Bu millet imanını yaşattığı sürece vardır. Yok ettiği sürece gider. Biz, Türk Cumhuriyetlerine gidiyoruz. Samimi olarak konuşuyorum... imanını muhafaza eden insan Türklüğünü muhafaza ediyor. Kimliğini muhafaza ediyor. Ama imanî kimliğini kaybettiği zaman, bir de bakıyorsun millî kimliğini de, millet olma vasfını da kaybediyor. Bununla da kalmıyor, başka milletlere hayranlık duyuyor, kendisini inkar ediyor. Cenab-ı Hak, sırat-ı müstakim üzre olmayı sadece bizden istemiyor. "Dosdoğru ol" emrini Allah, evvela Peygamberine, Muhammed Mustafa'sına emrediyor. "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol." (Hud, 11/112; Şûrâ, 42/15). Sana ne emrolundu ise tam bunun üzre ol! Bir santim ileri-geri yok. Allah, Peygamberine bunu böyle beyan ediyor. Peki Allah'ın beraber olmamızı istediği bu "sâdıklar" nasıl insanlardır? Biz bunları nasıl seçeriz? Cenab-ı Hak buyuruyor ki; "Onların yüzünde secde eseri vardır." (Fetih, 48/29). Ne varmış yüzünde? Secde eseri varmış. Cenab-ı Peygamber Efendimiz (sav) da onları tarif ederken: "Onları gördüğünüz zaman size Allah'ı hatırlatır" (İbn Mace, 37/Zühd, h. no: 4119; Camiü'l Beyan, Taberî, c. 7, s. 170; Dürrü'l Mansur, Suyutî, c. 4, s, 370) buyuruyor. Size Allah'ı hatırlatan kimdir? Allah'ın dostlarıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.