Sevabıyla günahıyla bir eğitim sezonuna daha başlıyoruz. Bir milletin can damarını teşkil eden eğitim meselesi; aslında en mühim meseleyi teşkil etmektedir. Suni gündemlerle, sorun üretmeye çalışanlara, illa da sorun arıyorlarsa sorunun kaynağını tarif edelim. "Ülkemizde eğitim sorunu vardır. Sebebi de eğitimin gerçek manada millileştirilememesinden kaynaklanmaktadır.""Deveye demişler boynun niye eğri, o da nerem doğru ki demiş." Bir ülkedeki eğitimin kalitesi toplumdaki yansımaları ile ölçülür. Nedir yansımalar. İnsanların ahlak değerlerine olan saygıları,Birbirleriyle olan münasebetleri,Yaşantılarındaki tertip düzen,İnsanca yaşayabilecek uygun bir hayat standardı,Barınma, beslenme ve öğrenme ihtiyaçlarının giderilebilmesi vs.Eğitim, sorunun harman olduğu bir saha olduğu için daha nice sebepler sıralanabilir.Toplumsal olayların en yoğun yaşandığı bir dönemde bulunuyoruz. Yarınımızdan garantimiz yok. Uyuşturucu, alkol, sigara ve bağımlılık yapan madde kullanım yaşı, ilköğretim çağındaki yavrularımıza kadar indiğine göre, o ülkede birilerinin "işler yolunda" demeye hiç ama hiç hakkı yoktur. Hele hele eğitimde asla!Eğitimin yapılabileceği mekân ve imkânlar daha iç açıcı değil. İşte size yapılan bir araştırma sonucu:"Eğitim-Sen, öğrencilerin yüzde 41'nin okuduğu 10 ilde yaptırdığı araştırmayla yeni eğitim ve öğretim yılı öncesinde okulların durumunu ortaya koydu. 30 kişilik sınıflar ve tam gün eğitim yapan okullar bazında yapılan araştırmaya göre; ilköğretimde 58 bin 450, ortaöğretimde 6 bin 506 olmak üzere, toplam 64 bin 956 yeni dersliğe ihtiyaç bulunuyor. Bu rakam mevcut derslik sayısının yüzde 17'sini oluşturuyor. Bu açığın kapatılabilmesi için ise yaklaşık 2 bin 200 yeni okul açılması gerekiyor. Araştırma yapılan 10 ilde gereksinim duyulan öğretmen sayısı ise, yaklaşık 70 bin " (yeni mesaj /10 eylül)Eğitim kadrosunun halini soran yok. Maddi imkânsızlıkları onu eğitimden çok kendi geçim derdine düşürmüştür. Eğitim kadrosu, bu gün başlayacak olan eğitimden çok, yakalaşan kış şartlarında; barınma, ısınma, giyinme ve beslenme derdine düşmüştür. İnsanın birincil ihtiyaçları hallolmadan diğer meselelere eğilemez. Bu bir tabiat kuralıdır.Hal böyle olunca "görünen köy kılavuz istemez "demişler. Eğitimde, her gün ayrı bir şeylerin denendiği bir ülkede, ciddi bir eğitimden söz edilemez. Daha ne yapacağına bile karar veremeyen bir milli eğitim(!) İnanın halimize "kargalar bile güler" tabiri az bile gelir.Biz bunları felaket tellallığı olsun diye değil, belki birilerinin vicdanına dokunurda çare arayışlarını hızlandırırlar diye yazdık. Çünkü: "Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete"Bütün olumsuzluklara rağmen; 2005-2006 eğitim sezonunun hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025
- Kokuşmuşluk algısı ve demokrasi tartışması / 16.12.2025
- Mümin iki kanatlı kuş gibidir / 15.12.2025
- Yalan toplumu çürütüyor / 14.12.2025
- 7 Aralık BTP Kongresiyle siyasette değişen denge / 13.12.2025
- Hüseyin Baş geleceğe yürüyor / 12.12.2025
- Atatürk’ten Haydar Baş’a, Haydar Baş’tan Hüseyin Baş’a uzanan vizyon / 11.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025
- Kokuşmuşluk algısı ve demokrasi tartışması / 16.12.2025
- Mümin iki kanatlı kuş gibidir / 15.12.2025
- Yalan toplumu çürütüyor / 14.12.2025
- 7 Aralık BTP Kongresiyle siyasette değişen denge / 13.12.2025
- Hüseyin Baş geleceğe yürüyor / 12.12.2025
- Atatürk’ten Haydar Baş’a, Haydar Baş’tan Hüseyin Baş’a uzanan vizyon / 11.12.2025
















































































