Haccac’ın Ehl-i Beyt’e olan yaklaşımı
Haccac, Emevilerin emrine girdikten sonra Abdülmelik bin Mervan’ın emri ile Hz. Ali (a.s.)’ın soyundan gelen hanımını boşamıştır. Bu sebeple, kendisinin lakaplarından birisi nasibi (Ehl-i Beyt’e muhalif eden kişidir)
18.10.2023 08:30:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Haccac, Emevilerin emrine girdikten sonra Abdülmelik bin Mervan'ın emri ile Hz. Ali (a.s.)'ın soyundan gelen hanımını boşamıştır. Bu sebeple, kendisinin lakaplarından birisi nasibi (Ehl-i Beyt'e muhalif eden kişidir).
699 yılında Resulûllah (s.a.v.)'in kız torunlarından biri ile evlenmiştir. Abdülmelik, bu hanımını boşamasını emretmiş, o da boşamıştır.
Hz. Peygambere (s.a.v.) en ufak bir saygısı olmayan Haccac, Resulûllah (s.a.v.)'in kabrini ziyaret edenler hakkında şöyle düşünmektedir:
"Elleri kuruyasıcalar! Çürümüş odunları ve kemikleri tavaf ediyorlar. Emirü'l-mü'minin Abdülmelik'in sarayını tavaf etseler ya! Kişinin halifesinin, Peygamberinden daha üstün olduğunu bilmezler mi?"
Hz. Peygambere (s.a.v.) saygı duymayan bu kişi, O'nun Ehl-i Beyt'ini de, iktidar uğruna öldürmek isteyecektir.
"Haccac, Muhammed b. Kasım Sakafî'ye bir mektup yazarak, "Atiye'yi çağırt! Ali b. Ebu Tâlib'e lanet edip küfretmeyi kabul etmezse, ona dört yüz kırbaç vur, saçıyla sakalını tıraş et" dedi.
Muhammed b. Kasım itaat ederek Haccac'ın mektubunu Atiyye'ye okudu. Atiyye kabul etmeyince, ona dört yüz kırbaç vurduktan sonra saçını ve sakalını tıraş etti."
Haccac'ın, Hz. Peygamberin (s.a.v.) kızının oğlu olduğu gerekçesiyle İmam Hasan'ın (a.s.) ve İmam Hüseyin (a.s.)'ın, Resulûllah (s.a.v.)'e nispet edilişlerini inkârı meşhurdur.
Yahya b. Ya'mer, "Sen yalan söylüyorsun" dediğinde, Hacac ondan Kur'an'dan bir delil getirmesini istemiştir. Yahya b.Ya'mer de En'am Sûresi'nin 84 ve 85. ayetlerini okuyup, İsa'nın İbrahim'in zürriyetinden olmakla birlikte, annesi Meryem'e nispet edilerek anıldığını, aynı şekilde Hz. Hüseyin (a.s.)'ın da kızı Fatıma (a.s.)'a nispetle Hz. Peygamberin oğlu olduğunu söyleyince Haccac ikna olmuştur."
Haccac, İmam Ali (a.s.) ile aynı saflarda savaşan Kümeyl b. Ziyad'ı öldürtmüştür.
Kümeyl, kendisini tokatlayan Hz. Osman'dan kısas talep etmiş, onun bunu kabul etmesinin üzerine de Kümeyl, kısastan vazgeçmiştir. Ancak, Haccac bu hareketinden dolayı Kümeyl'i cezalandırmıştır.
"Aralarında geçen konuşma esnasında, Haccac'ın, Hz. Ali (a.s.) hakkında sözler söylediği, Kümeyl'in de buna mukabil Hz. Ali (a.s.) hakkında dua ettiği yazılıdır.
Haccac, "Allah'a yemin ederim ki, senin Ali'ye duyduğun sevgiden daha fazla ona öfke besleyen birisini senin üzerine göndereceğim" diyerek Humus halkından İbn Edhem ya da Ebu Cehm b. Kinane'ye, Kümeyl'i öldürmeleri için emir vermiştir."
Kümeyl, öldürüldüğünde yüz yaşlarında idi.
Haccac b. Yusuf, Abdülmelik'in saltanatı zamanında ona şöyle bir mektup yazdı: "Eğer saltanatının devam etmesini istiyorsan, Ali b. Hüseyin'i öldür!"
Abdülmelik, mektubun cevabında şöyle yazdı:
"Bismillahirrahmanirrahim. Beni, Hâşimoğullarının kanlarını dökmekten uzak tut ve bu kanları koru. Çünkü ben Ümeyyeoğulları onların kanlarını dökmekte aşırı gittiklerinden çok geçmeksizin Allah'ın onların devletlerini yok ettiğini gördüm."
