ANALİZ: Recep Bahar
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye'yi avucunun içine aldı. Şantajların ardı arkası kesilmiyor. Son şantajı ise IMF'nin verdiği 4 ev ödevinin 25 Haziran'da toplanacak İcra Direktörleri Kurulu'na kadar yerine getirilmesi oluşturuyor
Ülkemizin Kasım 2000 ve Şubat 2001'de üstüste yaşadığı iki kriz, bir yandan halkımızın yüzde 60 oranında fakirleşmesine yolaçarken; öte yandan Türkiye'nin kontrolümüzden çıkış sürecine de ivme katıyor. Uluslarası Para Fonu (IMF) bu hassas süreçte tahsis ettiği ek 8 milyar dolarlık kredi için taviz üstüne taviz istedi. Osmanlı Devleti'ni çökerten kapitülasyonların (ekonomik ayrıcalıklar) çağdaş versiyonu olan bu tavizleri, soru sormadan, itiraz etmeden, değerlendirmeye tabi tutmadan şartsız kabul ettik. Türk Telekom'un özelleştirilmesi, Şeker, Doğalgaz gibi yabancıların Türkiye'de rahatça at oynatmalarını sağlayacak yasalarla yetinmeyen Washington'daki IMF üst düzey yöneticilerinin, Tütün, Ek Bütçe yasalarıyla kamu bankalarının tasfiyelerini hızlandıracak yasal düzenlemede aceleci davranması dikkatlerden kaçmıyor.
"Nereye gidiyoruz?"a bir örnek
Durumumuz 1997'de Asya Krizi ile sarsılan Güney Kore'yi andırıyor. Uluslararası para spekülatörlerinin büyük oyunları ile yere serilen, adeta kese kağıdına dönüştürülen Asya Kaplanı Güney Kore, çareyi IMF'nin kapısına sığınmakta bulmuştu. IMF ise bu ülkeyi sözde kurtarmak maksadıyla tarihinin en büyük kredi paketini açmıştı: 57.6 milyar dolarlık bir kredi paketiydi bu. Ama taviz talepleri ile dolu bir kredi paketi. Batılı finans çevrelerinin ve fırsatçılarının işlerini kolaylaştıracak onlarca yasanın çıkarılmasını emretmişti IMF. Sonunda Güney Kore Parlamentosu lastik bir mühüre bir başka deyişle notere dönüştü. IMF'nin istediği yasalar teker teker çıkarıldı. Bu yasalardan güç alan Batılı büyük bankalar ilk olarak Güney Kore'nin bankacılık sektörünün önemli bir dilimini ele geçirdiler. Bir ülke günümüz dünyasının kapitalist düzeninde bankacılık sektörünü yad ellere kaptırmışsa, bu sanayisinin de yabancıların egemenliğine gireceği anlamı taşımaktadır. Sonuçta bu da oldu: İrili ufaklı onlarca Güney Kore şirketi, kriz sonrasında bu ülkeye üşüşen Batılı akbabalara yem oldu. Güney Kore toplumunun binbir emekle vücuda getirdiği birikimlere birkaç içinde 'yad' ellere geçiverdi.
Şimdi dönelim kendimize... IMF ile müzakerelerde kritik tarih 25 Haziran. IMF İcra Direktörleri Kurulu, o gün yapacağı toplantıya kadar ev ödevlerinin tamamlanmasını istiyor. Ev ödevleri neler mi? Ek Bütçe Yasası ile Tütün Yasası... Ayrıca yapılacak yasal düzenlemelerle Emlakbank tasfiye edilmeli ve Telekom'a profesyonel yönetim atanmalı. Hükümet ve Meclis'in önünde ödevleri bitirmek için 11 gün var!
