Milli Kahramanları Anma Programı’nın 17’incisi, Haçlı Batının maşası olan Yunan’a Türk milletinin sillesinin atıldığı Sakarya’da yapıldı.
Sakarya Orhangazi Kültür Merkezi, vatan, millet, bayrak ve Ehl-i Beyt aşkıyla dolu günümüzün milli kahramanları sayesinde kıpkırmızı gelincik tarlasına döndü.
Aklını, gönlünü ve hayatını Türk milletine hizmete adamış olan gerçek akıllı kadronun birbirinden güzel konuşmalarından sonra bu mümtaz kadronun mimarı olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş telekonferans yöntemiyle programa katıldı.
Sayın Baş’ın, gündemi meşgul eden akil insanlarla ilgili tespiti oldukça önemliydi.
Hatırlarsanız, akil insanlar her yerde tepkiyle ve protestoyla karşılaşınca, millet onların yutturmaya çalıştıklarını hazmetmeyince, hatta yüklendikleri misyon gereği Damat Ferit’in oluşturduğu “Heyet-i Nasiha”ya benzetince, Başbakan Erdoğan bir anda ortaya atladı ve bu akilleri İrşat Heyeti’ne benzetiverdi.
İşte Sayın Baş, bu benzetmeye önemli bir cevap verdi ve şunları dedi:
“Eğer irşad ehli ise bunları lütfen katillerin, masumların kanını akıtanların, gözyaşlarını döktüren insanların yanına gönderin, yani PKK’yı ıslah etsinler. Mektep medrese görmüş, eğitimle beraber ticaretini, sanatını, adaletini kısaca her şeyini en mükemmel şekilde yaşayan insanlarımıza akıl vermeye kalkmasınlar. Onların aklı onlara yeter. İkaz ve irşad olunması gereken insanları ikaz ve irşad etsinler. Eğer bunu yaparlarsa çok samimi konuşuyorum, o zaman bu milletin hayır duasını alırlar.”
Gerçekten de öyle, bunlar irşat ehliyse, irşat ehli doğruyu gösteren, yanlıştan uzaklaştıran, ayıktıran insanlardır.
Başbakan bunlara “irşat heyeti” diyor, gönderiyor şehit ailelerine… Şehit aileleri zaten en kıymetli varlıklarını, evlatlarını bu vatana kurban vererek doğru olanı yapmışlar, vatan için tırnağını dahi vermemiş bu heyet bunlara hangi doğruyu öğretecek, hangi konuda ikna edecek? Başbakan, bunları gönderiyor illere ve vatan, millet bayrak hassasiyeti olan vatandaşlara sohbet ettiriyor. Bu hassasiyetlere sahip olan vatandaşlarımız zaten doğru yolda…
Yine Sayın Başbakan bu heyeti, Hacı Bektaş Dergahı’ndaki Arife Ana’ya gönderiyor. Eğer Sayın Başbakan, bütün bakanlar ve gönderdikleri bütün heyetler Arife Ana’nın sahip olduğu bilgilerin binde biri kadar bilgiye sahip olsalardı, yine Arife Ana’nın samimiyetinin kırıntısı kadar samimiyetleri olsaydı emin olun ki o kapıya bu niyetle gitmekten ar ederlerdi.
O kapıya irşat(!), ikaz için değil, nasihat almak için giderlerdi.
Bu arada, Sayın Başbakan’ın akillere biçtiği kılıf olan “İrşat Heyeti” İstiklal Mücadelesi’nde Mehmet Akif Ersoy’un içinde bulunduğu heyetin adı…
Mehmet Akif, Türk bayrağı yere düşmesin, ismi değişmesin, Türk milleti paramparça olmasın, işgale duyarsız kalmasın, ülkenin üniter yapısı korunsun, bağımsızlık elden gitmesin diye irşat heyeti içinde yer aldı ve kapı kapı, köy köy dolaştı.
AKP’nin akil insanlarının Mehmet Akif’le en ufak bir benzerliği var mı?
İçlerinde günümüzün işgalcilerinin piyonu olan dağdakilere hayranlığını gizlemeyen, Türk kelimesini ayaklarının altına alan, Türk bayrağının isminden, üniter yapıdan rahatsız olan, Türkler soykırımcıdır diyenlerin içinde yer alıp Erivan’da göz yaşı dökenler var, İstiklal Marşı’nda anlatılanlardan rahatsız olanlar var…
Bunlar mı Mehmet Akif’in İrşat Heyeti’ne benziyorlar.
Bunlar benzese benzese emin olun ki Damat Ferit’in Heyet-i Nasiha’sına benziyorlar.
Heyet-i Nasiha’nın bile Erdoğan’ın akil insanlarından üstünlüğü var, şöyle ki; Heyet-i Nasiha, en azından işgalci ülkelere boyun eğmeyi nasihat ediyordu, bunlar ise teröristbaşına boyun eğmeyi nasihat ediyorlar. Seviye bu kadar düşük yani…
Bugün nasihate ihtiyacı olanlar, ülkesine milletine, bayrağına sahip çıkanlar değil, ülkeyi işgalcilerle, onların terör maşalarıyla bir ve beraber olup bu ülkenin parçalanmasına yol açanlardır.
