Ehl-i Beyt’e bağlı bazı şairlerin teşvik edilmesi
İmam Rıza o dönemdeki etkisi sebebiyle şiiri de bir tebliğ vesilesi olarak kullanmıştır
14.02.2024 17:48:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
İmam Rıza o dönemdeki etkisi sebebiyle şiiri de bir tebliğ vesilesi olarak kullanmıştır.
Şairleri Ehl-i Beyt'i öven şiirler yazmaya teşvik etmiştir. Çünkü o dönemin en iyi haberleşme aracı buydu.
Şiir çok kolay yayılan ve kolay ezberlenen bir yazım türüdür. Şair Di'bil el-Huzaî, İmam Rıza'nın yanına girmiş ve ona şu şiiri okumuştur:
"Ayetlerin medreseleri tilavetten halidir şimdi
Vahiy menzili çöl meydanlarını andırıyor
Âl-i Resul'ün Mina yokuşundaki
Kâbe'de, Arafat'ta ve cemrelerdeki menzilleri
Ali'nin, Hüseyin'in, Câfer'in yurtları
Ve Hamza'nın, alnı nasırlı Seccad'ın
O evler ki; Emin Cibril iniyordu oralara
Allah'tan selam ve rahmet getirerek
Onlar adalet imamlarıdır, davranışlarına uyulur
Ayakların sürçmesinden onlar sayesinde emin olunur
Ne yazık ki haklarının başkalarına pay edildiğini görüyorum.
Ellerinde hiçbir şey yok haklarından..."
Ardından şair Ehl-i Beyt'in uğradığı zulümleri, peş peşe gelen sultanların onlara yaptıkları haksızlıkları dile getirmiş, ardından dünyayı adaletle dolduracak milletlerin beklediği Mehdi imamın gelişini dile getirerek kasidesine son vermiştir.
Di'bil el-Huzaî kasideyi bitirince İmam Rıza yerinden kalkıp ona içinde yüz dinar bulunan bir kese verir.
Bazı rivayetlere göre ise kesenin içinde altı yüz dinar vardı.
Ancak, Di'bil keseyi geri verir ve şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, ben bunun için gelmedim. Ben, ona selam vermek ve uğur ve bereket bahşeden yüzüne bakmak için geldim. Benim paraya ihtiyacım yoktur. Eğer bana bir şey vermeyi uygun görürse teberrük için bir giysisini versin. Bunu daha çok isterim."
İmam Rıza cübbesini ona verir ve keseyi de tekrar Di'bil'e iade eder.
İmam Rıza'nın kendine ait şiirleri de vardır. Muhammed bin Mûsa bin Mütevekkil (r.a.), Mûsa bin Muhammed-i Muharibî'den ve ismini söylediği birisi
İmam Rıza'dan (a.s.) şöyle naklediyor: "Memun, İmam Rıza'ya (a.s.) şöyle dedi: 'Şimdiye kadar sizden şiir rivayet edildi mi?'
İmam (a.s.), 'Evet, çok rivayet edildi' buyurdu.
Memun, 'Hilm hakkında söylenen en güzel şiiri benim için okur musun?'
İmam (a.s.) buyurdu: 'Kendimden aşağı birisinden cahilce bir davranış görürsem, bana onunla cahilce mukabele etmek yakışmaz.
Kendi düzeyimde biriyle karşılaşırsam, sabırlı ve hilmli olurum ki ondan daha üstün olabileyim; fazilette kendimden üstün biriyle karşılaşırsam büyüklük ve öncelik hakkını ona veririm.'
Memun: 'Ne kadar güzel bir şiir idi. Kimin şiiridir bu?'
İmam (a.s.): 'Bizim gençlerden birinin şiiridir.'
Memun: 'Cahil karşısında susmak ve dosta hakaret etmemek ve sinirlenmemek hakkında duyduğun en iyi şiirini okur musun?'
İmam (a.s.): "Dostum benden ayrılmak için uzaklaşırsa ben uzaklaşma sebebini anlamaya çalışırım.
Ve ona anlatmaya çalışırım ki; eğer bu hakaretle ona çıkışırsam onun için hakareti terk etmesini hakaret görürüm.
Cahil ve haksızlık yapan biriyle karşılaşırsam; ki imkânsız şeylerin olabileceğine inanır,
Onun karşısında susmayı daha iyi bilirim. Zira susmak, yerine göre cevaptır.'
Memun: 'Ne kadar güzel bir şiir, bu kimin şiiridir?'
İmam (a.s.): 'Gençlerimizden bazılarındandır.'
Memun: 'Bana düşmanı râm etmek ve onu dost edinmek amacıyla söylenmiş en iyi şiiri okur musun?'
İmam (a.s.): "Hilekâr birine barış ve dostlukla galip gelirsem onu kendi affımla yüceltmiş olurum.
Ve düşmanın yapmış olduğu şeyleri, ihsan ve güzellikle def etmeyen, yüce yerden bağışlama ve sabır almamıştır, derim.
Aralarında ihtilaf olan şeylerin halledilmesinde dostluk ve sevgiden başka bir şey görmedim.'
Memun: 'Çok güzel bir şiir, kimindir bu?'
İmam (a.s.): 'Bazı gençlerimizdendir.'
Memun: 'Sır saklamayla ilgili güzel bir şiir okur musun?'
İmam (a.s.): "Başkasının sırrının aşikâr olmaması için unutmalıyım; öyleyse birinin sırrını saklıyorsan unutmalısın.
Bu unutmanın sebebi, kalbimin onu hatırlayarak etrafa saçma korkusundan kaynaklanır.
