Fitnebazları mı soruyorsunuz?

2001, 2002 yıllarını hatırlıyorsunuz dimi! Gömlek değiştirdik, sıfatıyla meydanlara çıkanlar, geçmiş hükümetlere veriştirdikçe veriştiriyor, vatandaşa bol keseden dağıtıyordu. Kimsesizlerin kimsesi olacağız, hak, özgürlük, adalet olmazsa olmazımız olacaktı, zenginin değil halkın iktidarı olacaklardı, Dicle kenarındaki koyunların hesabını bile iktidardan soracaktık. Devlette israfın önüne geçilecek, batan bankaların hesabı sorulacak, vatandaşın parası yetirtilmeyecekti. Din dilden, başörtüsü ise elden hiç düşürülmüyordu zaten. Ne oldu? Yumuşak koltuklara oturuldu ve "3 yıl kimse bizden bir şey beklemesin? Elimizde sihirli değnek yok ki? Biz kimseye (başörtüsü konusunda) söz vermedik?" vs. vs?Vatandaşın 150 milyar doları iç edilmişti. Vatandaşın, yetimin hakkını yedirmeyeceğiz, diyenler; "Kusura bakmayın 15 milyar dolarını bulabildik. Gerisi, geride kaldı ama güzel günler göreceğiz? (alkış) Tabi aradan bazıları çıkıp, "vatandaşın parasını iç edenlerin kimlikleri, yerleri, makamları belli. Yaşantılarında hiç bir şeyde değişmemiş. Neden gereğini yapmıyorsunuz" diye fitne (!) çıkarmaya kalktılar. "Susun, fitne çıkarmayın, huzurumuzu bozmayın, güzel günler göreceğiz?" (alkışlar)3 yılda geçti. Terör tırmanıyor, suç oranları yükseliyor, vatandaşın alım gücü gittikçe geriliyordu. "Merak etmeyin, halledeceğiz, devlette israfı bitirdik mi, her şey yoluna girecek?" (alkışlar) Ve satışlara başlandı. İlk Vekil lojmanları satıldı. Vatandaş çılgınca bir sevinç içinde? Vatandaşa da "özel sektörde huzur var" aşısı yapılmıştı. Bu aşının etkisiyle kamu malları, devletin can damarı, diyebileceğimiz devası kurumlar sırayla satılıyordu. Alkışlar ise devam ediyordu. Tabi o fitneciler (!) niçin satıyorsunuz, kime ve kaça satıyorsunuz, niçin devleti peşkeş çekiyorsunuz? Sorularını sordukça, önümüzü kesmek istiyorlar, vatandaşın, ülkenin huzurunu istemiyorlar? Mantığıyla suçlandı. (alkışlar)O zaman ki TSK zaten damgalıydı. Subay lojmanlarının da satılmasına, yıkılmasına karar verildi. Hele İstanbul'daki subay lojmanlarının yıkımında düğmeye basan zamanın başbakanının gözlerindeki ışıltıyı görmeliydiniz! (alkışlar) Sattılar, sattılar ama bir taraftan terör artarken diğer taraftan tarım ve hayvancılık çöküyor, işsizlik ve vatandaşın alım gücü zayıfladıkça zayıflıyordu. Ama iktidar kararlıydı; Satacaktı. Çünkü ülkemizi pazarlamakla mükellefti. Sattılar. Artık ortada hantal devlet yok, çıplak devlet vardı. Birde 5 katına çıkarılan iç ve dış borç vardı. Birde çıplak vatandaş modeli vardı. Ama kimse kimseye "çıplak" diyemiyordu. Evet, belki vatandaşın üzerinde pahalı marka veya marka taklidi birçok giysi vs. görebilirsiniz ama vatandaşın beyni aç, kalbi aç bırakılmıştı. Vücudunun çıplak kalmaması için ise bankalar devreye sokulmuştu. Şimdi bankalarda vatandaşa, evin benim, araban benim, benim paramla ihtiyaçlarını karşılıyorsun, çocuğunu benim paramla okutuyorsun? Ya tam teslim olursun, ya da hepsini alırım elinden? Söylemindeler? (Vatandaşın bankalara borcu 2002'de 10 katrilyonun altındayken bugün 400 katrilyonu geçmiş vaziyette) Evet, 12 yıldır alkışlayan vatandaşın kısa özeti böyle. Ya alkışlananlar! Bir yüzükle yola çıkanlar şimdi "gemicik" filoları kurmuş, villalarda, trilyonluk konutlarda yaşıyor. Oturmadıklarını ise kiralıyorlar. Vekil lojmanlarını "israf" görenler, aylık kirası 40, 50 bin TL olan evlerde ikamet ediyor. Çocukları ise holdingleşmiş vaziyette. Her yıl yenilenen 600 yüz, 700 yüz milyarlık lüks makam araçları ise olmazsa olmazları. Haliyle bu kadar donanıma bir de koruma ordusu lazım. O da görev başında?Ha! Birde! Dicle kenarındaki koyunların hesabından kendini mesul tutanlar, ayakkabı kutularındaki, ülkemiz içinde ve dışında telaffuz edilen kayıt dışı ve kayıp olarak adlandırılan, kamuoyunun ise rüşvet, yolsuzluk dediği milyarca doların hesabından kendilerini muaf tuttular. Tabi o fitnebazlar (!) yine sordu; Hani kimsesizlerin kimsesi olacaktınız?  Gittiniz zenginlerin dostu oldunuz. Hani Dicle kenarındaki koyunun bile hesabını sizden soracaktık? Neden "sıfırladınız mı" sorusuna bile tahammül edemediniz? Hani Müslümanlar dostunuz, kardeşinizdi? Neden gidip ABD'yi, AB'yi dost edindiniz? İsrail ile çıkar ilişkilerinizi zirvelere tırmandırdınız? Birde "komşusu açken tok yatan bizden değildir" Hadisi Şerifi ile meydanlarda gürlüyordunuz! Millet aç. Siz, neden tok yatıyorsunuz. Siz kimdensiniz!Ha! O fitnebazları mı soruyorsunuz? Cevap açık değil mi?