En-Nevbahtî’nin Ehl-i Beyt dostları ile irtibatı
Ebu’l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, Nevbahtî ailesine mensup olmasından dolayı Abbasî halifesi Muktedir zamanında (295-320/907- 932) Abbasî yönetiminin saygı duyduğu bir şahıstır
24.07.2024 08:12:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, Nevbahtî ailesine mensup olmasından dolayı Abbasî halifesi Muktedir zamanında (295-320/907- 932) Abbasî yönetiminin saygı duyduğu bir şahıstır.
Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un Abbasî yönetiminin yanındaki saygınlığı büyük ölçüde vezirlerin izlediği politikaya bağlanmıştır. Bu sebeple Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un siyasî yaşantısı da vezirlerin tutumuna bağlı olarak değişiklik arzetmiştir. Bu yüzden Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh bazen açıkça faaliyet göstermiş, bazen de gizliden çalışmalarını yürütmek zorunda kalmıştır.
Birinci ve İkinci Nâib'in aksine, Ehl-i Beyt Ekolü ve Sünnî tarihçiler Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un hayatını genişçe yazmışlardır. Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, Bağdat'ta bulunan on civarında yardımcısı ve civar merkezlerde bulunan nâiblerin desteği ile nâiblik görevine başlamıştır.
Nevbahtî ailesinin Abbasîler yönetiminde nüfuzları olduğundan, öte yandan Ehl-i Beyt Ekolü'ne eğilimli olan Furad ailesinden bazılarının yüksek devlet kademelerinde bulunduğundan dolayı Nevbahtî ailesine mensup olması ve yakınlığının avantajı ile faaliyetlerini sorunsuzca yürütmüştür.
Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un Ahvaz'da onun milletle irtibatını sağlayan Muhammed b. Nefis bu görevi yapıyordu ki, Muhammed el-Mehdî'nin Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh hakkındaki ilk tevkii de onun vasıtasıyla yayınlanmıştır.
Hüseyin b. Ali Vecna Nusaybin'de faaliyet göstermiştir. Azerbaycan'da Kasım b. Âla ve onun yardımcıları Ebu Hamid İmran b. Müflis ve Ebu Ali Hacder, ondan sonra da oğlu Hasan bu görevi yapmışlardır. Rey'de Muhammed b. Ca'fer Esedî er-Razı, Belhi'de ise Muhammed b. Hasan es-Sayrefî halkın Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh ile irtibatını sağlamışlardır.
Dönemin nüfuzlu ailelerinden olan ve yönetiminde söz sahibi olan Furad hanedanı, Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî'ye Ehl-i Beyt dostlarının çoğunluğunu temsil ettiğinden ve görüşünü benimsediklerinden dolayı serbest bırakmış, faaliyetlerine göz yummuşlardır. Dolayısıyla, civar merkezlerden Muhammed el-Mehdî'ye verilmek üzere humuslar problemsiz şekilde getirilmiştir.
Ancak Furad hanedanı Hamid b. Abbas tarafından görevden alınmasıyla Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî'nin de durumu zorlaşmıştır. Bu dönemde Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en- Nevbahtî bir süre faaliyetlerini gizlice yürütmüştür.
Geçici bir süre yerine İbnü'l-Asâkir lakabıyla tanınan Ehl-i Beyt Ekolü'nün ileri gelen âlimlerinden ve yakın ashabdan biri olan Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî'yi nâib olarak atamıştır.
Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî'nin görevi Ehl-i Beyt dostları ile Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî arasında vasıta ve elçi olmaktır. Ancak Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî, kıskançlık yüzünden sapıp mezhep değiştirmiş ve birçok insanın Ehl-i Beyt Ekolü'nden dönmesine sebep olmuştur.
Nevbahtî ekolüne göre, Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî takribi h. 312/ m. 924 yılında mezhep değiştirmiş ve peygamberlik iddia etmiştir. Rivâyette Zilhicce 312/Şubat 925'te Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh aracılığıyla onu lanetleyen bir tevki' gelmiştir.
EN-NEVBAHTÎ'NİN HAPSEDİLMESİ
Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî, Muhammed el-Mehdî'ye ait olduğunu iddia ettiği humus ile ilgili Abbasî yönetimince kurulan mahkeme, malların bir kısmını talep etmiş o ise buna yanaşmadığından 312/924 yılında hapse girmiştir.