Sırrı açıklamayan ve onu zihninde dolaştırıp duran kimse sonunda ona sahip olamaz. (Kendiliğinden ve ihtiyarsız olarak onu açıklar)." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Şairleri Ehl-i Beyt'i öven şiirler yazmaya teşvik etmiştir. Çünkü o dönemin en iyi haberleşme aracı buydu.
Şiir çok kolay yayılan ve kolay ezberlenen bir yazım türüdür. Şair Di'bil el-Huzaî, İmam Rıza'nın yanına girmiş ve ona şu şiiri okumuştur:
"Ayetlerin medreseleri tilavetten halidir şimdi
Vahiy menzili çöl meydanlarını andırıyor
Âl-i Resul'ün Mina yokuşundaki
Kâbe'de, Arafat'ta ve cemrelerdeki menzilleri
Ali'nin, Hüseyin'in, Câfer'in yurtları
Ve Hamza'nın, alnı nasırlı Seccad'ın
O evler ki; Emin Cibril iniyordu oralara
Allah'tan selam ve rahmet getirerek
Onlar adalet imamlarıdır, davranışlarına uyulur
Ayakların sürçmesinden onlar sayesinde emin olunur
Ne yazık ki haklarının başkalarına pay edildiğini görüyorum.
Ellerinde hiçbir şey yok haklarından..."
Ardından şair Ehl-i Beyt'in uğradığı zulümleri, peş peşe gelen sultanların onlara yaptıkları haksızlıkları dile getirmiş, ardından dünyayı adaletle dolduracak milletlerin beklediği Mehdi imamın gelişini dile getirerek kasidesine son vermiştir.
Di'bil el-Huzaî kasideyi bitirince İmam Rıza yerinden kalkıp ona içinde yüz dinar bulunan bir kese verir.
Bazı rivayetlere göre ise kesenin içinde altı yüz dinar vardı.
Ancak, Di'bil keseyi geri verir ve şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, ben bunun için gelmedim. Ben, ona selam vermek ve uğur ve bereket bahşeden yüzüne bakmak için geldim. Benim paraya ihtiyacım yoktur. Eğer bana bir şey vermeyi uygun görürse teberrük için bir giysisini versin. Bunu daha çok isterim."
İmam Rıza cübbesini ona verir ve keseyi de tekrar Di'bil'e iade eder.
İmam Rıza'nın kendine ait şiirleri de vardır. Muhammed bin Mûsa bin Mütevekkil (r.a.), Mûsa bin Muhammed-i Muharibî'den ve ismini söylediği birisi
İmam Rıza'dan (a.s.) şöyle naklediyor: "Memun, İmam Rıza'ya (a.s.) şöyle dedi: 'Şimdiye kadar sizden şiir rivayet edildi mi?'
İmam (a.s.), 'Evet, çok rivayet edildi' buyurdu.
Memun, 'Hilm hakkında söylenen en güzel şiiri benim için okur musun?'
İmam (a.s.) buyurdu: 'Kendimden aşağı birisinden cahilce bir davranış görürsem, bana onunla cahilce mukabele etmek yakışmaz.
Kendi düzeyimde biriyle karşılaşırsam, sabırlı ve hilmli olurum ki ondan daha üstün olabileyim; fazilette kendimden üstün biriyle karşılaşırsam büyüklük ve öncelik hakkını ona veririm.'
Memun: 'Ne kadar güzel bir şiir idi. Kimin şiiridir bu?'
İmam (a.s.): 'Bizim gençlerden birinin şiiridir.'
Memun: 'Cahil karşısında susmak ve dosta hakaret etmemek ve sinirlenmemek hakkında duyduğun en iyi şiirini okur musun?'
İmam (a.s.): "Dostum benden ayrılmak için uzaklaşırsa ben uzaklaşma sebebini anlamaya çalışırım.
Ve ona anlatmaya çalışırım ki; eğer bu hakaretle ona çıkışırsam onun için hakareti terk etmesini hakaret görürüm.
Cahil ve haksızlık yapan biriyle karşılaşırsam; ki imkânsız şeylerin olabileceğine inanır,
Onun karşısında susmayı daha iyi bilirim. Zira susmak, yerine göre cevaptır.'
Memun: 'Ne kadar güzel bir şiir, bu kimin şiiridir?'
İmam (a.s.): 'Gençlerimizden bazılarındandır.'
Memun: 'Bana düşmanı râm etmek ve onu dost edinmek amacıyla söylenmiş en iyi şiiri okur musun?'
İmam (a.s.): "Hilekâr birine barış ve dostlukla galip gelirsem onu kendi affımla yüceltmiş olurum.
Ve düşmanın yapmış olduğu şeyleri, ihsan ve güzellikle def etmeyen, yüce yerden bağışlama ve sabır almamıştır, derim.
Aralarında ihtilaf olan şeylerin halledilmesinde dostluk ve sevgiden başka bir şey görmedim.'
Memun: 'Çok güzel bir şiir, kimindir bu?'
İmam (a.s.): 'Bazı gençlerimizdendir.'
Memun: 'Sır saklamayla ilgili güzel bir şiir okur musun?'
İmam (a.s.): "Başkasının sırrının aşikâr olmaması için unutmalıyım; öyleyse birinin sırrını saklıyorsan unutmalısın.
Bu unutmanın sebebi, kalbimin onu hatırlayarak etrafa saçma korkusundan kaynaklanır.
Sırrı açıklamayan ve onu zihninde dolaştırıp duran kimse sonunda ona sahip olamaz. (Kendiliğinden ve ihtiyarsız olarak onu açıklar)." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)