Müslümanlar güçlü olacaklar. Milletin birliği, beraberliği, devletinin bekası için o da şarttır. Aksi takdirde verilecek sadakası olmayan adamdan bir şey olmaz.
Himmete muhtaç dede, aleme nasıl himmet ede?! Sen himmete muhtaçsın; bana nasıl himmet edeceksin? Diğer bir husus; İslam'ı yaşayan kardeşlerimizin bilgi bakımından da güçlü olması lazım.***İslam'ı anlatıyoruz ama biliyor muyuz da anlatıyoruz? Bir kitap okumuyoruz, ama hep konuşuyoruz. Adeta avukatlık yapıyoruz. Oysa Cenab-ı Hak bizden avukatlık istemiyor; hal istiyor, yaşayış istiyor. Bunun için de bileceksiniz ki, hayatınızda yaşayabilesiniz.İslamı bilmiyoruz maalesef. Bilmediğimiz için de çok yanlış kulvarlarda İslam'ı yaşama imkanı arıyoruz. İslamı yaşayış tarzı bellidir. Örfümüzde vardır, adetlerimizde vardır, tarihimizde vardır, olmayan yok ki. Sen bu kadar varı terk ediyor, kendi kendine bir şeyler icat etmeye, İslam'ı yeniden keşfetmeye çalışıyorsun.***Yanlış. İslam'ın malumatını, bilgisini, İslam geleneği içerisinde almak gerekir. Taharetten, abdesten haberimiz yok, kalkıyoruz, çok ciddi konuları tartışmaya başlıyoruz. İslam'ı bilelim derken; bir Müslüman'ın Müslüman olmasının gerektirdiği şeylerin neler olduğunu çok iyi bilmesi lazım demek istiyoruz. Biz kısaca; "ef'ali mükellifin/dinen sorumlu olanın yapacağı işler" diyoruz.***Biz Müslüman olarak bizden hangi şeyleri yapmamız isteniyor? Bunları bileceğiz. Tevhid tohumu olmazsa Şurasıda çok iyi bilinmelidir; Sevgili Peygamberimiz Mekke-i Mükerreme'de 13 yıl, insanlara "Gelin ey insanlar, la ilahe illallah/Allah'tan başka ilah yok deyin!" diye davet etti. Bundan başka bir şey söylemedi. O tevhid cümlesi öyle bir tohum ki, onun meyvesi sabırdır, kanaattir, tevekküldür, tefekkürdür, iz'andır, imandır, namazdır, oruçtur, hacdır, zekattır...
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Himmete muhtaç dede, aleme nasıl himmet ede?! Sen himmete muhtaçsın; bana nasıl himmet edeceksin? Diğer bir husus; İslam'ı yaşayan kardeşlerimizin bilgi bakımından da güçlü olması lazım.***İslam'ı anlatıyoruz ama biliyor muyuz da anlatıyoruz? Bir kitap okumuyoruz, ama hep konuşuyoruz. Adeta avukatlık yapıyoruz. Oysa Cenab-ı Hak bizden avukatlık istemiyor; hal istiyor, yaşayış istiyor. Bunun için de bileceksiniz ki, hayatınızda yaşayabilesiniz.İslamı bilmiyoruz maalesef. Bilmediğimiz için de çok yanlış kulvarlarda İslam'ı yaşama imkanı arıyoruz. İslamı yaşayış tarzı bellidir. Örfümüzde vardır, adetlerimizde vardır, tarihimizde vardır, olmayan yok ki. Sen bu kadar varı terk ediyor, kendi kendine bir şeyler icat etmeye, İslam'ı yeniden keşfetmeye çalışıyorsun.***Yanlış. İslam'ın malumatını, bilgisini, İslam geleneği içerisinde almak gerekir. Taharetten, abdesten haberimiz yok, kalkıyoruz, çok ciddi konuları tartışmaya başlıyoruz. İslam'ı bilelim derken; bir Müslüman'ın Müslüman olmasının gerektirdiği şeylerin neler olduğunu çok iyi bilmesi lazım demek istiyoruz. Biz kısaca; "ef'ali mükellifin/dinen sorumlu olanın yapacağı işler" diyoruz.***Biz Müslüman olarak bizden hangi şeyleri yapmamız isteniyor? Bunları bileceğiz. Tevhid tohumu olmazsa Şurasıda çok iyi bilinmelidir; Sevgili Peygamberimiz Mekke-i Mükerreme'de 13 yıl, insanlara "Gelin ey insanlar, la ilahe illallah/Allah'tan başka ilah yok deyin!" diye davet etti. Bundan başka bir şey söylemedi. O tevhid cümlesi öyle bir tohum ki, onun meyvesi sabırdır, kanaattir, tevekküldür, tefekkürdür, iz'andır, imandır, namazdır, oruçtur, hacdır, zekattır...
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.