Sonra mektubu sırlı ve gizli olarak Haccac'a gönderdi. Aynı saatte İmam Seccad (a.s.) da Abdülmelik'e şöyle bir mektup yazdı:
"Haşimoğullarının kanlarını koruma hususunda yazdığın mektubu biliyorum. Allah, senin bu işini beğendi, saltanatını sabit ve ömrünü uzun kıldı."
İmam bu mektubu aynı saatte hizmetçisiyle Mekke'den ona gönderdi. Abdülmelik, mektubun tarihinin, kendi mektubu ile aynı tarihte olduğunu görünce, o hazretin büyüklüğünü anladı ve bu amelinden memnun oldu.
Daha sonra, İmam (a.s.)'a büyük ve değerli hediyeler gönderdi ve "Kendin ve dostlarından bir sıkıntınız olursa bana yaz" diye ricada bulundu.
İmam (a.s.), mektubun cevabında şöyle buyurdu:
"Peygamber-i Ekrem rüyada yanıma geldi ve senin Haccac'a gönderdiğin mektubu bana gösterdi ve bu işinden dolayı teşekkür etti."
"İbn Ebi'l Hadid, Haccac'ın Ehl-i Beyt hakkındaki görüşleri ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir:
"Haccac, Ali (a.s.)'a lanet okur ve diğerlerini de Ali'ye lanet okumaya zorlardı. Bir gün atına binmişti, birisi önüne çıkarak dedi ki:
"Ey emir! Ailem ismimi Ali koyarak bana zulmetmiştir. Benim ismimi değiştir ve bana bağışta bulun; ben fakir ve zavallının biriyim."
Haccac ona şöyle cevap verdi: "Düşüncendeki zarifliğin için adını falan koydum ve seni şu işin sorumluluğuna getirdim, şimdi görevine koş."
Haccac'ın Ehl-i Beyt görüşü hakkında Mesudî şunları yazmaktadır:
"Haccac'ın yakın dostlarından Abdullah b. Hani, Yemen etrafındaki Evd kabilesinin ileri geleni olup, Haccac'ın bütün savaşlarına katılmış, Beytullah'ı yakarken Haccac'ın yanında yer almıştır.
Haccac, bir gün Abdullah b. Hani'ye, "Vallahi senin hakkını layık olduğun gibi yerine getirmiş değilim" dedi. Ve birini Fezare kabilesinden Esma b. Harice'nin peşine gönderdi.
Esma gelince ona, "Kızını Abdullah b. Hani'ye nikâhla" dedi.
Esma, "Hayır, vallahi bu hakarettir" dedi.
Haccac, bu cevabı duyunca, "Kırbaç getirin" diye bağırdı.
Esma, çaresiz, "Kabul ettim, kızımı ona nikâhladım" dedi.
Sonra, Haccac'ın emri üzerine Yemanîlerin reisi Said b. Kays el-Hemadanî'yi getirdiler.
Haccac ona da, "Kızını Abdullah b. Hani'ye nikâhla" dedi.
Said, "O Evd kabilesindendir. Vallahi bu hakarettir, ben kızımı ona nikâhlamam" dedi.
Haccac, "Kılıcı getirin" diye bağırdı.
Bu durumu gören Said, "Öyleyse, müsaade edin de aileme danışayım" dedi.
Ailesi, "Bu fâsık seni öldürmeden hemen kabul et" dediler! O da kabul etmek zorunda kaldı.
Haccac, sonra Abdullah'a dönerek dedi ki:
"Ey Abdullah! Fezare kabilesinin ileri geleninin kızını ve Hemdan kabilesinin reisinin ve Kehlan boyunun önde geleninin kızını sana nikâhladım. Evd kabilesinin onlara üstünlüğü nedir?"
Bunun üzerine Abdullah dedi ki:
"Ya emir! Allah ıslah etsin seni, böyle deme. Bizim öyle faziletlerimiz var ki, Araplardan hiçbiri onlara sahip değildirler."
Haccac, onların neler olduğunu sorunca, "Bizlerden hiç kimse emirü'l-mü'minin Osman'a küfretmemiştir" dedi.
Haccac, "Evet, vallahi bu iftihar kaynağıdır" dedi.
Abdullah, "Bizden yetmiş kişi Sıffin Savaşı'nda emirü'l- mü'minin Muaviye'nin safında yer almış, sadece bir kişi Ebu Turab'ın (İmam Ali) yanında yer almıştır, vallahi onu da kötü bir adam olarak görmüyorum" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu bir fazilettir" dedi.
Abdullah, "Kabilemizden hiç kimse Ebu Turab'ı seven ve onu mevlası bilen bir kadını nikâhlamamıştır" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu bir fazilettir" dedi.
Abdullah yine, "Kabilemizin bütün kadınları, Hüseyin öldürülürse on deve kurban keseceklerini adamış ve adaklarını yerine getirmişlerdir" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu da kendi başına bir fazilettir" dedi.
