Erol Mütercimler: ‘İktidar ülkeyi seçime götürsün’
Son günlerde gündemden düşmeyen 'ışıklar yanıyor' tartışmaları konusunda çarpıcı açıklamalar yapan Erol Mütercimler, "Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkisini kullanıp ülkeyi seçime götürmelidir. Bu mesele bir kez daha halka anlatılıp bu işin göbeği kesilsin" dedi
16.10.2020 17:30:00





YENİ MESAJ / İSTANBUL
Meltem TV'de her Perşembe akşamı yayımlanan 'Akıl Oyunu' programını Ekonomist Selim Kotil'le birlikte yapan araştırmacı yazar Erol Mütercimler, son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden Anayasa Mahkemesi'nin yanan ışıkları üzerinde yaşanan tartışmalarla ilgili önemli değerlendirmeler yaptı. Anayasa Yüksek Mahkemesi (AYM) üyesi Engin Yıldırım'ın şahsi sosyal medya hesabından AYM binasının fotoğrafını paylaşarak "ışıklar yanıyor" ifadelerini kullanması, 'darbeyi çağrıştırıyor' gerekçesiyle tartışmalara neden olmuştu. Yıldırım'ın paylaşımına İçişleri Bakanlığı ise 'ışıklarımız hiç sönmüyor' diye bir karşılık vermişti. Bir tweet üzerine yaşanan polemik, Haziran 2020'de milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu hakkında, AYM'nin siyasi ve kişilik haklarının ihlal edildiği için yeniden yargılanmasına karar vermesi, kararı görüşen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Berberoğlu'nun yeniden yargılanmasına gerek olmadığına hükmederek, AYM'nin kararına uymayacağını duyurmasıyla aynı gün gerçekleşmişti.
Darbe planları orada yapılmış
Akıl Oyunu programında gündemdeki bu konu üzerine önemli açıklamalar yapan Erol Mütercimler, Anayasa'nın 153. Maddesi gereği AYM'nin vermiş olduğu kararı yasama, yürütme, yargı, kamu, özel ve tüzel kişiler olmak üzere herkesin uygulamak zorunda olduğunu hatırlattı. Darbe planlarının geçmişte Genelkurmay'ın ışıkları asla görülemeyecek 3 kat aşağıdaki bodrum katında yapıldığına dikkat çeken Erol Mütercimler, şöyle konuştu: "AYM'nin hukukçu olmayan bir üyesi 'ışıklar yanıyor' diye bir tweet attı. Bu 'ışıklar yanıyor' ifadesi, daha önce bu ifade genelkurmay için kullanılırdı ve darbe planlamasının böyle yapıldığı ima edilirdi. Hâlbuki bu ifade çok yanlıştır. Deniz Kuvvetleri'nde subay iken Ankara'da karargâhta iki yıla yakın bir süre çalıştım. Ben de çok merak etmiştim bu ışıklar yanıyor meselesini. O zaman sorduğumda anlatmışlardı. Genelkurmay'da o zaman konuştuğumuz generaller dediler ki; 'Yahu bu ışıklar yanıyor sözleri tartışılıyor, ancak bu planlamalar buralarda yapılmıyor ki. Genelkurmay'ın eksi 3 kat aşağısında yapıldı.' Yani uzun sözün kısası bu ışıklar yanıyor meselesi askeri darbelerle özdeşleşmiş bir söz. Hiç kuşkusuz ki Türkiye'de askeri darbeleri şiddetle reddediyoruz. Şiddetle kınıyoruz, çünkü her askeri darbe Türkiye'ye çok şey kaybettirdi. Zira enine sonunda ABD bu darbelerin içinde bulunmaktadır."
