Hem NATO, hem ŞİÖ üyeliği mümkün mü?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Rusya ve Çin liderliğinde büyüyen Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) tam üye olma hedefinden vazgeçmediğini söyledi. Peki bu nasıl gerçekleşecek?
12.07.2024 22:22:00
NEVZAT YILDIRIM
NEVZAT YILDIRIM





NATO'nun 11 Temmuz'da tamamlanan 75. Yıl Zirvesi'nde ittifak, Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgale başlayan Rusya ve en önemli tedarikçisi olarak gördüğü Çin'e karşı son dönemin en somut ve sert kararlarını aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu kararlara imza attıktan hemen sonra basına yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Rusya ve Çin liderliğinde büyüyen Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) tam üye olma hedefinden vazgeçmediğini söyledi. Ancak bazı uzmanlara göre, siyasi ve jeopolitik nedenlerin yanı sıra ŞİÖ'nün temel ilkelerinin Türkiye'nin NATO'dan ayrılmadan birliğe katılımının mümkün olmadığını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi'nden bir hafta önce Astana'da ŞİÖ Liderler Zirvesi'ne "diyalog ortağı" sıfatıyla katılmış ve dönüşünde yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin bu birliğe tam üye olmak istediğini yinelemişti.
Erdoğan, NATO Zirvesi sırasında Newsweek'e verdiği demeçte bu görüşünü savunurken, ŞİÖ'nün NATO'ya alternatif olmadığını söylemişti. Türkiye, ŞİÖ'de 'diyalog ortağı' sıfatıyla yer alıyor. Diplomatik kaynaklara göre, NATO'nun Rusya ve Çin'e karşı sert adımlar attığı bir dönemde ve özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin sürdüğü bir süreçte ŞİÖ'ye katılımı çok olanaklı görülmüyor. Ancak Türkiye'nin ŞİÖ'ye katılımının önündeki tek engel, Batı'dan kaynaklanabilecek siyasi engeller ve tepkiler değil. ŞİÖ'nün temel ilkeleri, başka bir askeri ittifaka üye olan ülkelerin tam üyeliğinin olanaklı olmadığını kaydediyor. 2001'de Rusya, Çin, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan tarafından kurulan ŞİÖ, 20 senede 5 ülkeyi daha (Tacikistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan, İran) tam üye olarak kabul etti.
Her ne kadar ŞİÖ Şartı, yeni üye katılımı konusunda 'açıklık' ilkesini benimsese de birliğe katılım uzun ve zorlu bir süreçten geçmek durumunda. Birliğe 3-4 Temmuz"da Astana"da yapılan son zirvede katılan Belarus, 2010'da 'diyalog ortağı' oldu ve 2015'de 'gözlemci' statüsünü aldıktan 9 sene sonra tam üye olarak kabul edildi. Rusya'nın arka bahçesi olarak bilinen Belarus'un tam üyeliğinin 14 yıl alması dikkat çekiyor. Öte yandan ŞİÖ'nün 2015'de kabul edilen 10 yıllık Kalkınma Stratejisi'nde tam üyelerin başka bir ittifaka üye olamayacağını da ortaya koyuyor. Söz konusu madde şöyle: "Üye devletler birbirlerine egemenlik, güvenlik ve diğer yaşamsal çıkarlarını ilgilendiren konularda tam destek sağlayacaklardır. ŞİÖ üyelerini hedef alan ittifaklara veya organizasyonlara katılamayacaklar ya da onlara karşı herhangi bir düşmanca eylemi desteklemeyeceklerdir. Toprakları üzerinde birbirlerinin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı ilkesine karşı olabilecek hiçbir eyleme izin vermeyecekler."
Bunun ötesinde Rusya ve Çin'in Türkiye'nin ŞİÖ'ye tam üyeliği konusunda güncel pozisyonlarının ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Rusya ve Çin'den bu konuyla ilgili son dönemde liderler ya da bakanlar seviyesinde bir açıklama gelmedi. Bir ülkenin Avrupa Birliği üyesi olup olmayacağına ilişkin olarak nasıl ki son kararı Almanya ve Fransa veriyorsa, ŞİÖ'de de son kararı Çin ve Rusya veriyor. Bu iki ülke 'evet' derse; ilkeler, belgeler rafa kalkar, hatta akan sular bile durur!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.