Tokat'ta düzenlenen "Belgelerle Ermeni Meselesi ve Gerçekler" konulu konferansa Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay konuşmacı olarak katıldı. Ermeniler'in 24 Nisan 1915'i 'soykırım' ilan etmelerinin, 1890'larda başlayıp 1915'e kadar olan süreçte Anadolu'da yaptıkları katliamları, meydana getirdikleri isyanları uluslararası toplumun gözünden kaçırmak için olduğunu ifade eden Sarınay, "Bizde tarihçiler olarak bu süreci iyi değerlendirmeden 1915'teki olayı tartışmışızdır. Biz bu yanlışı Kıbrıs meselesinde yaptık. Ermeni konusunda uluslararası tartışmalarımızda, özellikle doğrudan 1915'e odaklanmak öncesini göz ardı ettirme süreci vardır. Bunun farkına varmamız lazım. Yoksa 600 yıl Osmanlı Devleti döneminde, 800 yıl Selçuklu Devleti döneminde bir ve beraber olarak bu ülkede barış içerisinde yaşadığımız Ermeni toplumuna eğer Türk milletinin ayrımcı, asimilisyoncu, katliamcı bakış açısı olsaydı bu topraklarda 600-800 yıl Ermeni veya Rum kalır mıydı? Ermeni propagandacıları bu süreci gözlerden kaçırmak gayreti içerisindeler. Bu süreçte 27 Şubat'ta ordudaki askerlerin silahsızlandırıldığını görüyoruz. Arkasından da Ermeni propagandasının bir travma olarak seçtiği 24 Nisan genelgesi. Şimdi gerçekten 24 Nisan'da İçişleri Bakanlığı'nın bir genelgesi mevcut. Ermeni komitelerinin kapatılması ve elebaşıların tutuklanması genelgesidir. Bu genelge bugün dünyada bir soykırım günü olarak tüm dünyaya tanıtılmaktadır. Belgelerde incelediğiniz zaman 80 bin Ermeni'nin yaşadığı İstanbul'da 235 kişidir tutuklanan, Anadolu'nun diğer bölgelerinde de var 500 civarında. Bu 24-25 Nisan sırasında. Mesela Sivas'ta jandarma kuvvetleri Ermeni Taşra Örgütü yöneticilerini tutuklamaya gittiği zaman günlerce süren çatışma çıkmıştır. Sadece 1915 Nisan'da silahlı Ermeni kuvveti Sivas'ta 30 bin kişidir. 15 bini Rus Ordusu'na katılmış, 15 bini jandarma kuvvetleri ile günlerce çatışmıştır. İstanbul'da tutuklanan bu 235 kişiden 155 tanesi Çankırı'ya zorunlu ikamete tabi tutuluyor. İlçelerinde kalıyor. Ev tutuyorlar, 24 saatte polise imza atmak sadece bunların görevi. Hapis değil. 75'i Ayaş'ta askeri hapishaneye konulmuştur. Ayaş hapishanesindekilerin hepsi 1. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar orada mahkumdurlar. Çankaya'da zorunlu ikamet edenlerin 40'ı, 15 gün sonra serbest bırakılıyor. Diğerleri değişik vilayetlere tehcire tabi tutuluyor. 24 Nisan'da herhangi bir çatışma, ölüm yoktur. Ama Ermeni kayıtlarına baktığınızda Ermeni siyasi liberalleri, 'Beyazıt Meydanı'nda darı ağaçlarında yüzlerce Ermeni aydını asıldı' dedi. Böyle bir olay yoktur" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.