Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Hz. Fatıma' eserinde Fedek ile ilgili Ehl-i Beyt ve Sünni alimler arasındaki görüş ihtilafı hususunda şu bilgilere yer veriliyor:
"Ebu Bekir'den rivayet edilen hadis konusu:
Ehl-i Beyt âlimlerden İbn'ul Mutahhar diyor ki: "Ebu Bekir, Fâtıma'nın mirasını vermemiştir. Bu hususta yalnız kendisinin rivayet ettiği bir hadise dayanmış ve Fâtıma (a.s.)'ın mirasını yemiştir. Çünkü O'na sadaka helaldir. Ebu Bekir, Resûlullah'ın (s.a.v.), "Peygamberler miras olarak dirhem veya dinar bırakmazlar. Onların bıraktıkları miras ancak ilimdir" (Buhari, ilim: 10, Ebu Davud, ilim, İbn-i Mace mukaddime: 17) mealindeki hadise dayanarak bu işi yapmıştır.
Kur'an'ın hükmü ise bu hadise muhaliftir. Çünkü Allah şöyle buyuruyor: "Allah çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadının hissesi kadar tavsiye eder." (Nisa, 11) Bu hüküm umumi olup, rivayet ettikleri hadisi de tekzib etmiştir. Başka ayetlerde şöyle buyuruluyor: "Süleyman, Davud'a vâris oldu." (Neml, 16) "Katından bana bir oğul bağışla ki, bana ve Yâkuboğulları'na mirasçı olsun." (Meryem, 5-6) Sünnilerin bu hadisle ilgili görüşleri Ehl-i Beyt'in görüşlerine tam terstir. Bu konu Sünni İbn Hadid'in Şerh-u Nehcü'l-Belağa eserinde yer almaktadır.
"İshak bana dedi ki: Bu hadis-i şerifi Mâlik bin Enes'den işittim. O da İbn-i Şehab–i Zühri'den işitmiş. Ona da, Mâlik bin Evs haber vermiş. Ben Mâlik bin Evs'e gidip sordum. Bana dedi ki, 'Öğleden evvel evimde oturuyordum. Ömer'in adamı geldi. Halife seni istiyor dedi. Halifenin huzuruna gittim. Halife bir sedir (kanepe) üzerinde oturuyordu. Kanepede döşek yoktu. Bir yastığa dayanmıştı. Selam verdim ve oturdum. Bana dedi ki, 'Sizin aşiretinizden birkaç kişi geldi. Kendilerine para verilmesini emrettim. Bu parayı almak ve onlara dağıtmak için, sizi istedim. Alınız dağıtınız!' Halifeye beni mazur bulmasını, bu vazifeyi başkasına yaptırmasını istirham ettim. Fakat ısrar ettiler. Reddedemedim. O sırada odacı gelerek, Osman, Abdurrahman, Zübeyr, Sa'd bin Ebi Vakkas'ın içeri girmek için izin istediklerini söyledi. İzin verdi, girdiler. Oturdular. Biraz sonra, 'Ali (a.s.) ve Abbas da içeri girmeye izin istiyorlar' denildi. İzin verildi, geldiler, oturdular. Hz. Abbas söze başlayıp, 'Allah-u Teala'nın Resûlullah'a (s.a.v.) ihsan eylediği (Ben-i Nadr) malından dolayı hâsıl olan anlaşmazlığın giderilmesini istiyoruz' dedi. Önceden gelenlerin de rahat etmeleri ve razı olmaları için, bu işin görüşülmesini istedi. Önce halife söze başlayıp, 'Yeri ve gökleri yaratan ve her an varlıkta durmalarına izin veren Allah-u Teala'nın uluhiyet ve izzeti hakkı için sizden sorarım ki, Resûlullah (s.a.v.), 'Biz peygamberler miras bırakmayız, bıraktıklarımız sadaka olur' buyurdu mu? Bu hadisi söylediğinden haberiniz var mı?' dedi. Önce gelen Osman ve arkadaşları, 'Evet, haberimiz var, söyledi' dediler. Halife sonra Ali'ye ve Abbas'a dönerek aynı soruyu tekrarladı. İkisi de, 'Evet, biliyoruz' dediler. Halife şöyle karşılık verdi: 'O halde, bu işte verilecek hükmü dinleyebilirsiniz: Cenab-ı Rabbü'lÂlemin bu malı, ganimet olarak vermiştir. Bunu yalnız Habib-i Ekrem'ine ihsan ettiğini ve bu selahiyeti başkasına bahşetmediğini, Haşr Sûresi'nin altıncı ayeti göstermektedir." (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020