Abdullah, "Kabilemizden hiç kimse Ebu Turab'a lanet edip, küfretmekten sakınmamış, buna, onun oğulları Hasan ve Hüseyin'e ve anneleri Fatıma'ya küfretmeyi de eklemişlerdir" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu da fazilettir" dedi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)
699 yılında Resulûllah (s.a.v.)'in kız torunlarından biri ile evlenmiştir. Abdülmelik, bu hanımını boşamasını emretmiş, o da boşamıştır.
Hz. Peygambere (s.a.v.) en ufak bir saygısı olmayan Haccac, Resulûllah (s.a.v.)'in kabrini ziyaret edenler hakkında şöyle düşünmektedir:
"Elleri kuruyasıcalar! Çürümüş odunları ve kemikleri tavaf ediyorlar. Emirü'l-mü'minin Abdülmelik'in sarayını tavaf etseler ya! Kişinin halifesinin, Peygamberinden daha üstün olduğunu bilmezler mi?"
Hz. Peygambere (s.a.v.) saygı duymayan bu kişi, O'nun Ehl-i Beyt'ini de, iktidar uğruna öldürmek isteyecektir.
"Haccac, Muhammed b. Kasım Sakafî'ye bir mektup yazarak, "Atiye'yi çağırt! Ali b. Ebu Tâlib'e lanet edip küfretmeyi kabul etmezse, ona dört yüz kırbaç vur, saçıyla sakalını tıraş et" dedi.
Muhammed b. Kasım itaat ederek Haccac'ın mektubunu Atiyye'ye okudu. Atiyye kabul etmeyince, ona dört yüz kırbaç vurduktan sonra saçını ve sakalını tıraş etti."
Haccac'ın, Hz. Peygamberin (s.a.v.) kızının oğlu olduğu gerekçesiyle İmam Hasan'ın (a.s.) ve İmam Hüseyin (a.s.)'ın, Resulûllah (s.a.v.)'e nispet edilişlerini inkârı meşhurdur.
Yahya b. Ya'mer, "Sen yalan söylüyorsun" dediğinde, Hacac ondan Kur'an'dan bir delil getirmesini istemiştir. Yahya b.Ya'mer de En'am Sûresi'nin 84 ve 85. ayetlerini okuyup, İsa'nın İbrahim'in zürriyetinden olmakla birlikte, annesi Meryem'e nispet edilerek anıldığını, aynı şekilde Hz. Hüseyin (a.s.)'ın da kızı Fatıma (a.s.)'a nispetle Hz. Peygamberin oğlu olduğunu söyleyince Haccac ikna olmuştur."
Haccac, İmam Ali (a.s.) ile aynı saflarda savaşan Kümeyl b. Ziyad'ı öldürtmüştür.
Kümeyl, kendisini tokatlayan Hz. Osman'dan kısas talep etmiş, onun bunu kabul etmesinin üzerine de Kümeyl, kısastan vazgeçmiştir. Ancak, Haccac bu hareketinden dolayı Kümeyl'i cezalandırmıştır.
"Aralarında geçen konuşma esnasında, Haccac'ın, Hz. Ali (a.s.) hakkında sözler söylediği, Kümeyl'in de buna mukabil Hz. Ali (a.s.) hakkında dua ettiği yazılıdır.
Haccac, "Allah'a yemin ederim ki, senin Ali'ye duyduğun sevgiden daha fazla ona öfke besleyen birisini senin üzerine göndereceğim" diyerek Humus halkından İbn Edhem ya da Ebu Cehm b. Kinane'ye, Kümeyl'i öldürmeleri için emir vermiştir."
Kümeyl, öldürüldüğünde yüz yaşlarında idi.
Haccac b. Yusuf, Abdülmelik'in saltanatı zamanında ona şöyle bir mektup yazdı: "Eğer saltanatının devam etmesini istiyorsan, Ali b. Hüseyin'i öldür!"
Abdülmelik, mektubun cevabında şöyle yazdı:
"Bismillahirrahmanirrahim. Beni, Hâşimoğullarının kanlarını dökmekten uzak tut ve bu kanları koru. Çünkü ben Ümeyyeoğulları onların kanlarını dökmekte aşırı gittiklerinden çok geçmeksizin Allah'ın onların devletlerini yok ettiğini gördüm."
Sonra mektubu sırlı ve gizli olarak Haccac'a gönderdi. Aynı saatte İmam Seccad (a.s.) da Abdülmelik'e şöyle bir mektup yazdı:
"Haşimoğullarının kanlarını koruma hususunda yazdığın mektubu biliyorum. Allah, senin bu işini beğendi, saltanatını sabit ve ömrünü uzun kıldı."