Sınava çekiliyoruz
Programın kararlılıkla uygulanıp uygulanmadığı konusunda Türkiye'yi sınava çeken IMF heyeti, niyet mektubundaki taahhütlerin gerçekleştirilme performansına bakıp not veriyor. IMF baronları, programın iki noktada delinip, kamu işçisiyle çiftçiye taahhütleri aşan oranlarda zam yapıldığını tespit etti. Bu seferlik Türkiye'nin notunu fazla kırmadı, ancak bir sonraki sınavda bu kadar müsamahakar olmayacağını da çok kesin bir dille açıkladı.
Türkiye'nin IMF'nin söz verdiği krediyi alabilmesi için niyet mektubundaki taahhütlerini yerine getirmesi gerekiyor. Artık iş, hükümetin zaten belli sorulara ne ölçüde çalışacağı, Meclis'in de bu çalışmaya ne ölçüde katılacağına bağlı.
Ödevlerden biri olan ek bütçe yasa tasarısı Meclis'e sevkedilmiş durumda. Maliye Bakanı Sümer Oral'ın sunuşuyla önceki gün başlayan komisyon görüşmeleri tasarının kabulüyle tamamlandı. Tütün yasa tasarısı da cumartesi günü Meclis'e sevkedildi, ve komisyon süreci bugün başlaıyor. Emlakbank'ın tasfiyesini de içeren yasa tasarısı da bugün komisyonda görüşülecek.
Meclis'in bu iki yasa tasarısıyla ilgili komisyon ve Genel Kurul çalışmalarını tamamlaması için önünde 11 gün var.
Yine Enis Öksüz mü?
Türk Telekom'a Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in istediği yeni bir yönetim atanması ödevi ise, Telekom'un özelleştirilmesini öngören yasanın Meclis'ten çıkıp Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayından çoktan geçmiş olmasına rağmen, MHP'li Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün ayak diremesi nedeniyle gerçekleşemiyor! Telekom yasasının hazırlık aşamasında koalisyonu zorlayan tartışmaların bir tarafını oluşturan Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz şu anki yönetimin de profesyonel olduğunu söyleyerek itirazını sürdürüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye'yi avucunun içine aldı. Şantajların ardı arkası kesilmiyor. Son şantajı ise IMF'nin verdiği 4 ev ödevinin 25 Haziran'da toplanacak İcra Direktörleri Kurulu'na kadar yerine getirilmesi oluşturuyor
Ülkemizin Kasım 2000 ve Şubat 2001'de üstüste yaşadığı iki kriz, bir yandan halkımızın yüzde 60 oranında fakirleşmesine yolaçarken; öte yandan Türkiye'nin kontrolümüzden çıkış sürecine de ivme katıyor. Uluslarası Para Fonu (IMF) bu hassas süreçte tahsis ettiği ek 8 milyar dolarlık kredi için taviz üstüne taviz istedi. Osmanlı Devleti'ni çökerten kapitülasyonların (ekonomik ayrıcalıklar) çağdaş versiyonu olan bu tavizleri, soru sormadan, itiraz etmeden, değerlendirmeye tabi tutmadan şartsız kabul ettik. Türk Telekom'un özelleştirilmesi, Şeker, Doğalgaz gibi yabancıların Türkiye'de rahatça at oynatmalarını sağlayacak yasalarla yetinmeyen Washington'daki IMF üst düzey yöneticilerinin, Tütün, Ek Bütçe yasalarıyla kamu bankalarının tasfiyelerini hızlandıracak yasal düzenlemede aceleci davranması dikkatlerden kaçmıyor.