Yapay gündem iktidara yarıyor
Son olayın tamamen yapay bir gündemin yaratılmasının önünü açtığına vurgu yapan Mütercimler, bu konuda tartışmalar olurken AYM'nin bir üyesinin attığı mesajla gündemi değiştirdiğine dikkat çekerek, "Bu yaratılan yapay gündem iktidarın çok işine geliyor. Arayıp da bulmadığı bir fırsat. Yani Türkiye'nin yaşadığı bütün problemler konuşulacakken, bakın şimdi bunlar konuşulmuyor. Bir anda bir yapay gündem oluşturuluyor, herkes onun üzerine saldırıyor" dedi. Akıl Oyunu programındaki açıklamalarını Erol Mütercimler, şöyle sürdürdü: "AYM üyesi kendi şahsi hesabından bu mesajı paylaşırken, İçişleri Bakanlığı resmi hesabından bir mesaj paylaştı. Demokratik ülkelerde Anayasa Mahkemesi en üst kurumdur, kimse onu tartışmaz. Ama şimdi biz tartışmaya açtık bunu. Anayasa Mahkemesi'nin tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için 2016 yılında verdiği tahliye kararı sonrası başladı bu tartışmalar. O zaman bir yurtdışı seyahate (Fildişi Sahili) çıkacağı sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararı tanımadığını ve kabul etmediğini ifade etmişti. Buna ilaveten Devlet Bahçeli'nin son açıklamalarıyla da Anayasa Mahkemesi tartışılır duruma sokuldu. İktidar AYM'den şikâyetçi ama 2007 ve 2010 yılındaki düzenlemelerle Anayasa Mahkemesi'ni AİHM'e (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kim bağladı? Bizim AYM şu anda AİHM'in bir şubesi gibi. Bunu siyasal iktidar yaptı. 'Yetmez ama evet'çiler de bu dönemdeydi. Ama şimdi aynı iktidar bunlardan çok şikâyet etmeye başladı. Üstelik de Serdar Özgüldür hariç şu andaki AYM'nin üyeleri bu hükümet döneminde atanmış kişiler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dikkat çekici çağrı
Programdaki konuşmasında dünyanın her yerinde siyasetçilerin Anayasa Mahkemesi'nden nefret ettiğine dikkat çeken Erol Mütercimler, Selim Kotil'in 'Gelecekte herhangi bir mahkeme İçişleri Bakanlığı'nı ilgilendiren icra, tutuklama ve bir ceza içeren bir karar verdi diyelim. Böyle bir durumda İçişleri Bakanlığı ben mahkemenin verdiği bu kararı uygulamıyorum derse, yani üst iradenin verdiği bir kararı alt irade uygulamıyorum dediğinizde sistem nasıl yürüyecek' sorusunda şu yanıtı verdi: "Elbette sistem yürümez iş monarşiye döner. Böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi'ni tamamen iptal edecekler. O zaman şöyle bir şey yapılsın; daha önce nasıl Ak Parti vesayet rejimi diyordu, bunların değişmesi gerekiyor deyip halk oylaması ve seçimlere gidildi. Başkanlık sistemi de bu şekilde hayata geçti. Şimdi Tayyip Bey çıksın ve şunları desin: 'Ey Türk halkı evet biz Başkanlık sistemini kurduk, ama aksaklıklar var. Şimdi görüyoruz ki bu Anayasa Mahkemesi çok büyük ayak bağı oluyor, böyle bir sistemi bu yürütmüyor. Ama bunu değiştiremiyorum çünkü 400 oy gerekiyor. Bu yüzde ülkeyi seçime götürüyorum, burada bir karar vereceksiniz. Bu Anayasa Mahkemesi'ni kaldırmak isteyenlerle, kaldırmak istemeyenler arasında bir tercih yapın. Eğer beni seçerseniz seçimin sonunda Anayasa Mahkemesi'ni kaldırdığımda sesinizi çıkarmayacaksınız.' Bence artık Devlet Bahçeli'nin bir şeyler yapmasını beklemesinler, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkisini kullanıp ülkeyi seçime götürmelidir. Bu mesele bir kez daha halka anlatılıp bu işin göbeği kesilsin. Halk bir karar versin."
Meltem TV'de her Perşembe akşamı yayımlanan 'Akıl Oyunu' programını Ekonomist Selim Kotil'le birlikte yapan araştırmacı yazar Erol Mütercimler, son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden Anayasa Mahkemesi'nin yanan ışıkları üzerinde yaşanan tartışmalarla ilgili önemli değerlendirmeler yaptı. Anayasa Yüksek Mahkemesi (AYM) üyesi Engin Yıldırım'ın şahsi sosyal medya hesabından AYM binasının fotoğrafını paylaşarak "ışıklar yanıyor" ifadelerini kullanması, 'darbeyi çağrıştırıyor' gerekçesiyle tartışmalara neden olmuştu. Yıldırım'ın paylaşımına İçişleri Bakanlığı ise 'ışıklarımız hiç sönmüyor' diye bir karşılık vermişti. Bir tweet üzerine yaşanan polemik, Haziran 2020'de milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu hakkında, AYM'nin siyasi ve kişilik haklarının ihlal edildiği için yeniden yargılanmasına karar vermesi, kararı görüşen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Berberoğlu'nun yeniden yargılanmasına gerek olmadığına hükmederek, AYM'nin kararına uymayacağını duyurmasıyla aynı gün gerçekleşmişti.
Darbe planları orada yapılmış
Akıl Oyunu programında gündemdeki bu konu üzerine önemli açıklamalar yapan Erol Mütercimler, Anayasa'nın 153. Maddesi gereği AYM'nin vermiş olduğu kararı yasama, yürütme, yargı, kamu, özel ve tüzel kişiler olmak üzere herkesin uygulamak zorunda olduğunu hatırlattı. Darbe planlarının geçmişte Genelkurmay'ın ışıkları asla görülemeyecek 3 kat aşağıdaki bodrum katında yapıldığına dikkat çeken Erol Mütercimler, şöyle konuştu: "AYM'nin hukukçu olmayan bir üyesi 'ışıklar yanıyor' diye bir tweet attı. Bu 'ışıklar yanıyor' ifadesi, daha önce bu ifade genelkurmay için kullanılırdı ve darbe planlamasının böyle yapıldığı ima edilirdi. Hâlbuki bu ifade çok yanlıştır. Deniz Kuvvetleri'nde subay iken Ankara'da karargâhta iki yıla yakın bir süre çalıştım. Ben de çok merak etmiştim bu ışıklar yanıyor meselesini. O zaman sorduğumda anlatmışlardı. Genelkurmay'da o zaman konuştuğumuz generaller dediler ki; 'Yahu bu ışıklar yanıyor sözleri tartışılıyor, ancak bu planlamalar buralarda yapılmıyor ki. Genelkurmay'ın eksi 3 kat aşağısında yapıldı.' Yani uzun sözün kısası bu ışıklar yanıyor meselesi askeri darbelerle özdeşleşmiş bir söz. Hiç kuşkusuz ki Türkiye'de askeri darbeleri şiddetle reddediyoruz. Şiddetle kınıyoruz, çünkü her askeri darbe Türkiye'ye çok şey kaybettirdi. Zira enine sonunda ABD bu darbelerin içinde bulunmaktadır."
