Göç edenlerin sayısı katlanacak
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, son 10 yıl içinde dünyada 240 milyon nüfusun yasal ve yasal olmayan yollarla göç ettiğini belirterek, buna kuraklık, verim azlığı, gelir yetmezliği, sınır çatışmaları gibi etkenlerin yol açtığını ifade etti.
18.06.2021 13:05:00





İBRAHİM ETHEM YIĞ / DETAY HABER
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ile Antalya Tarım Konseyi'nin (ATAK) işbirliğinde 'Göç Kıskancında Antalya Tarımı ve Kırsalı' başlıklı toplantı çevrimiçi gerçekleşti. Toplantıya ATB Meclis Başkanı Yardımcısı Abdullah İnan, Kent Tarihçisi Giray Ercenk, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkerim Sönmez konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Gülçubuk, 21. yüzyılın göç yüzyılı olacağını söylerken özellikle Koronavirüs salgını döneminde ülkelerin kendi kaosları, iklim değişikliği, politik ve ekonomik zorlukların insanları sürekli göçe zorladığını anlattı. Gülçubuk, son 10 yıl içinde dünyada 240 milyon nüfusun yasal ve yasal olmayan yollarla göç ettiğini belirtti. "Tüm göçlerin yüzde 13'ü tarım kaynaklı" diyen Gülçubuk; kuraklık, verim azlığı, gelir yetmezliği, sınır çatışmaları gibi etkenlerle insanların göç ettiğini kaydetti.
Antalya'nın tarımı kıskaç altında
Türkiye'de 1980 yılında nüfusun 25 milyonunun kırsalda yaşadığını, aynı dönem Antalya'da kırsal nüfusun 468 bin olduğunu bildiren Bülent Gülçubuk, 2000 yılında Türkiye kırsal nüfusunun 24 milyona düşerken, aynı dönem Antalya'nın kırsal nüfusunun 784 bine çıktığına dikkat çekti. 2000 yılında Antalya'nın toplam tarım alanı 4.5 milyon dekar iken, bunun 2020 yılında yüzde 20 daralarak 3.6 milyon dekara düştüğüne dikkat çeken Gülçubuk, "Antalya'nın tarımı ve kırsalı kıskaç altında. Antalya'da turizm derken neleri kaybediyoruz buna bakmak lazım" dedi. Kırdaki nüfusu yerinde tutabilmek için tarım politikalarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Gülçubuk, "Kırsalda yaşam maliyeti giderek artıyor, reel gelir düşüyor. Son 10 yılda ülkemizde nüfus başına reel gelirimiz yüzde 17 düşerken, tarımda çiftçi nüfusunda bu düşüş yüzde 25 olmuş" diye konuştu. Kırsaldaki insanın devletten, iş, eğitim, sağlık, teknoloji, altyapı, sosyal güvenlik, iletişim beklediğini kaydeden Gülçubuk, "Kırsal, yaşam güvenliği, gıda, gelir güvenliği bekliyor. Kırsaldaki insanı yerinde tutamak için eğitim, sağlık, elektrik, su, istihdam barajı yapmalıyız" diye konuştu. Antalya'nın vizyonunu oluştururken göçü gündemine oturtması gerektiğini kaydeden Gülçubuk, "Antalya vahşi ve plansız göçe kurban ediliyor. Antalya'nın göç konusunda bir tasarıma ihtiyacı var. Yoksa bugün turizmden para kazanan Antalya, bıçak sırtı olan turizmi başka bir şeyle ikame edemediği zaman kendi içinde yoksullaşır" dedi.
İnsanlar neden göç ediyor?
ATB Meclis Başkanı Yardımcısı Abdullah İnan da, köyde eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşamamanın şehre göçün en büyük nedeni olduğunu söyledi. İnan, "Kırsalı dinamitleyen milli eğitim politikalarıdır. Eskiden 5 çocuklu köyde bile öğretmen vardı. Öğretmenlerimiz köylünün danıştığı akil insandı. Şimdi köyde eğitimli insan yok. Köylü kaderine terk edilmiş durumda. Taşımalı eğitim sistemi biran önce bitirilmeli. Köylü sağlık hizmetine yerinde ulaşabilmeli" dedi. Köylünün üretimi bırakıp çocuğunun eğitimi için asgari ücreti göze alarak şehre göç ettiğini vurgulayan İnan, "Kırsalın yaşam kalitesini yükseltmediğiniz sürece ne kadar destek verirseniz verin insanı köyde tutamazsınız" dedi. Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkerim Sönmez de "Güz gelince şehre, yaz gelince köye giden bir yapıya sahibiz. Her iki alanda de ayağının olmasını isteyen, kırda ise ayağını sıkı tutamayan bir yapımız var" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.