine gelebildi. Malatyaspor bu performansını korur, Gaziantep ve Gençlerbirliği gibi takımlar da biraz daha canlanırsa ligimiz daha zevkli hale gelecektir.
Ancak şu ana kadar her zaman olduğu gibi dört büyük takım zirvedeki yerlerini almış durumda.
Ancak, Galatasaray ve Trabzonspor ligin sekizinci haftasına gelinmesine rağmen bir türlü istikrara kavuşamadılar ve her maçları üç ihtimalli olarak karşımıza çıkıyor.
Galatasaray oynadığı maçlarda çok zorlanıyor. En son Akçaabat maçında, "Akçaabat teknik direktörünün eksik oyun anlayışı ile takımı sahaya sürmesinin de katkılarıyla", 3-0 öne geçmesine rağmen, oyundan kopunca maçtan güçlükle galip ayrılabildi. Belki oyun birkaç dakika daha devam etse bir puana razı olacaktı.
Ancak maç sonunda Fatih Terim yine bildik tavırlarıyla medyayı eleştirdi ve taraftara da sitem etti. Hadi; çok üzerine gelindiğini düşündüğünden medyaya sitem etti diyelim. Ya taraftara sitemine ne demeli. O taraftar ki ligin başından bu yana tribünleri tıklım tıklım doldurdu ve takımına destek verdi, para kazandırdı. Terim taraftara sitem etme hakkını kendinde nereden buldu bilmiyorum. Ama bir gerçek var ki hala kendi iç muhasebesini yapmak istemiyor.
Galatasaray herşeye rağmen üçüncü sırada, bu nedenle bu kadar eleştirmek niye diye sorulabilir. Ancak taraftar takımından galibiyetin yanında iyi futbol bekliyor, izlerken zevk almak istiyor.
Yani Beşiktaş'ın bu sezon ortaya koyduğu ve Fenerbahçe'nin de her geçen gün biraz daha yaklaştığı gibi bir futbol. Sahaya çıkınca takım olduğunun bilincinde ve kendinden emin bir tavır. Kısacası taraftar eski Galatasaray'ı arıyor. Bu yönde bir gelişme görmeyince de nihayet bunu tribünlere yansıttı. Geçen yazımda da belirttiğim gibi, Galatasaray yönetimi ve Fatih Terim'in en başta yapması gereken; öncelikle kendilerini sorgulamaları ve nerede yanlış yaptıklarını bulmalarıdır.
Trabzonspor ise kurduğu genç ekiple bir şeyler yapmak gayretinde. Yönetimdeki iç çekişmeler başta olmak üzere, bazı futbolcuların bireysel hatalarının takımı olumsuz etkilediği aşikar. Her şeye rağmen ilk dördün içinde yer alıyor bordo mavili ekip. Tabi Ç.Rize maçında alınan hükmen galibiyeti de unutmayalım. Trabzonspor'un da eskiye oranla kaybettiği çok şeyler var. Bu noktada Galatasaray'la benzeşiyorlar. Ligde sekiz hafta geride kaldı ve hala takım düzeni kurulamadı. Samet Aybaba'nın futbolcularını daha iyi motive etmesi ve hazırlaması gerekiyor. Bir an önce oluşturulacak sağlıklı bir yönetim ile sorunlar geride bırakılabilir.
Beşiktaş için çok şey söylemeye gerek yok, tüm takım halinde gerekeni yapıyor ve yoluna devam ediyor. Galatasaray'ın ve Trabzonspor'un kaybettiği değerleri bugünlerde Beşiktaş'ta fazlasıyla görebiliyorsunuz.
F.Bahçe de genç kadrosuyla gayet iyi gidiyor. Daum bile bu başarıyı kendisinin de beklemediğini açıkça ifade ediyor. Ancak F.Bahçe bu sezon başka. İstekli, gayretli ve oyunun doksan dakika olduğunu unutmadan oynuyor. Pes etmiyor, kazanma istekleri en üst seviyede. Tabii bu arada çeşitli hatalar, yanlışlıklar da oluyor ama, taraftarına zevkli maçlar izletiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.