BTP'nin Nevşehir Kozaklı'da düzenlediği geleneksel gençlik kampında genç lider Hüseyin Baş'ın konuşmalarından bir kısmını da bu makalemizde aktarmaya çalışacağız.
Gençlik kampıyla 30 Ağustos Zafer Bayramının aynı tarihlere rastlaması özellikle Cumhuriyet düşmanlarının saçma sapan davranışlar sergilemesi gündemin Atatürk üzerinde yoğunlaşmasını beraberinde getirdi.
Bu makalemizde de müsaadenizle Hüseyin Baş'ın konuşmalarından birkaç başlık paylaşacağım:
"Atatürk'e 'dinsiz' demek zekâ problemidir"
"Atatürk'ün sözüm ona, dine uzaklığı hususunda Atatürkçülerle muhafazakârlar ittifak halinde. Şimdi bu nasıl bir şey? Ben bunu hep şöyle anlatırım; bir insan düşünün tek başına bir mücadeleye karar versin. Kim için? Müslüman Türk milleti için. O mücadeleyi kazansın ve bir cumhuriyet ilan etsin. Kim cumhur? Müslüman Türk milleti. O cumhuriyetten sonra, bizim yaşadığımız coğrafyada gayrimüslimler var, bizim Müslümanlar da Balkanlarda… Bunları nüfus mübadelesi ile yer değiştirsin. Bak, başından sonuna kadar hizmet ettiği insanlar Müslüman ama kendisi güya dinsiz öylemi? Bunu kabul etmek veya bunu düşünmek zekâ problemidir. Günümüzde Atatürk ile kavga etmek bir ayrıcalık haline gelmiş.
"Ben cumhuriyetimi ortadan kaldırmaya çalışana terörist derim"
Şimdi şöyle bakalım olaya; bir grup Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığını kabul etmeyip kendisine yeni bir devlet kurmak istediği zaman terörist oluyor. Devletimiz onu terörist olarak tanıyor mu, tanıyor. Haklı mı, haklı. Peki bu ülkenin kurucusu ile, bu ülkenin kurucu değeri ile kavga eden cumhuriyeti istemeyen ve saltanatı isteyen nedir? Aynı mantıkla baktığın zaman teröristtir. Çünkü sen cumhuriyeti ortadan kaldırmak istiyorsun, sen Atatürk'ü ortadan kaldırmak istiyorsun. Senin sorunun benim yaşadığım vatanla, benim yaşadığım devletle, benim yaşadığım cumhuriyetle. Ben cumhuriyetime göz dikene, cumhuriyetimi ortadan kaldırmaya çalışana terörist derim. Bunun başka izahı olur mu?"
Değerli dostlarım, gerçekten de devletin kurucu ilkeleri ve onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında kimsenin söz söyleme hakkı olmaması gerekirken Hüseyin Baş'ın dediği gibi farklı uygulamalara sahne olmaktadır.
İktidar sahiplerinin devletin temel ilkelerini koruma noktasında hukuk normlarını kendi kafalarına göre uygulamaları milletin hukuk sistemine olan güveni de yok etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti hepimizin birlikte seyahat ettiği bir gemi hükmündedir. Her kafasına gelen geminin bir yerini yaralarsa bu gemi bir gün mutlaka içindekilerle birlikte batar. Yani hepimiz birlikte batarız. İktidar sahipleri bunu çok iyi düşünmeli ve hukuk herkese eşit bir şekilde uygulanmalıdır. Devletin ne temeliyle ne çatısıyla ne duvarıyla ne nitelikleriyle kimse oynamasın. Devlet çöker parçalanırsa hepimiz altında kalır tarihin derinliğinde kaybolur gideriz. Ayrıştırmak kimseye fayda sağlamaz. Bir ve beraber olmaktan başka çaremiz yoktur.
- Ehl-i Beyt’in tebliğ anlayışı / 22.11.2024
- Güzel ahlak ve tebliğ ilişkisi / 21.11.2024
- Tebliğin en etkili yolu lisanıhâldir / 20.11.2024
- Tebliğ metodu hakkında bilinmesi gerekenler / 19.11.2024
- Abese suresinden alınacak dersler / 18.11.2024
- Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır / 16.11.2024
- Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu? / 15.11.2024
- Demokratik Krallık hakkında / 14.11.2024
- Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi / 13.11.2024