Bugünün Mehmet Akif’in İrşat Heyeti olsa olsa, il il Türk bayraklarıyla dolaşan Milli Kahramanlarımızı anan, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü savunan, ne AB ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye diyen 2. Kuvayı Milliye önderi, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
Sakarya Orhangazi Kültür Merkezi, vatan, millet, bayrak ve Ehl-i Beyt aşkıyla dolu günümüzün milli kahramanları sayesinde kıpkırmızı gelincik tarlasına döndü.
Aklını, gönlünü ve hayatını Türk milletine hizmete adamış olan gerçek akıllı kadronun birbirinden güzel konuşmalarından sonra bu mümtaz kadronun mimarı olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş telekonferans yöntemiyle programa katıldı.
Sayın Baş’ın, gündemi meşgul eden akil insanlarla ilgili tespiti oldukça önemliydi.
Hatırlarsanız, akil insanlar her yerde tepkiyle ve protestoyla karşılaşınca, millet onların yutturmaya çalıştıklarını hazmetmeyince, hatta yüklendikleri misyon gereği Damat Ferit’in oluşturduğu “Heyet-i Nasiha”ya benzetince, Başbakan Erdoğan bir anda ortaya atladı ve bu akilleri İrşat Heyeti’ne benzetiverdi.
İşte Sayın Baş, bu benzetmeye önemli bir cevap verdi ve şunları dedi:
“Eğer irşad ehli ise bunları lütfen katillerin, masumların kanını akıtanların, gözyaşlarını döktüren insanların yanına gönderin, yani PKK’yı ıslah etsinler. Mektep medrese görmüş, eğitimle beraber ticaretini, sanatını, adaletini kısaca her şeyini en mükemmel şekilde yaşayan insanlarımıza akıl vermeye kalkmasınlar. Onların aklı onlara yeter. İkaz ve irşad olunması gereken insanları ikaz ve irşad etsinler. Eğer bunu yaparlarsa çok samimi konuşuyorum, o zaman bu milletin hayır duasını alırlar.”
Gerçekten de öyle, bunlar irşat ehliyse, irşat ehli doğruyu gösteren, yanlıştan uzaklaştıran, ayıktıran insanlardır.
Başbakan bunlara “irşat heyeti” diyor, gönderiyor şehit ailelerine… Şehit aileleri zaten en kıymetli varlıklarını, evlatlarını bu vatana kurban vererek doğru olanı yapmışlar, vatan için tırnağını dahi vermemiş bu heyet bunlara hangi doğruyu öğretecek, hangi konuda ikna edecek? Başbakan, bunları gönderiyor illere ve vatan, millet bayrak hassasiyeti olan vatandaşlara sohbet ettiriyor. Bu hassasiyetlere sahip olan vatandaşlarımız zaten doğru yolda…
Yine Sayın Başbakan bu heyeti, Hacı Bektaş Dergahı’ndaki Arife Ana’ya gönderiyor. Eğer Sayın Başbakan, bütün bakanlar ve gönderdikleri bütün heyetler Arife Ana’nın sahip olduğu bilgilerin binde biri kadar bilgiye sahip olsalardı, yine Arife Ana’nın samimiyetinin kırıntısı kadar samimiyetleri olsaydı emin olun ki o kapıya bu niyetle gitmekten ar ederlerdi.
O kapıya irşat(!), ikaz için değil, nasihat almak için giderlerdi.
Bu arada, Sayın Başbakan’ın akillere biçtiği kılıf olan “İrşat Heyeti” İstiklal Mücadelesi’nde Mehmet Akif Ersoy’un içinde bulunduğu heyetin adı…
Mehmet Akif, Türk bayrağı yere düşmesin, ismi değişmesin, Türk milleti paramparça olmasın, işgale duyarsız kalmasın, ülkenin üniter yapısı korunsun, bağımsızlık elden gitmesin diye irşat heyeti içinde yer aldı ve kapı kapı, köy köy dolaştı.
AKP’nin akil insanlarının Mehmet Akif’le en ufak bir benzerliği var mı?
İçlerinde günümüzün işgalcilerinin piyonu olan dağdakilere hayranlığını gizlemeyen, Türk kelimesini ayaklarının altına alan, Türk bayrağının isminden, üniter yapıdan rahatsız olan, Türkler soykırımcıdır diyenlerin içinde yer alıp Erivan’da göz yaşı dökenler var, İstiklal Marşı’nda anlatılanlardan rahatsız olanlar var…
Bunlar mı Mehmet Akif’in İrşat Heyeti’ne benziyorlar.
Bunlar benzese benzese emin olun ki Damat Ferit’in Heyet-i Nasiha’sına benziyorlar.
Heyet-i Nasiha’nın bile Erdoğan’ın akil insanlarından üstünlüğü var, şöyle ki; Heyet-i Nasiha, en azından işgalci ülkelere boyun eğmeyi nasihat ediyordu, bunlar ise teröristbaşına boyun eğmeyi nasihat ediyorlar. Seviye bu kadar düşük yani…
Bugün nasihate ihtiyacı olanlar, ülkesine milletine, bayrağına sahip çıkanlar değil, ülkeyi işgalcilerle, onların terör maşalarıyla bir ve beraber olup bu ülkenin parçalanmasına yol açanlardır.
Bugünün Mehmet Akif’in İrşat Heyeti olsa olsa, il il Türk bayraklarıyla dolaşan Milli Kahramanlarımızı anan, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü savunan, ne AB ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye diyen 2. Kuvayı Milliye önderi, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025