Yapay gündem iktidara yarıyor
Son olayın tamamen yapay bir gündemin yaratılmasının önünü açtığına vurgu yapan Mütercimler, bu konuda tartışmalar olurken AYM'nin bir üyesinin attığı mesajla gündemi değiştirdiğine dikkat çekerek, "Bu yaratılan yapay gündem iktidarın çok işine geliyor. Arayıp da bulmadığı bir fırsat. Yani Türkiye'nin yaşadığı bütün problemler konuşulacakken, bakın şimdi bunlar konuşulmuyor. Bir anda bir yapay gündem oluşturuluyor, herkes onun üzerine saldırıyor" dedi. Akıl Oyunu programındaki açıklamalarını Erol Mütercimler, şöyle sürdürdü: "AYM üyesi kendi şahsi hesabından bu mesajı paylaşırken, İçişleri Bakanlığı resmi hesabından bir mesaj paylaştı. Demokratik ülkelerde Anayasa Mahkemesi en üst kurumdur, kimse onu tartışmaz. Ama şimdi biz tartışmaya açtık bunu. Anayasa Mahkemesi'nin tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için 2016 yılında verdiği tahliye kararı sonrası başladı bu tartışmalar. O zaman bir yurtdışı seyahate (Fildişi Sahili) çıkacağı sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararı tanımadığını ve kabul etmediğini ifade etmişti. Buna ilaveten Devlet Bahçeli'nin son açıklamalarıyla da Anayasa Mahkemesi tartışılır duruma sokuldu. İktidar AYM'den şikâyetçi ama 2007 ve 2010 yılındaki düzenlemelerle Anayasa Mahkemesi'ni AİHM'e (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kim bağladı? Bizim AYM şu anda AİHM'in bir şubesi gibi. Bunu siyasal iktidar yaptı. 'Yetmez ama evet'çiler de bu dönemdeydi. Ama şimdi aynı iktidar bunlardan çok şikâyet etmeye başladı. Üstelik de Serdar Özgüldür hariç şu andaki AYM'nin üyeleri bu hükümet döneminde atanmış kişiler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dikkat çekici çağrı
Programdaki konuşmasında dünyanın her yerinde siyasetçilerin Anayasa Mahkemesi'nden nefret ettiğine dikkat çeken Erol Mütercimler, Selim Kotil'in 'Gelecekte herhangi bir mahkeme İçişleri Bakanlığı'nı ilgilendiren icra, tutuklama ve bir ceza içeren bir karar verdi diyelim. Böyle bir durumda İçişleri Bakanlığı ben mahkemenin verdiği bu kararı uygulamıyorum derse, yani üst iradenin verdiği bir kararı alt irade uygulamıyorum dediğinizde sistem nasıl yürüyecek' sorusunda şu yanıtı verdi: "Elbette sistem yürümez iş monarşiye döner. Böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi'ni tamamen iptal edecekler. O zaman şöyle bir şey yapılsın; daha önce nasıl Ak Parti vesayet rejimi diyordu, bunların değişmesi gerekiyor deyip halk oylaması ve seçimlere gidildi. Başkanlık sistemi de bu şekilde hayata geçti. Şimdi Tayyip Bey çıksın ve şunları desin: 'Ey Türk halkı evet biz Başkanlık sistemini kurduk, ama aksaklıklar var. Şimdi görüyoruz ki bu Anayasa Mahkemesi çok büyük ayak bağı oluyor, böyle bir sistemi bu yürütmüyor. Ama bunu değiştiremiyorum çünkü 400 oy gerekiyor. Bu yüzde ülkeyi seçime götürüyorum, burada bir karar vereceksiniz. Bu Anayasa Mahkemesi'ni kaldırmak isteyenlerle, kaldırmak istemeyenler arasında bir tercih yapın. Eğer beni seçerseniz seçimin sonunda Anayasa Mahkemesi'ni kaldırdığımda sesinizi çıkarmayacaksınız.' Bence artık Devlet Bahçeli'nin bir şeyler yapmasını beklemesinler, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkisini kullanıp ülkeyi seçime götürmelidir. Bu mesele bir kez daha halka anlatılıp bu işin göbeği kesilsin. Halk bir karar versin."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.