Rivâyetlere göre; Hüseyin b. Rûh hapiste beş yıl kadar kalmıştır. Hüseyin b. Rûh hapisten çıktıktan sonra, nâiblik görevine kaldığı yerden devam etmiştir.
Hapisten çıkan Hüseyin b. Rûh, Ebu Yâ- kub İshak b. İsmail (ö. 322/933), Ebu'l-Hüseyin Ali b. Abbas ve Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali Nevbahtî (ö. 326/937) gibi Nevbahtî ailesine mensup kişilerin devlet yönetiminde söz sahibi olmasından dolayı faaliyetlerini rahat bir şekilde yürütmeye başlamıştır. Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, sefirliğinin ilk yıllarında İmamîyye arasında destekle karşılanmış, Bağdat'ta vekilleriyle irtibatı aksamamıştır.
Bunda, Furad ailesinin, İmamî taraftarlar ve Abbasîler üzerindeki saygınlığının da etkisi büyüktür. Furad ailesinin desteği, Ebu'l- Kâsım Hüseyin b. Rûh'un işini kolaylaştırmıştır.
Takip eden yıllarda Furad ailesinin etkinliğini kaybetmesiyle Ebu'l-Kâsım'ın kariyerinde de düşme görülmüştür. Buna kendisi ile yeni vezirleri arasındaki uyumsuzluklar eklenince, Ebu'l-Kâsım'ın işi daha da zorlaşmıştır.
Bir ara Ebu'l-Kâsım, Abbasîler tarafından hapse atılmış, hapiste iken yakın arkadaşı Muhammed b. Ali (Sal- manî) ile araları açılmıştır. Salmanî, hapisteyken kendisinin gâib imamların vekillerinden olduğunu söyleyince Ebu'l-Kâsım, Gâib İmam'dan geldiğini öne sürdüğü tevki' ile Salmanî'yi kovarak cevap vermiştir.
Daha sonra Halife Muktedir devrinde serbest bırakılan Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, görevine kaldığı yerden devam etmiştir.
Yirmi bir yıla yakın sefirlik görevini yapan Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûhen-Nevbahtî, 326/937 yılında ölmüştür. Kabri Bağdat'tadır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un Abbasî yönetiminin yanındaki saygınlığı büyük ölçüde vezirlerin izlediği politikaya bağlanmıştır. Bu sebeple Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un siyasî yaşantısı da vezirlerin tutumuna bağlı olarak değişiklik arzetmiştir. Bu yüzden Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh bazen açıkça faaliyet göstermiş, bazen de gizliden çalışmalarını yürütmek zorunda kalmıştır.
Birinci ve İkinci Nâib'in aksine, Ehl-i Beyt Ekolü ve Sünnî tarihçiler Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un hayatını genişçe yazmışlardır. Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, Bağdat'ta bulunan on civarında yardımcısı ve civar merkezlerde bulunan nâiblerin desteği ile nâiblik görevine başlamıştır.
Nevbahtî ailesinin Abbasîler yönetiminde nüfuzları olduğundan, öte yandan Ehl-i Beyt Ekolü'ne eğilimli olan Furad ailesinden bazılarının yüksek devlet kademelerinde bulunduğundan dolayı Nevbahtî ailesine mensup olması ve yakınlığının avantajı ile faaliyetlerini sorunsuzca yürütmüştür.
Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh'un Ahvaz'da onun milletle irtibatını sağlayan Muhammed b. Nefis bu görevi yapıyordu ki, Muhammed el-Mehdî'nin Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh hakkındaki ilk tevkii de onun vasıtasıyla yayınlanmıştır.
Hüseyin b. Ali Vecna Nusaybin'de faaliyet göstermiştir. Azerbaycan'da Kasım b. Âla ve onun yardımcıları Ebu Hamid İmran b. Müflis ve Ebu Ali Hacder, ondan sonra da oğlu Hasan bu görevi yapmışlardır. Rey'de Muhammed b. Ca'fer Esedî er-Razı, Belhi'de ise Muhammed b. Hasan es-Sayrefî halkın Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh ile irtibatını sağlamışlardır.
