Ermenistan'dan Rusya'yı kızdıracak bir adım daha

Ermenistan Ulusal Meclisi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) kuruluş tüzüğü olan Roma Statüsü'nü onayladı.

Ermenistan Ulusal Meclisi'nde düzenlenen oturumda, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Roma Statüsü oylama sunuldu. Roma Statüsü'ne 22 milletvekili 'hayır' oyu verirken, 60 milletvekili 'evet' oyu kullandı. Statü, mecliste oy çokluğuyla kabul edildi.

Roma Statüsü'nün onay süreci

Ermenistan, Roma Statüsü'nü ilk olarak 1998'de imzalamıştı. Ancak 2004'te Ermenistan Anayasa Mahkemesi, Roma Statüsü'nü Ermenistan Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı bulmuştu. Hükümet ise statünün incelenmesi amacıyla yeniden Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi bu kez, 24 Mart 2023'te Roma Statüsü'nün Ermenistan Anayasasına uygun olduğuna karar vermişti. Ermenistan hükümeti statünün onay taslağını 1 Eylül 2023'te Ulusal Meclis'e göndermişti.

UCM, Putin hakkında tutuklama kararı vermişti

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Ukraynalı çocukların yasa dışı bir şekilde Ukrayna'dan çıkarıldığı ve savaş suçu işlediği gerekçesiyle 17 Mart'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı. Buna göre Putin'in Roma Statüsü'ne taraf olan Ermenistan'a ayak basması durumunda tutuklanması gerekiyor.

Rusya'dan tepki gelmişti

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov Ermenistan hükümetinin Roma Statüsü'nü kabul etme niyetine yönelik geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, 'Ermenistan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in tutuklanması yönündeki kararının farkında. Bunun Erivan'da çok iyi bilindiğini biliyoruz. Bu hoş karşıladığımız bir şey değil' ifadelerini kullanmıştı.

Peskov Ermenistan'ın tavrının "son derece düşmanca" olduğu belirtmişti. Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise, "Roma Tüzüğü'nün Ermenistan tarafından onaylanması, ikili ilişkiler açısından olumsuz sonuçlar doğuracaktır' ifadeleri kullanılmıştı.

"Rusya'yı hedef almıyoruz"

Ermenistan hükümeti ise Roma Statüsü'nün onaylanması kararının Rusya'ya yönelik alınan bir karar olmadığını, Azerbaycan'ın "savaş suçlarından" sorumlu tutulmasının hedeflendiğini belirtmişti.