Güzel ahlak bütün insanlara yayılmalı
İmam Câfer (a.s) buyurdular ki: “Farzlardan sonra mü’minin Allah Azze ve Celle’nin huzuruna takdim ettiği ameller içinde, Allah Teâlâ’nın bütün insanlarda yayılmasını istediği güzel ahlakından daha üstün bir amel yoktur”
14.12.2023 10:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Bahr es-Sakka rivayet eder:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) bana dedi ki:
"Ey Bahr! Güzel ahlak zenginliktir."
Sonra şöyle dedi: "Medine'de hiç kimsenin bilmediği bir haberi sana anlatayım mı?"
"Evet" dedim.
Buyurdu ki: "Bir gün Resulûllah mescitte oturuyordu. Ensar'dan birinin cariyesi mescide geldi. Öylece ayakta dikiliyordu. Resulûllah'ın elbisesinin bir tarafından tuttu. Nebi (sallallahu aleyhi ve alihi) kalkıp cariyeye baktı. Fakat ne kendisi Resulûllah'a bir şey söyledi, ne de Resulûllah ona bir şey söyledi. Bunu dört kere tekrarladı. Dördüncü kerede Resulûllah kalktı ve cariye Resulûllah'ın arkasında duruyordu. Cariye Resulûllah'ın elbisesinden bir parça aldı ve dönüp gitti.
İnsanlar cariyeye dediler ki: "Allah cezanı versin! Üç kere Resulûllah'ı alıkoydun. Ne sen O'na bir şey söyledin, ne O sana bir şey söyledi. O'ndan ne istiyordun?"
Cariye dedi ki: "Evimizde bir hasta var. Ailem Resulûllah'ın elbisesinden bir parça alıp getirmemi istedi ki hasta için şifa vesilesi olsun. Ben tam elbiseden bir parça alacağım sırada Resulûllah beni gördü ve kalktı. Ben, Resulûllah beni görürken elbisesinden bir parça almaktan utandım. Ayrıca bana elbisesinden bir parça vermesini emreder gibi söylemek istemedim. Sonunda aldım." (Usul-i Kâfi, c.2, s.213)
Habib el-Has'amî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) şöyle buyurmuştur: En üstününüz ahlakı en güzel olanınızdır. Güzel ahlak sahibi olanlar şerefli ve misafirperver kimselerdir. Onlarla yakınlık kurulur ve attıkları adımlar izlenir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.213)
Abdullah b. Meymun el-Kad- dah rivayet eder:
Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Emirü'l-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib Aleyhisselam) şöyle demiştir: Mü'min kendisiyle kaynaşılmaya elverişli muaşeret ehli kimsedir. Muaşeret ehli olmayan, başkasının kendisiyle ilişki kurmasına yatkın olmayan kimselerde hayır yoktur." (Usul-i Kâfi, c.2, s.214)
İbn-i Mahbub, İmam'ın ashabından birinden rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a dedim ki: "Güzel ahlakın sınırı nedir?"
Buyurdu ki: "Güzel ahlakın sınırı, kanatlarını indirmen, tatlı sözlü olman ve kardeşini güler yüzle karşılamandır." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 215)
Fudayl rivayet eder:
"İyi işler yapmak ve güler yüzlü olmak sevgi kazandırır ve kişinin cennete girmesini sağlar. Cimrilik ve asık suratlılık, insanı Allah'tan uzaklaştırır ve kişinin cehenneme girmesini sağlar." (Usul-i Kâfi, c.2, s.215)
Anbese el-Abid rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) bana dedi ki: "Farzlardan sonra mü'minin Allah Azze ve Celle'nin huzuruna takdim ettiği ameller içinde, Allah Teâlâ'nın bütün insanlarda yayılmasını istediği güzel ahlakından daha üstün bir amel yoktur." (Usul-i Kâfi, c.2, s.209)
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) bana dedi ki:
"Ey Bahr! Güzel ahlak zenginliktir."
Sonra şöyle dedi: "Medine'de hiç kimsenin bilmediği bir haberi sana anlatayım mı?"
"Evet" dedim.
Buyurdu ki: "Bir gün Resulûllah mescitte oturuyordu. Ensar'dan birinin cariyesi mescide geldi. Öylece ayakta dikiliyordu. Resulûllah'ın elbisesinin bir tarafından tuttu. Nebi (sallallahu aleyhi ve alihi) kalkıp cariyeye baktı. Fakat ne kendisi Resulûllah'a bir şey söyledi, ne de Resulûllah ona bir şey söyledi. Bunu dört kere tekrarladı. Dördüncü kerede Resulûllah kalktı ve cariye Resulûllah'ın arkasında duruyordu. Cariye Resulûllah'ın elbisesinden bir parça aldı ve dönüp gitti.
İnsanlar cariyeye dediler ki: "Allah cezanı versin! Üç kere Resulûllah'ı alıkoydun. Ne sen O'na bir şey söyledin, ne O sana bir şey söyledi. O'ndan ne istiyordun?"
Cariye dedi ki: "Evimizde bir hasta var. Ailem Resulûllah'ın elbisesinden bir parça alıp getirmemi istedi ki hasta için şifa vesilesi olsun. Ben tam elbiseden bir parça alacağım sırada Resulûllah beni gördü ve kalktı. Ben, Resulûllah beni görürken elbisesinden bir parça almaktan utandım. Ayrıca bana elbisesinden bir parça vermesini emreder gibi söylemek istemedim. Sonunda aldım." (Usul-i Kâfi, c.2, s.213)
Habib el-Has'amî rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) şöyle buyurmuştur: En üstününüz ahlakı en güzel olanınızdır. Güzel ahlak sahibi olanlar şerefli ve misafirperver kimselerdir. Onlarla yakınlık kurulur ve attıkları adımlar izlenir." (Usul-i Kâfi, c.2, s.213)
Abdullah b. Meymun el-Kad- dah rivayet eder:
Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Emirü'l-mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib Aleyhisselam) şöyle demiştir: Mü'min kendisiyle kaynaşılmaya elverişli muaşeret ehli kimsedir. Muaşeret ehli olmayan, başkasının kendisiyle ilişki kurmasına yatkın olmayan kimselerde hayır yoktur." (Usul-i Kâfi, c.2, s.214)
İbn-i Mahbub, İmam'ın ashabından birinden rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a dedim ki: "Güzel ahlakın sınırı nedir?"
Buyurdu ki: "Güzel ahlakın sınırı, kanatlarını indirmen, tatlı sözlü olman ve kardeşini güler yüzle karşılamandır." (Usul-i Kâfi, c. 2, s. 215)
Fudayl rivayet eder:
"İyi işler yapmak ve güler yüzlü olmak sevgi kazandırır ve kişinin cennete girmesini sağlar. Cimrilik ve asık suratlılık, insanı Allah'tan uzaklaştırır ve kişinin cehenneme girmesini sağlar." (Usul-i Kâfi, c.2, s.215)
Anbese el-Abid rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) bana dedi ki: "Farzlardan sonra mü'minin Allah Azze ve Celle'nin huzuruna takdim ettiği ameller içinde, Allah Teâlâ'nın bütün insanlarda yayılmasını istediği güzel ahlakından daha üstün bir amel yoktur." (Usul-i Kâfi, c.2, s.209)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.