Hasan Basrî şöyle demiştir: 'Ey Ademoğlu! Hiddetle yerinden sıçradığın zaman, cehenneme düşecek şekilde oturmandan korkulur!'
Zülkarneyn, meleklerden birine rastladı ve meleğe 'İman ve yakîn bakımından ilerlemeye vesile olan bir ilmi bana öğret!' diye dilekte bulundu. Melek ona 'Öfkelenme! Çünkü şeytanın insanoğluna en fazla hâkim olduğu zaman, öfkelendiği, zamandır. Bu bakımdan öfkeyi yutmakla reddet! Sevgi ile sükûnete kavuş! Acelecilikten sakın; zira sen acele ettiğin takdirde nasibini kaybetmiş olursun. Herkese karşı yumuşak huylu ol! Israrlı ve mütekebbir bir kimse olma!' dedi.Hayseme (r.a) şeytanın 'Âdemoğlu beni nasıl mağlup edebilir? Oysa Ademoğlu razı olduğu zaman onun kalbine sokulacak derecede gelip yaklaşırım. Öfkelendiği zaman onun beyninde yerimi alıncaya kadar uçarım' dediğini rivayet etmiştir.Cafer b. Muhammed şöyle demiştir: 'Öfke her şerrin anahtarıdır'.Ensâr-ı kirâmdan bir zat şöyle demiştir: 'Hamâkatın başı hiddettir. Sürücüsü öfkedir. Cehalete razı olan bir kimse halîm olamaz. Oysa halîm olmak kişinin süsü ve kazancıdır. Cehalet ise çirkinlik ve zarardır. Ahmağa karşı sükût etmek ise ona cevap vermektir'. Mücahid, İblis'in şunları söylediğini rivayet eder: 'Âdemoğulları beni üç haslette yormamış ve hiçbir zaman da yormayacaklardır:1. Onlardan biri sarhoş olduğu zaman onun yularına yapışır, istediğimiz tarafa çeker götürürüz ve sevdiğimizi ona yaptırırız.2. Öfkelendiği zaman, bilmediğini söyler, pişmanlığını gerektiren hareketlerde bulunur.3. Elinde bulunan mal hakkında onu cimri yapar, gücü yetmediği şeyler hakkında da uzun ümit ve emellere sahip kılarız'.Bir hakîme denildi: 'Filan adam nefsine hâkimdir!' Hakîm cevap olarak şöyle dedi: 'O halde şehvet onu kul ve köle edinmiş değildir, nefis onu mağlup etmemiştir ve öfke de ona hakîm olmamıştır'.Seleften biri şöyle demiştir: 'Öfkeden sakın! Zira öfke seni özür dilemek zilletine sürükler'. Ömer b. Abdülaziz, bir valisine şöyle yazdı: 'Öfkelendiğin anda herhangi bir kimseye ceza tatbik etme! Öfken geçinceye kadar onu hapset! Öfken geçtiği zaman, adamı hapisten çıkar. Suçu nisbetinde kendisine cezayı tatbik et. Hiçbir zaman onbeş sopadan fazla vurma!'
Zülkarneyn, meleklerden birine rastladı ve meleğe 'İman ve yakîn bakımından ilerlemeye vesile olan bir ilmi bana öğret!' diye dilekte bulundu. Melek ona 'Öfkelenme! Çünkü şeytanın insanoğluna en fazla hâkim olduğu zaman, öfkelendiği, zamandır. Bu bakımdan öfkeyi yutmakla reddet! Sevgi ile sükûnete kavuş! Acelecilikten sakın; zira sen acele ettiğin takdirde nasibini kaybetmiş olursun. Herkese karşı yumuşak huylu ol! Israrlı ve mütekebbir bir kimse olma!' dedi.Hayseme (r.a) şeytanın 'Âdemoğlu beni nasıl mağlup edebilir? Oysa Ademoğlu razı olduğu zaman onun kalbine sokulacak derecede gelip yaklaşırım. Öfkelendiği zaman onun beyninde yerimi alıncaya kadar uçarım' dediğini rivayet etmiştir.Cafer b. Muhammed şöyle demiştir: 'Öfke her şerrin anahtarıdır'.Ensâr-ı kirâmdan bir zat şöyle demiştir: 'Hamâkatın başı hiddettir. Sürücüsü öfkedir. Cehalete razı olan bir kimse halîm olamaz. Oysa halîm olmak kişinin süsü ve kazancıdır. Cehalet ise çirkinlik ve zarardır. Ahmağa karşı sükût etmek ise ona cevap vermektir'. Mücahid, İblis'in şunları söylediğini rivayet eder: 'Âdemoğulları beni üç haslette yormamış ve hiçbir zaman da yormayacaklardır:1. Onlardan biri sarhoş olduğu zaman onun yularına yapışır, istediğimiz tarafa çeker götürürüz ve sevdiğimizi ona yaptırırız.2. Öfkelendiği zaman, bilmediğini söyler, pişmanlığını gerektiren hareketlerde bulunur.3. Elinde bulunan mal hakkında onu cimri yapar, gücü yetmediği şeyler hakkında da uzun ümit ve emellere sahip kılarız'.Bir hakîme denildi: 'Filan adam nefsine hâkimdir!' Hakîm cevap olarak şöyle dedi: 'O halde şehvet onu kul ve köle edinmiş değildir, nefis onu mağlup etmemiştir ve öfke de ona hakîm olmamıştır'.Seleften biri şöyle demiştir: 'Öfkeden sakın! Zira öfke seni özür dilemek zilletine sürükler'. Ömer b. Abdülaziz, bir valisine şöyle yazdı: 'Öfkelendiğin anda herhangi bir kimseye ceza tatbik etme! Öfken geçinceye kadar onu hapset! Öfken geçtiği zaman, adamı hapisten çıkar. Suçu nisbetinde kendisine cezayı tatbik et. Hiçbir zaman onbeş sopadan fazla vurma!'
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.