Esad'a foto-tezgâh

YENİ MESAJ / İSTANBULSuriye'de küresel güçlerin körüklediği dış destekli isyana ve bu kışkırtmanın yol açtığı artık trajik hal alan insani krize bir çare üretebilmek amacıyla Rusya'nın 7 Mayıs 2013 tarihinden bu yana toplamaya gayret sarfettiği Cenevre - 2 Konferansı'na saatler kala Katar merkezli bir 'bir foto montaj senaryo' devreye sokuldu. Senaryonun kurgusu da, kullanılan aktörler de, senaryoyu filmleştiren Katar da, zamanlama da dikkat çekiyor. Söz konusu gelişmenin dünyaya TRT, Anadolu Ajansı, CNN International kanalı ve The Guardian gazetesi tarafından duyurulması dikkat çekiyor. Türkiye'de ise Hürriyet, Akşam, Milliyet, Habertürk, Taraf ve Vatan gazeteleri gelişmeye ilk sayfalarında geniş yer verdi. Operasyonun merkezinde Katar var Beşar Esad yönetimine karşı Cenevre 2 Konferansı öncesi devreye alınan "foto senaryo"nun arkasında ise Katar bulunuyor. ABD'nin Ortadoğu'da, Kuzey Afrika ve Orta Asya'daki operasyonları Katar'ın başkenti Doha'daki CENTCOM'dan (ABD Komuta Merkezi) yürütülüyor. Söz konusu merkezin ABD'nin Irak'ın işgalinden hemen önce 2002 yılında kurulması dikkat çekiyor! Beşar Esad'a karşı senaryo çerçevesinde yaklaşık 11 bin öldürüldüğü öne sürülen Suriyeli muhalifin yaklaşık 55 bin adet fotoğrafının Suriye dışına kaçırıldığı ileri sürülüyor. İngiliz Guardian'ın aktardığına göre, Suriye ordusunda askeri fotoğrafçı olarak çalışırken cesetleri kayıtlara geçmek için görüntülediğini söyleyen ismi sır gibi saklanan Sezar kod adlı kişi, saf değiştirerek elindeki bellek kartlarını isyancılara teslim etmiş! Bu kişinin temas kurduğu grup ise enteresandır Katar destekli bir isyancı grup olan Suriye Ulusal Hareketi. İsyancılara para ve silah desteğinde bulunan Katar, Beşar Esad'ın görevden indirilerek savaş suçlarından yargılanması gerektiği yönünde bundan önce de çağrılar yapıyordu.Katar savcıları bile ayarlamış!Katar hükümetinin isteği üzerine Londra merkezli önde gelen bir hukuk bürosu, uluslararası savaş suçu mahkemelerinde görev yapmış üç eski başsavcıyı fotoğrafları inceleyip bir rapor hazırlamakla görevlendiriyor. Ceset fotoğraflarını inceleyen ve Suriye'den kaçtığını iddia eden fotoğrafçı ile son on gün içerisinde üç ayrı görüşme yapan kiralanmış ve ücreti ödenmiş soruşturma ekibi, kaynağın güvenilir olduğu kanaatine vardıklarını öne sürüyor! The Guardian gazetesine göre uluslararası hukuk camiasının önde gelen üç soruşturmacısı, Suriye'de tutuklu isyancılara yönelik işkence ve cinayet vakalarının sistematik olarak gerçekleştiğine açıkça işaret eden bu kanıtların Beşar Esad'a savaş suçları mahkemesinin yolunu açabileceğini savunuyor. Gazete, Mart 2011'den geçen Ağustos ayına kadar  geçen bir süreyi kapsayan fotoğraflarda kurbanların çoğunluğunun vücutları zayıflamış genç erkekler olduğunu, aralarından birçoğunun işkence izleri taşıdığını, bazılarının gözlerinin oyulmuş olduğunu yazıyor.Zamanlama 'manidar'Fotoğrafçı olduğunu söyleyen ve Guardian'ın gerçek ismini sakladığı kişi, cesetleri bu şekilde görüntülemenin nedenlerini şöyle açıklıyor: Fotoğraflar, aile yakınlarının kimlik tespiti için cesedi bizzat görmesi zorunluluğunu ortadan kaldırarak ölüm sertifskası çıkartılmasında kullanılıyor. Ayrıca, emirlerin yerine getirilip bireylerin gerçekten öldürüldüğü üst makamlara bu fotoğraflarla sözde belgelenmiş oluyor. Katar'ın ön ayak olduğu bu rapor, İsviçre'de Suriye krizine çözüm bulmak için düzenlenen uluslararası konferansla aynı hafta açıklanıyor oluşu zamanlama açısından manidar bulunuyor.İnceleme Komisyonu'nda satın alınmış isimler var Katar'ın satın alarak Esad'a karşı kurulan tezgâhta aktif görev yapan savcılar dikkat çekiyor. Savcılar arasında savaş suçları mahkemelerinde görev yapan ünlü isimler de bulunuyor. Bu isimler şunlar: Eski Liberya cumhurbaşkanı Charles Taylor'ın sanık sandalyesinde oturduğu davanın başsavcılığını yapmış olan David Crane, Sierra Leone'deki savaş suçları için kurulmuş özel mahkemenin başsavcısı Sir Desmond Da Silva ve Sırp kasabı olarak bilinen eski Yugoslav lider Slobadan Miloşeviç'in yargılandığı mahkemenin baş savcısı Geoffrey Nice.  Amaç Esad'ın elini zayıflatmak ABD'nin Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bölgesel aktörlerle birlikte kurguladığı senaryonun amacı ise net: Cenevre görüşmelerini sabote ederek Beşar Esad'ın elini zayıflatmak. Nitekim Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ABD Özel Temsilcisi Necip Gadbian, Suriye hükümetinin muhaliflere uyguladığı işkenceyi gösterdiğini iddia ettiği fotoğrafların ülkede insani müdahale için delil oluşturduğunu savundu. Ancak bu o kadar kolay değil. Beşar Esad'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yargılanması mümkün görünmüyor zira Suriye UCM'nin yargılama yetkisini kabul etmiyor. Esad'ın  UCM'de yargılanabilmesi için BM Güvenlik Konseyi'nin kararı gerekiyor. Rusya'nın bu kararı veto edeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Suriye'deki muhaliflere TIR'lar dolusu askeri malzeme gönderen AKP Hükümeti ise fotoğrafları kendi politikası lehine kullanmaya başladı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye'de sözün bittiğini bugün bir kez daha gördük" dedi.  Fotoğraflar nerede çekilmiş olabilir? 1- Irak'taki Ebu Gureyb Hapishanesi ilk sırada yer alıyor. ABD istihbaratının elinde burada çekilmiş milyonlarca kare fotoğraf bulunuyor. Ebu Gureyp'te binlerce Iraklı ABD'nin işkence tezgahlarından geçirilmişti. 2- Guantanamo Üssü: Küba yakınlarında ABD'ye ait bu üste binlerce Müslüman El Kaide üyesi olduğu gerekçesiyle işkence gördü. 3- Suriye'de Esad'a bağlı askerlerin isyancılar tarafından çekilmiş fotoğrafları olabilir. Yaklaşık 3 yıldır devam eden 10 bini aşkın Suriyeli asker çatışmalarda hayatını kaybetti.