Namazlar nasıl kılınırHastaların Namazları
Hastalık, bedenin tabii halini kaybetmesinden gelen bir güçsüzlük durumudur. Hastaya "mariz", hastalığa da "maraz" denir. Mariz kelimesinin çoğulu "merza", marazın çoğulu da "emraz"dır. Hastalar da, akılları başlarında bulundukça bir takım din görevleri ile sorumludurlar. Bununla beraber dinimiz onların haklarında bir çok kolaylıklar göstermiştir. Namaz hakkında bunlar için gösterilen kolaylıklar aşağıda açıklanmıştır: Bir hasta, gücüne göre namaz kılmakla yükümlüdür. Ayakta durmaya gücü yetmeyen veya ayakta durması iyileşmesinin uzamasına veya hastalığının artmasına sebep olacağı anlaşılan bir hasta oturarak namazını kılar. Oturmaya da gücü yetmezse, gücüne göre yan üzeri veya sırt üstü yatarak işaretle (İma ile) namazını kılar. İmâ, namazda rükû ve secdeye işaret olmak üzere başı eğmektir. Bunu ayakta yapılabileceği gibi, oturarak da yapılabilir. Bir şeye dayanarak ayakta yapılması mümkün olan bir imâ yatarak yapılamaz, bu caiz değildir. İma ile de namaz kılmaya gücü olmayan bir hastadan bir gün ve bir gecelik veya daha ziyade olan namazları sonraya kalır. İyileşince bunları kaza etmesi gerekir. Diğer bir rivayete göre, bir gün ve bir geceden ziyade olan namazları tamamen üzerinden düşer. Aklı başında olsa da hüküm böyledir. Hastalığından dolayı oturduğu halde namaz kılabilen veya ima ile kılma zorunda olan kimse, bu hastalığı esnasında kılamamış olduğu namazları, sağlığa kavuştuktan sonra kaza edince, oturarak veya ima ile kılamaz. Çünkü özür kalkmıştır. Fakat sağlıklı halinde kazaya bırakmış olduğu namazlarını böyle hastalığı sırasında kaza edecek olsa, oturarak veya ima ile onları kılabilir. Çünkü gücüne göre yükümlü olur. Gücünün yetmediği bir şey ondan istenmez.
*BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN *
Hastalık, bedenin tabii halini kaybetmesinden gelen bir güçsüzlük durumudur. Hastaya "mariz", hastalığa da "maraz" denir. Mariz kelimesinin çoğulu "merza", marazın çoğulu da "emraz"dır. Hastalar da, akılları başlarında bulundukça bir takım din görevleri ile sorumludurlar. Bununla beraber dinimiz onların haklarında bir çok kolaylıklar göstermiştir. Namaz hakkında bunlar için gösterilen kolaylıklar aşağıda açıklanmıştır: Bir hasta, gücüne göre namaz kılmakla yükümlüdür. Ayakta durmaya gücü yetmeyen veya ayakta durması iyileşmesinin uzamasına veya hastalığının artmasına sebep olacağı anlaşılan bir hasta oturarak namazını kılar. Oturmaya da gücü yetmezse, gücüne göre yan üzeri veya sırt üstü yatarak işaretle (İma ile) namazını kılar. İmâ, namazda rükû ve secdeye işaret olmak üzere başı eğmektir. Bunu ayakta yapılabileceği gibi, oturarak da yapılabilir. Bir şeye dayanarak ayakta yapılması mümkün olan bir imâ yatarak yapılamaz, bu caiz değildir. İma ile de namaz kılmaya gücü olmayan bir hastadan bir gün ve bir gecelik veya daha ziyade olan namazları sonraya kalır. İyileşince bunları kaza etmesi gerekir. Diğer bir rivayete göre, bir gün ve bir geceden ziyade olan namazları tamamen üzerinden düşer. Aklı başında olsa da hüküm böyledir. Hastalığından dolayı oturduğu halde namaz kılabilen veya ima ile kılma zorunda olan kimse, bu hastalığı esnasında kılamamış olduğu namazları, sağlığa kavuştuktan sonra kaza edince, oturarak veya ima ile kılamaz. Çünkü özür kalkmıştır. Fakat sağlıklı halinde kazaya bırakmış olduğu namazlarını böyle hastalığı sırasında kaza edecek olsa, oturarak veya ima ile onları kılabilir. Çünkü gücüne göre yükümlü olur. Gücünün yetmediği bir şey ondan istenmez.
*BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN *