Emeklilik kâbusa dönüşmesin
Başlangıçta çalışma hayatının getirdiği zorunlulukların kalkmasının kulağa çok hoş gelebildiğini belirten uzmanlar ancak bir şey üretememek ve bunun neden olacağı sıkılma duygusunun zamanla baş edilemez hale gelebileceği konusunda uyarıyorlar
09.09.2013 00:00:00
Klinik Psikologu Merve Büyükkucak, emeklilik döneminin kâbusa dönüşmemesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Başlangıçta çalışma hayatının getirdiği zorunlulukların kalkmasının kulağa çok hoş gelebildiğini, ancak bir şey üretememek ve bunun neden olacağı sıkılma duygusunun zamanla baş edilemez hale gelebileceğini kaydeden Büyükkucak, "Yoğun bir çalışma temposundan sonra saatler geçmek bilmeyebilir. Daha da önemlisi birçoğumuz için iple çekilen bir dönem olsa da emekliliğin fiziksel ve duygusal sağlık üzerine ciddi negatif etkileri olabiliyor. Ve emeklilikle geçirilen süre uzadıkça bu olumsuz etkilerin de arttığı biliniyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar emekliliğin depresyon ihtimalini yüzde 40'a yakın oranda arttırdığını, fiziksel bir hastalık yaşama olasılığını ise yüzde 60 oranında arttırdığını gösteriyor" dedi.Eski alışkanlıklar artık devam etmemektedirBüyükkucak, şöyle devam etti: "Peki bu kadar rahat olan bir dönem neden kişiyi özellikle duygusal anlamda bu kadar zorluyor? Bizler günlük hayatta belki sadece ölümü bir kayıp olarak nitelendiriyoruz ancak günlük hayatın hemen hemen her alanında 'kayıp'tan ve kayıpla bağlantılı duygulardan bahsetmek mümkün. Örneğin alıştığınız bir mahalle ya da şehirden taşınmak, okuldan mezun olmak da tıpkı bir ölüm gibi kayıp hissini kişiye yaşatacak durumlardır. Çünkü eski ve alışmış olduğunuz ilişkisel durumlar artık devam etmemektedir. Benzer şekilde emeklilik de her ne kadar farklı ve daha rahat, daha özgür, daha keyifli olacağı tasarlanan yeni bir başlangıca kapı açıyor olsa da ister zorunlu ister isteğe bağlı olarak gerçekleşiyor olsun, kendi içerisinde bir kayıp olarak değerlendirilebilir."Yalnızlaşma ile gelen depresyon60 yaş üzeri grupta yaşlılık, genel sağlık durumunda bozulmalar, akranların kaybı ve aile fertlerinin kendi yaşamlarını kurmaları sonucu yalnızlaşma ile gelen depresyonun hiç de azımsanamayacak bir sıklıkta görüldüğünü söyleyen psikolog Büyükkucak, "Ancak fiziksel sağlığa bağlı birçok sorun daha ön planda tutulduğundan ve ruh sağlığı ile ilgili stigmalardan ötürü çoğunlukla teşhis edilemeden kalmaktadır. Malum, bu yaş grubunda fiziksel sağlık sorunlarına odaklanmak çok daha öncelikli bir meseledir. Elbette hayatının önceki dönemlerinde depresif süreçler geçirmiş olan ya da ailesinde depresyon geçmişi bulunan yetişkinlerin bu hastalığa yakalanma ihtimalleri daha yüksektir. Eğer siz de en az iki hafta süreyle mutsuz, çökkün hissediyor, hiçbir şeyden keyif alamıyor, uyku ve iştahınızda değişimler yaşıyor, günlük aktivitelerinizi yerine getirmekte zorlanıyor ve güçsüz hissediyorsanız mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına danışmanızda fayda var" ifadelerini kullandı. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.