İmam bu mektubu aynı saatte hizmetçisiyle Mekke'den ona gönderdi. Abdülmelik, mektubun tarihinin, kendi mektubu ile aynı tarihte olduğunu görünce, o hazretin büyüklüğünü anladı ve bu amelinden memnun oldu.
Daha sonra, İmam (a.s.)'a büyük ve değerli hediyeler gönderdi ve "Kendin ve dostlarından bir sıkıntınız olursa bana yaz" diye ricada bulundu.
İmam (a.s.), mektubun cevabında şöyle buyurdu:
"Peygamber-i Ekrem rüyada yanıma geldi ve senin Haccac'a gönderdiğin mektubu bana gösterdi ve bu işinden dolayı teşekkür etti."
"İbn Ebi'l Hadid, Haccac'ın Ehl-i Beyt hakkındaki görüşleri ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir:
"Haccac, Ali (a.s.)'a lanet okur ve diğerlerini de Ali'ye lanet okumaya zorlardı. Bir gün atına binmişti, birisi önüne çıkarak dedi ki:
"Ey emir! Ailem ismimi Ali koyarak bana zulmetmiştir. Benim ismimi değiştir ve bana bağışta bulun; ben fakir ve zavallının biriyim."
Haccac ona şöyle cevap verdi: "Düşüncendeki zarifliğin için adını falan koydum ve seni şu işin sorumluluğuna getirdim, şimdi görevine koş."
Haccac'ın Ehl-i Beyt görüşü hakkında Mesudî şunları yazmaktadır:
"Haccac'ın yakın dostlarından Abdullah b. Hani, Yemen etrafındaki Evd kabilesinin ileri geleni olup, Haccac'ın bütün savaşlarına katılmış, Beytullah'ı yakarken Haccac'ın yanında yer almıştır.
Haccac, bir gün Abdullah b. Hani'ye, "Vallahi senin hakkını layık olduğun gibi yerine getirmiş değilim" dedi. Ve birini Fezare kabilesinden Esma b. Harice'nin peşine gönderdi.
Esma gelince ona, "Kızını Abdullah b. Hani'ye nikâhla" dedi.
Esma, "Hayır, vallahi bu hakarettir" dedi.
Haccac, bu cevabı duyunca, "Kırbaç getirin" diye bağırdı.
Esma, çaresiz, "Kabul ettim, kızımı ona nikâhladım" dedi.
Sonra, Haccac'ın emri üzerine Yemanîlerin reisi Said b. Kays el-Hemadanî'yi getirdiler.
Haccac ona da, "Kızını Abdullah b. Hani'ye nikâhla" dedi.
Said, "O Evd kabilesindendir. Vallahi bu hakarettir, ben kızımı ona nikâhlamam" dedi.
Haccac, "Kılıcı getirin" diye bağırdı.
Bu durumu gören Said, "Öyleyse, müsaade edin de aileme danışayım" dedi.
Ailesi, "Bu fâsık seni öldürmeden hemen kabul et" dediler! O da kabul etmek zorunda kaldı.
Haccac, sonra Abdullah'a dönerek dedi ki:
"Ey Abdullah! Fezare kabilesinin ileri geleninin kızını ve Hemdan kabilesinin reisinin ve Kehlan boyunun önde geleninin kızını sana nikâhladım. Evd kabilesinin onlara üstünlüğü nedir?"
Bunun üzerine Abdullah dedi ki:
"Ya emir! Allah ıslah etsin seni, böyle deme. Bizim öyle faziletlerimiz var ki, Araplardan hiçbiri onlara sahip değildirler."
Haccac, onların neler olduğunu sorunca, "Bizlerden hiç kimse emirü'l-mü'minin Osman'a küfretmemiştir" dedi.
Haccac, "Evet, vallahi bu iftihar kaynağıdır" dedi.
Abdullah, "Bizden yetmiş kişi Sıffin Savaşı'nda emirü'l- mü'minin Muaviye'nin safında yer almış, sadece bir kişi Ebu Turab'ın (İmam Ali) yanında yer almıştır, vallahi onu da kötü bir adam olarak görmüyorum" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu bir fazilettir" dedi.
Abdullah, "Kabilemizden hiç kimse Ebu Turab'ı seven ve onu mevlası bilen bir kadını nikâhlamamıştır" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu bir fazilettir" dedi.
Abdullah yine, "Kabilemizin bütün kadınları, Hüseyin öldürülürse on deve kurban keseceklerini adamış ve adaklarını yerine getirmişlerdir" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu da kendi başına bir fazilettir" dedi.
Abdullah, "Kabilemizden hiç kimse Ebu Turab'a lanet edip, küfretmekten sakınmamış, buna, onun oğulları Hasan ve Hüseyin'e ve anneleri Fatıma'ya küfretmeyi de eklemişlerdir" dedi.
Haccac, "Vallahi, bu da fazilettir" dedi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)