Veda Hutbesi ile İnsan Hakları Beyannamesi'nin mukayesesi
Tarihî farklılık
Esasen zaman, hakikatleri değiştirmemekle beraber bir şeyin ortaya çıkmasının farklı zamanlarda olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Normalde bakıldığında; Vedâ Hutbesi ile "Beyanname" arasında 13 asır bir zaman farkı vardır. Sözkonusu metinler görünüşte birbirlerine yakın bazı şeyleri ifade etseler bile, bu durum; 13 asır evvel ortaya konan metnin eşsiz bir harika olduğunu gösterir. İki metin sadece bu yönü ile kıyaslanmaya çalışılsa bile mukayesinin mümkün olmadığı kendiliğinden ortaya çıkmış olur. Hattâ "Beyanname"nin çok daha sonra ortaya çıkması itibariyle Vedâ Hutbesinden esinlenebileceği iddia olunabilir. Bu konuda bazı vesikalar ve itiraflar da mevcuttur.
1789'da vuku bulan Fransız İhtilalini hazırlayan Volter, Monteskiyö, Jan Jak Russo gibi düşünürlerin yazılarında geçen eşitlik, hürriyet, adalet ve kardeşlik gibi kavramlar, Doğu'nun yani İslâm dünyasının Batılılara hediyesi idi. Batılılar bu kavramları, Endülüs Müslümanları yoluyla İslâm'dan almışlardı. Bu husus, köklü belgeleri ihtiva eden ayrı bir araştırma konusudur...
l İnsanın maddî-manevî ve iktisadî varlığı üzerinde sahip olduğu haklara ve hürriyetlere; "şahsî hak ve hürriyetler" diyoruz. İnsana ait bu hak ve hürriyetler, kişinin "güvenlik ilkesi" ile birlikte yürürler ve birbirini tamamlarlar. Batıda şahsî hak ve hürriyetlerin gündeme gelmesi için, kişiyi haksız olarak tutuklamaya karşı koruma gayesini güden XVIII. yüzyıla ait bildirileri beklemek gerekti. Konuyla ilgili hüküm ihtiva eden ilk hukukî düzenleme 1912 tarihli İsviçre Medenî Kanunudur. Hz. Peygamber tarafından irad edilen ve gerçek bir İnsan Hak ve Hürriyetleri Beyannamesi mahiyetinde bulunan Vedâ Hutbesinde ise, konuyla ilgili şu hükmü görüyoruz: "Ey insanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, aylarınız nasıl bir ay ve üzerinde bulunduğunuz şu belde nasıl mukaddes bir belde ise, canlarınız, mallarınız ve namuslarınız da öyle mukaddestir; dokunulmazdır ve her türlü tecavüzden korunmuştur".
Tarihî farklılık
Esasen zaman, hakikatleri değiştirmemekle beraber bir şeyin ortaya çıkmasının farklı zamanlarda olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Normalde bakıldığında; Vedâ Hutbesi ile "Beyanname" arasında 13 asır bir zaman farkı vardır. Sözkonusu metinler görünüşte birbirlerine yakın bazı şeyleri ifade etseler bile, bu durum; 13 asır evvel ortaya konan metnin eşsiz bir harika olduğunu gösterir. İki metin sadece bu yönü ile kıyaslanmaya çalışılsa bile mukayesinin mümkün olmadığı kendiliğinden ortaya çıkmış olur. Hattâ "Beyanname"nin çok daha sonra ortaya çıkması itibariyle Vedâ Hutbesinden esinlenebileceği iddia olunabilir. Bu konuda bazı vesikalar ve itiraflar da mevcuttur.
1789'da vuku bulan Fransız İhtilalini hazırlayan Volter, Monteskiyö, Jan Jak Russo gibi düşünürlerin yazılarında geçen eşitlik, hürriyet, adalet ve kardeşlik gibi kavramlar, Doğu'nun yani İslâm dünyasının Batılılara hediyesi idi. Batılılar bu kavramları, Endülüs Müslümanları yoluyla İslâm'dan almışlardı. Bu husus, köklü belgeleri ihtiva eden ayrı bir araştırma konusudur...
l İnsanın maddî-manevî ve iktisadî varlığı üzerinde sahip olduğu haklara ve hürriyetlere; "şahsî hak ve hürriyetler" diyoruz. İnsana ait bu hak ve hürriyetler, kişinin "güvenlik ilkesi" ile birlikte yürürler ve birbirini tamamlarlar. Batıda şahsî hak ve hürriyetlerin gündeme gelmesi için, kişiyi haksız olarak tutuklamaya karşı koruma gayesini güden XVIII. yüzyıla ait bildirileri beklemek gerekti. Konuyla ilgili hüküm ihtiva eden ilk hukukî düzenleme 1912 tarihli İsviçre Medenî Kanunudur. Hz. Peygamber tarafından irad edilen ve gerçek bir İnsan Hak ve Hürriyetleri Beyannamesi mahiyetinde bulunan Vedâ Hutbesinde ise, konuyla ilgili şu hükmü görüyoruz: "Ey insanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, aylarınız nasıl bir ay ve üzerinde bulunduğunuz şu belde nasıl mukaddes bir belde ise, canlarınız, mallarınız ve namuslarınız da öyle mukaddestir; dokunulmazdır ve her türlü tecavüzden korunmuştur".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.