"Nereye gidiyoruz?"a bir örnek
Durumumuz 1997'de Asya Krizi ile sarsılan Güney Kore'yi andırıyor. Uluslararası para spekülatörlerinin büyük oyunları ile yere serilen, adeta kese kağıdına dönüştürülen Asya Kaplanı Güney Kore, çareyi IMF'nin kapısına sığınmakta bulmuştu. IMF ise bu ülkeyi sözde kurtarmak maksadıyla tarihinin en büyük kredi paketini açmıştı: 57.6 milyar dolarlık bir kredi paketiydi bu. Ama taviz talepleri ile dolu bir kredi paketi. Batılı finans çevrelerinin ve fırsatçılarının işlerini kolaylaştıracak onlarca yasanın çıkarılmasını emretmişti IMF. Sonunda Güney Kore Parlamentosu lastik bir mühüre bir başka deyişle notere dönüştü. IMF'nin istediği yasalar teker teker çıkarıldı. Bu yasalardan güç alan Batılı büyük bankalar ilk olarak Güney Kore'nin bankacılık sektörünün önemli bir dilimini ele geçirdiler. Bir ülke günümüz dünyasının kapitalist düzeninde bankacılık sektörünü yad ellere kaptırmışsa, bu sanayisinin de yabancıların egemenliğine gireceği anlamı taşımaktadır. Sonuçta bu da oldu: İrili ufaklı onlarca Güney Kore şirketi, kriz sonrasında bu ülkeye üşüşen Batılı akbabalara yem oldu. Güney Kore toplumunun binbir emekle vücuda getirdiği birikimlere birkaç içinde 'yad' ellere geçiverdi.
Şimdi dönelim kendimize... IMF ile müzakerelerde kritik tarih 25 Haziran. IMF İcra Direktörleri Kurulu, o gün yapacağı toplantıya kadar ev ödevlerinin tamamlanmasını istiyor. Ev ödevleri neler mi? Ek Bütçe Yasası ile Tütün Yasası... Ayrıca yapılacak yasal düzenlemelerle Emlakbank tasfiye edilmeli ve Telekom'a profesyonel yönetim atanmalı. Hükümet ve Meclis'in önünde ödevleri bitirmek için 11 gün var!
Sınava çekiliyoruz
Programın kararlılıkla uygulanıp uygulanmadığı konusunda Türkiye'yi sınava çeken IMF heyeti, niyet mektubundaki taahhütlerin gerçekleştirilme performansına bakıp not veriyor. IMF baronları, programın iki noktada delinip, kamu işçisiyle çiftçiye taahhütleri aşan oranlarda zam yapıldığını tespit etti. Bu seferlik Türkiye'nin notunu fazla kırmadı, ancak bir sonraki sınavda bu kadar müsamahakar olmayacağını da çok kesin bir dille açıkladı.
Türkiye'nin IMF'nin söz verdiği krediyi alabilmesi için niyet mektubundaki taahhütlerini yerine getirmesi gerekiyor. Artık iş, hükümetin zaten belli sorulara ne ölçüde çalışacağı, Meclis'in de bu çalışmaya ne ölçüde katılacağına bağlı.
Ödevlerden biri olan ek bütçe yasa tasarısı Meclis'e sevkedilmiş durumda. Maliye Bakanı Sümer Oral'ın sunuşuyla önceki gün başlayan komisyon görüşmeleri tasarının kabulüyle tamamlandı. Tütün yasa tasarısı da cumartesi günü Meclis'e sevkedildi, ve komisyon süreci bugün başlaıyor. Emlakbank'ın tasfiyesini de içeren yasa tasarısı da bugün komisyonda görüşülecek.
Meclis'in bu iki yasa tasarısıyla ilgili komisyon ve Genel Kurul çalışmalarını tamamlaması için önünde 11 gün var.
Yine Enis Öksüz mü?
Türk Telekom'a Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in istediği yeni bir yönetim atanması ödevi ise, Telekom'un özelleştirilmesini öngören yasanın Meclis'ten çıkıp Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayından çoktan geçmiş olmasına rağmen, MHP'li Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün ayak diremesi nedeniyle gerçekleşemiyor! Telekom yasasının hazırlık aşamasında koalisyonu zorlayan tartışmaların bir tarafını oluşturan Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz şu anki yönetimin de profesyonel olduğunu söyleyerek itirazını sürdürüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.