Trump'ın Suriye'den yakında çekileceğiz açıklamasını, Fransa'nın Münbiç'e asker göndereceğiz çıkışı takip etti.
Bazıları Ortadoğu'da ABD'den boşalacak yeri Fransa mı dolduracak diye konuşa dursun, aslında tarihi ittifaklar ve paylaşım savaşları geri dönüyor?
ABD ve Fransa hem 1. Dünya Savaşı'nda hem de 2. Dünya Savaşı'nda aynı safta müttefik olarak yer aldılar.
Bunun yanında büyük haçlı zihniyeti düşünüldüğünde her iki savaşın ana gayesi olan Müslümanlara savaş konusunda da aynı kanıdalar.
Bu sebeple, YPG'ye silah veren ABD gibi, Fransa da onun yanında Türkiye'ye karşı arabulucu olacağını açıkladı.
Yani Hıristiyan dünya kendi içinde savaşsa da İslam topraklarına karşı tek bayrak altına girebiliyor.
Bunların yanında, elbette Ortadoğu'ya yerleşmeye çalışan ve İsrail ile beraber bölgedeki yeraltı kaynaklarını isteyen bir Birleşik Devletler'e karşı, özellikle 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Suriye'yi sömürgesi yapa bir Fransa var karşımızda.
Bu beyanlar, 1. ve 2. Dünya Savaşı'nın paylaşım savaşına tekrar başlanacağının habercisidir.
Siz, Fransa'dan sonra, Almanya hatta İngiltere ordularının yakında Ortadoğu'ya girdiğini duyarsanız şaşırmayın.
DEAŞ bahanesi ile Suriye'ye giren ABD'nin karşısında; Türkiye'ye karşı YPG'yi destekleyen Fransa var. Açıktır ki, YPG Ortadoğu'ya adım atmanın maşasıdır.
Bu tablo aynı zamanda Ortadoğu'da devletlerin tamamen bittiğinin ve paylaşıma sıra geldiğinin de acı göstergesi.
Üzerinde Türkiye haritasının da yer aldığı paylaşım masasında yer kapmak isteyenlere karşı biz ne yapacağız?
Varna'da gerçekleşen AB zirvesinde, Afrin'deki ilerleyişimiz konusunda ikazların geldiği hatırlanacak olursa, adımlarımızı çok dikkatli atmalı; ve dostumuzu iyi seçmeliyiz.
ABD'nin ve Avrupa'nın bize bakışının Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki 22. İslam ülkesi olduğunu unutmayalım.
İsmi değişse de terör örgütü olarak kabul ettiklerimiz adına arabuluculuk yapanlar, bölge hesapları için haklı mücadelemizde bizi de işgalci gösterebilirler.
Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ortadoğu'da Türkiye'nin izlemesi gereken yolla ilgili ikazları, devletimiz, milletimiz ve bütünlüğümüz adına tek çözümümüzdür.
Bazıları Ortadoğu'da ABD'den boşalacak yeri Fransa mı dolduracak diye konuşa dursun, aslında tarihi ittifaklar ve paylaşım savaşları geri dönüyor?
ABD ve Fransa hem 1. Dünya Savaşı'nda hem de 2. Dünya Savaşı'nda aynı safta müttefik olarak yer aldılar.
Bunun yanında büyük haçlı zihniyeti düşünüldüğünde her iki savaşın ana gayesi olan Müslümanlara savaş konusunda da aynı kanıdalar.
Bu sebeple, YPG'ye silah veren ABD gibi, Fransa da onun yanında Türkiye'ye karşı arabulucu olacağını açıkladı.
Yani Hıristiyan dünya kendi içinde savaşsa da İslam topraklarına karşı tek bayrak altına girebiliyor.
Bunların yanında, elbette Ortadoğu'ya yerleşmeye çalışan ve İsrail ile beraber bölgedeki yeraltı kaynaklarını isteyen bir Birleşik Devletler'e karşı, özellikle 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Suriye'yi sömürgesi yapa bir Fransa var karşımızda.
Bu beyanlar, 1. ve 2. Dünya Savaşı'nın paylaşım savaşına tekrar başlanacağının habercisidir.
Siz, Fransa'dan sonra, Almanya hatta İngiltere ordularının yakında Ortadoğu'ya girdiğini duyarsanız şaşırmayın.
DEAŞ bahanesi ile Suriye'ye giren ABD'nin karşısında; Türkiye'ye karşı YPG'yi destekleyen Fransa var. Açıktır ki, YPG Ortadoğu'ya adım atmanın maşasıdır.
Bu tablo aynı zamanda Ortadoğu'da devletlerin tamamen bittiğinin ve paylaşıma sıra geldiğinin de acı göstergesi.
Üzerinde Türkiye haritasının da yer aldığı paylaşım masasında yer kapmak isteyenlere karşı biz ne yapacağız?
Varna'da gerçekleşen AB zirvesinde, Afrin'deki ilerleyişimiz konusunda ikazların geldiği hatırlanacak olursa, adımlarımızı çok dikkatli atmalı; ve dostumuzu iyi seçmeliyiz.
ABD'nin ve Avrupa'nın bize bakışının Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki 22. İslam ülkesi olduğunu unutmayalım.
İsmi değişse de terör örgütü olarak kabul ettiklerimiz adına arabuluculuk yapanlar, bölge hesapları için haklı mücadelemizde bizi de işgalci gösterebilirler.
Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ortadoğu'da Türkiye'nin izlemesi gereken yolla ilgili ikazları, devletimiz, milletimiz ve bütünlüğümüz adına tek çözümümüzdür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018