Nizâmeddin Evliyâ
Hayırseverlik ve takvâ, Nizâmeddîn Evliyâ'nın hayâtının derinliklerinde kök salmıştı. Zîrâ kendisi, çocukluğunda ve gençliğinde, fakirlik ve mahrûmiyetin en acılarını tatmıştı. Bu sebeble o, Hindistan'ın fukarâsının refâhı için yaşadı ve bu yolda vefât etti. Vefâtından bir gün önce, husûsî, hizmetlerini gören ikbâl'e, dergâhında ve erzak deposunda ne varsa, hepsini fakirlere dağıtmasını emretti ve böylece; "Allah-û Teâlâ'nın huzûrunda hesap vermekten kurtulayım" buyurdu. Talebelerden birisi, dergâhta kalanlar için biraz yemeklik bırakmıştı. Bunu işittiklerinde; "Lütfen fakirler her şeyi alsın ve siz de erzak deposunun zeminini silin" buyurdu. Bu emîr, aynen yerine getirildi.
1325 (H.725) senesinde vefâtından az önce, husûsî deri çantasından talebelerine çeşitli hediyeler dağıttı ve hakîkati anlatmak için Hindistan'ın bütün köşelerine gitmelerini emretti. Altı yüz seneden beri Çeştiyye yolunun büyüklerinden gelip, hocası tarafından kendisine verîlen mukaddes emânetleri, Dehlili Hâce Nasîreddîn Mahmûd Çirağ'a vererek; "Dehli'de otur ve insanların cefâsına katlan" buyurdu. Bundan sonra, sabah namazını kıldılar. Güneş ufuktan yükselirken, bu büyük velî ve mânâ güneşi, Hakk'ın rahmetine kavuştu. Ömrü boyunca yanında bulunan talebeleri, halîfeleri, arkadaşları, sayıları yüz binlere varan bağlıları ve altmış sene onun emsâlsiz misâfirperverliğini görmüş binlerce fakir halk, kedere boğuldu. Mültanlı Hâce Behâeddîn Zekeriyyâ Sühreverdi'nin torunu Şeyh Ebü'l-Fettah Rükneddîn, onun cenâze hizmetlerini görmekle şereflendi. Sultan Muhammed Tuğlak, Nizâmeddîn Evliyâ'nın mezarı üzerine büyük bir türbe inşâ ettirdi.
Nizâmeddîn Evliyâ'nın mübârek sözlerini ihtivâ eden beş önemli eseri vardır. Bunlar: Fevâid-ül-Fevâd, Efdâl-ül-Fevâd, Râhat-ül-Mükâbin, Siyer-ül-Evliyâ, Mıknatıs-ül-Vahdet'tir. Bunlardan Fevâid-ül Fevâd, Hâce Hasan Sencerî tarafından hazırlanmıştır. Sencerî, Nizâmeddîn Evliyâ'nın Bedâyun'da çocukluktan arkadaşı idi. 73 yaşında iken, Nizâmeddîn Evliyâ tarafından bu yola çekilmiştir.
Hayırseverlik ve takvâ, Nizâmeddîn Evliyâ'nın hayâtının derinliklerinde kök salmıştı. Zîrâ kendisi, çocukluğunda ve gençliğinde, fakirlik ve mahrûmiyetin en acılarını tatmıştı. Bu sebeble o, Hindistan'ın fukarâsının refâhı için yaşadı ve bu yolda vefât etti. Vefâtından bir gün önce, husûsî, hizmetlerini gören ikbâl'e, dergâhında ve erzak deposunda ne varsa, hepsini fakirlere dağıtmasını emretti ve böylece; "Allah-û Teâlâ'nın huzûrunda hesap vermekten kurtulayım" buyurdu. Talebelerden birisi, dergâhta kalanlar için biraz yemeklik bırakmıştı. Bunu işittiklerinde; "Lütfen fakirler her şeyi alsın ve siz de erzak deposunun zeminini silin" buyurdu. Bu emîr, aynen yerine getirildi.
1325 (H.725) senesinde vefâtından az önce, husûsî deri çantasından talebelerine çeşitli hediyeler dağıttı ve hakîkati anlatmak için Hindistan'ın bütün köşelerine gitmelerini emretti. Altı yüz seneden beri Çeştiyye yolunun büyüklerinden gelip, hocası tarafından kendisine verîlen mukaddes emânetleri, Dehlili Hâce Nasîreddîn Mahmûd Çirağ'a vererek; "Dehli'de otur ve insanların cefâsına katlan" buyurdu. Bundan sonra, sabah namazını kıldılar. Güneş ufuktan yükselirken, bu büyük velî ve mânâ güneşi, Hakk'ın rahmetine kavuştu. Ömrü boyunca yanında bulunan talebeleri, halîfeleri, arkadaşları, sayıları yüz binlere varan bağlıları ve altmış sene onun emsâlsiz misâfirperverliğini görmüş binlerce fakir halk, kedere boğuldu. Mültanlı Hâce Behâeddîn Zekeriyyâ Sühreverdi'nin torunu Şeyh Ebü'l-Fettah Rükneddîn, onun cenâze hizmetlerini görmekle şereflendi. Sultan Muhammed Tuğlak, Nizâmeddîn Evliyâ'nın mezarı üzerine büyük bir türbe inşâ ettirdi.
Nizâmeddîn Evliyâ'nın mübârek sözlerini ihtivâ eden beş önemli eseri vardır. Bunlar: Fevâid-ül-Fevâd, Efdâl-ül-Fevâd, Râhat-ül-Mükâbin, Siyer-ül-Evliyâ, Mıknatıs-ül-Vahdet'tir. Bunlardan Fevâid-ül Fevâd, Hâce Hasan Sencerî tarafından hazırlanmıştır. Sencerî, Nizâmeddîn Evliyâ'nın Bedâyun'da çocukluktan arkadaşı idi. 73 yaşında iken, Nizâmeddîn Evliyâ tarafından bu yola çekilmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.