Mîr Muhammed NumânŞeyh Saîd Habeşî ile de müsâfeha ile şereflendi. Nerede bir derviş duysa, onun sohbetine gider, onu can ve gönülden sever, talebe olmayı arzu ederdi. Nihayet Hazret-i Hâce Muhammed Bâkî'nin sohbetleriyle şereflendi. O büyük velî, Mîr Muhammed'e nihayetsiz lütuflarda bulundu. Onu kendi silsile dizisine ve talebeleri arasına aldı. Şâh-ı Nakşîbend Hazretlerinin yoluna uygun zikir ve murâkebe ile şereflendirdi. Mîr Muhammed işini bırakıp, dünyayı terk etti. Kalabalık ailesini alıp, tam bir tevekkülle Bâkî-billah'ın huzuruna geldi.
Mîr Muhammed Numân'ı, Firûzâbâd Camiinin altında ikamet ettirmeyi düşündüler. Bu caminin altında odalar vardı. Bu odalarda asırlarca kimse oturmamıştı. Rutûbetten nefes bile zor alınırdı. Hazret-i Hâce'nin emri üzerine, çoluk-çocuğu ile oraya yerleştiler. Mîr Muhammed Numân'ın haller sahibi ve salihadan olan kız kardeşi orada oturmaktan hastalandı. Hazret-i Hace'nin temiz anneleri, Mîr'i ziyarete geldi. Oranın fena kokusundan bir saat orada oturamadı. Bu hâli gören anneleri, oğulları Hazret-i Hâce'ye dönüp; "Ey oğlum, üstadım ve gözümün nûru! Sizin bu sevenleriniz burada ölmesinler!" dedi. Hazret-i Hâce; "Anneciğim, bunlar, bu gibi işler kalplerine ağır gelip, incinme düşüncesiyle buraya gelmediler. Allah-u Teala'nın rızasını kazanmak için geldiler. Madem ki onların oradan çıkarılmasını istiyorsunuz. Öyle ise yeni eve taşıyalım" dedi. Sonradan Mîr Muhammed Numan; "Velilikte hangi makamlara kavuşmuş isem, hepsi de Fîrûzâbâd Câmiînin altında ihsan edildi" buyurdu.
Mîr Muhammed Numân buyurdu ki: "Birkaç gün dînin emirlerine uygun olmayan, sekr hâlleri beni kapladı. Ne kadar uğraştıysam bu hâllerden kurtulamadım. Nihâyet Hazret-i Hâce Bâkî-billah'a hâlimi arz etmeyi düşündüm. Camiye geldiğim zaman onlar da bana baktılar. Bu bakışlarının bereketi ile kalkmasını istediğim haller, benden tamamen kalktı."
Mîr Muhammed Numân'ı, Firûzâbâd Camiinin altında ikamet ettirmeyi düşündüler. Bu caminin altında odalar vardı. Bu odalarda asırlarca kimse oturmamıştı. Rutûbetten nefes bile zor alınırdı. Hazret-i Hâce'nin emri üzerine, çoluk-çocuğu ile oraya yerleştiler. Mîr Muhammed Numân'ın haller sahibi ve salihadan olan kız kardeşi orada oturmaktan hastalandı. Hazret-i Hace'nin temiz anneleri, Mîr'i ziyarete geldi. Oranın fena kokusundan bir saat orada oturamadı. Bu hâli gören anneleri, oğulları Hazret-i Hâce'ye dönüp; "Ey oğlum, üstadım ve gözümün nûru! Sizin bu sevenleriniz burada ölmesinler!" dedi. Hazret-i Hâce; "Anneciğim, bunlar, bu gibi işler kalplerine ağır gelip, incinme düşüncesiyle buraya gelmediler. Allah-u Teala'nın rızasını kazanmak için geldiler. Madem ki onların oradan çıkarılmasını istiyorsunuz. Öyle ise yeni eve taşıyalım" dedi. Sonradan Mîr Muhammed Numan; "Velilikte hangi makamlara kavuşmuş isem, hepsi de Fîrûzâbâd Câmiînin altında ihsan edildi" buyurdu.
Mîr Muhammed Numân buyurdu ki: "Birkaç gün dînin emirlerine uygun olmayan, sekr hâlleri beni kapladı. Ne kadar uğraştıysam bu hâllerden kurtulamadım. Nihâyet Hazret-i Hâce Bâkî-billah'a hâlimi arz etmeyi düşündüm. Camiye geldiğim zaman onlar da bana baktılar. Bu bakışlarının bereketi ile kalkmasını istediğim haller, benden tamamen kalktı."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.