Dönemin nüfuzlu ailelerinden olan ve yönetiminde söz sahibi olan Furad hanedanı, Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî'ye Ehl-i Beyt dostlarının çoğunluğunu temsil ettiğinden ve görüşünü benimsediklerinden dolayı serbest bırakmış, faaliyetlerine göz yummuşlardır. Dolayısıyla, civar merkezlerden Muhammed el-Mehdî'ye verilmek üzere humuslar problemsiz şekilde getirilmiştir.
Ancak Furad hanedanı Hamid b. Abbas tarafından görevden alınmasıyla Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî'nin de durumu zorlaşmıştır. Bu dönemde Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en- Nevbahtî bir süre faaliyetlerini gizlice yürütmüştür.
Geçici bir süre yerine İbnü'l-Asâkir lakabıyla tanınan Ehl-i Beyt Ekolü'nün ileri gelen âlimlerinden ve yakın ashabdan biri olan Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî'yi nâib olarak atamıştır.
Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî'nin görevi Ehl-i Beyt dostları ile Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî arasında vasıta ve elçi olmaktır. Ancak Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî, kıskançlık yüzünden sapıp mezhep değiştirmiş ve birçok insanın Ehl-i Beyt Ekolü'nden dönmesine sebep olmuştur.
Nevbahtî ekolüne göre, Ebu Ca'fer b. Ali Şelmaganî takribi h. 312/ m. 924 yılında mezhep değiştirmiş ve peygamberlik iddia etmiştir. Rivâyette Zilhicce 312/Şubat 925'te Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh aracılığıyla onu lanetleyen bir tevki' gelmiştir.
EN-NEVBAHTÎ'NİN HAPSEDİLMESİ
Hüseyin b. Rûh en-Nevbahtî, Muhammed el-Mehdî'ye ait olduğunu iddia ettiği humus ile ilgili Abbasî yönetimince kurulan mahkeme, malların bir kısmını talep etmiş o ise buna yanaşmadığından 312/924 yılında hapse girmiştir.
Rivâyetlere göre; Hüseyin b. Rûh hapiste beş yıl kadar kalmıştır. Hüseyin b. Rûh hapisten çıktıktan sonra, nâiblik görevine kaldığı yerden devam etmiştir.
Hapisten çıkan Hüseyin b. Rûh, Ebu Yâ- kub İshak b. İsmail (ö. 322/933), Ebu'l-Hüseyin Ali b. Abbas ve Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali Nevbahtî (ö. 326/937) gibi Nevbahtî ailesine mensup kişilerin devlet yönetiminde söz sahibi olmasından dolayı faaliyetlerini rahat bir şekilde yürütmeye başlamıştır. Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, sefirliğinin ilk yıllarında İmamîyye arasında destekle karşılanmış, Bağdat'ta vekilleriyle irtibatı aksamamıştır.
Bunda, Furad ailesinin, İmamî taraftarlar ve Abbasîler üzerindeki saygınlığının da etkisi büyüktür. Furad ailesinin desteği, Ebu'l- Kâsım Hüseyin b. Rûh'un işini kolaylaştırmıştır.
Takip eden yıllarda Furad ailesinin etkinliğini kaybetmesiyle Ebu'l-Kâsım'ın kariyerinde de düşme görülmüştür. Buna kendisi ile yeni vezirleri arasındaki uyumsuzluklar eklenince, Ebu'l-Kâsım'ın işi daha da zorlaşmıştır.
Bir ara Ebu'l-Kâsım, Abbasîler tarafından hapse atılmış, hapiste iken yakın arkadaşı Muhammed b. Ali (Sal- manî) ile araları açılmıştır. Salmanî, hapisteyken kendisinin gâib imamların vekillerinden olduğunu söyleyince Ebu'l-Kâsım, Gâib İmam'dan geldiğini öne sürdüğü tevki' ile Salmanî'yi kovarak cevap vermiştir.
Daha sonra Halife Muktedir devrinde serbest bırakılan Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûh, görevine kaldığı yerden devam etmiştir.
Yirmi bir yıla yakın sefirlik görevini yapan Ebu'l-Kâsım Hüseyin b. Rûhen-Nevbahtî, 326/937 yılında ölmüştür. Kabri Bağdat'tadır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)