Hangi fetih?

23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı'nı kutlamayan ya da 19 Mayıs Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcını anmamayı tercih eden hükümet, Osmanlı yadigârı İstanbul'un fethini görkemli bir şekilde yâd etti.
Her iki töreni de güvenlik gerekçesi ile yapmayan siyasi iktidar; 9 bin polis, 1 fırkateyn, 1 denizaltı, üç sahil güvenlik teknesi, yüzlerce TOMA ile fetih şöleninin güvenliğini sağladı.
Demek ki olabiliyormuş, yapılan kutlamalar devletin tedbirleri ile tek kişinin burnu dahi kanamadan halledilebiliyormuş.
Gerçi ülkenin başkentinde dahi patlayan bombalar nedeniyle vatandaşta bomba sendromu var, AVM'lere dahi korkuyla giriyor ama olsun biz "İstanbul'un fetih şölenini bombasız kutladık" diye sevinebiliriz.
Mart ayından bu yana Kilis'e 85 IŞİD roketi düşmüş olsa da, memleketin her yanı bilfiil IŞİD ve diğer örgütlerin yuvası haline gelse de, İstanbul'un fethi bize gurur duymak için yeter de artar bile?
Şölen günü, ABD ve YPG beraber Rakka'ya operasyon düzenledi. İlerleyişlerini sürdürürlerse Akdeniz'e açılacak bir koridor için Gaziantep ve Hatay da elden gidecek? 
Malum, basında ABD'li askerlerin kollarındaki YPG apoletleri uzun süre gündemi meşgul etmişti, işbirliği fiiliyata da döküldü.
Stratejik ortak böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Sen bizimle misin?" sorusuna bir kez daha "Hayır" cevabını verdi.
The New York Times gazetesi, "Reza Zarrab kirli parayla Türkiye'de sadece evler, yatlar değil çürümüş siyasetçileri de satın aldı" diye yorum yapmış. Savcı Bharara'nın soruşturmasında adı geçenlerden biri bile "Biz bunları yapmadık" diyemedi; ama olsun biz İstanbul'u fethetmemizin coşkusunu yaşıyoruz.
Fatih'in tek bir resminin yer almadığı fetih kutlamalarında coşku var mıydı sizce?
Yargının partili cumhurbaşkanına bağlı olduğu ifade edildikten sonra kimse 'yargı bağımsızdır" diyemese de; siyasi darbeler ile bir gecede başbakan değişse de, yeni anayasa ile sistem değişecek olsa da; ekonomi batmış, gasp, hırsızlık ve tecavüz vakaları ile sarsılan Türkiye'de; ülkenin Güneydoğu'sunda iç savaş yaşanırken yoksa bir sevinecek İstanbul'un fethi mi kaldı?