Et de çıkar
Çocuk her zaman çocuktur. Bu, Eşref'in oğlu Mustafa da olsa. Şairimiz bir gün yanına oğlu Mustafa'yı alır ve İzmir'de çarşıya çıkar. Çocuk, o zaman kasap dükkanlarında asılı duran etleri görünce şaşkınlıkla haykırır: "Bey baba, baksana et çıkmış!"
Fıkrayı anlamak
Eşref anlatıyor: Bir mecliste bir fıkra anlattım, hazır bulunanların hoşlarına gitti güldüler, yalnız içlerinden biri gülmedi. Dikkatimi çekti, sordum: "Fıkra hoşunuza gitmedi mi?" "Afedersiniz, anlayamadım." dedi. Bir daha anlattım. Yine yüzünde ufak bir tebessüm görülmedi. "Tekrar affınızı rica ederim, yine anlayamadım."
Üçüncü defa anlattığım zaman öyle kahkahalarla gülmeğe başladı ki şaşırdım. "Anlattığım fıkranın, dedim, bu kadar da da kahkaha değeri yoktu." Muhatabım katıla katıla gülerek, "Ben fıkraya gülmüyorum, dedi, hala anlamadım da eşekliğime gülüyorum."
Moloz dolgusu
Eşref, şiirlerini muntazam yazmazdı. Henüz okul yıllarında Eşref'in parlak hicivlerini okuduklarını belirten Hüseyin Kami 1912'de çıkan Zeka Mecmuası'nda şairin kendisine "hüda-yi nabit şair" dediğini, gramer kurallarını bilmediği halde dil yanlışı yapmadığını yazar. Kami'nin yazısından bir bölüm: "Eşref, hiç bir zaman bir kıt'ayı ilk mısraından itibaren yazmamıştır. Evvela son mısraı söyler ve sonra; haydi çocuklar, derdi, molozları da siz becerin. Eşref'in nazarında bir kıt'anın yukarıki üç mısraı molozdan ibaretti."
Çocuk her zaman çocuktur. Bu, Eşref'in oğlu Mustafa da olsa. Şairimiz bir gün yanına oğlu Mustafa'yı alır ve İzmir'de çarşıya çıkar. Çocuk, o zaman kasap dükkanlarında asılı duran etleri görünce şaşkınlıkla haykırır: "Bey baba, baksana et çıkmış!"
Fıkrayı anlamak
Eşref anlatıyor: Bir mecliste bir fıkra anlattım, hazır bulunanların hoşlarına gitti güldüler, yalnız içlerinden biri gülmedi. Dikkatimi çekti, sordum: "Fıkra hoşunuza gitmedi mi?" "Afedersiniz, anlayamadım." dedi. Bir daha anlattım. Yine yüzünde ufak bir tebessüm görülmedi. "Tekrar affınızı rica ederim, yine anlayamadım."
Üçüncü defa anlattığım zaman öyle kahkahalarla gülmeğe başladı ki şaşırdım. "Anlattığım fıkranın, dedim, bu kadar da da kahkaha değeri yoktu." Muhatabım katıla katıla gülerek, "Ben fıkraya gülmüyorum, dedi, hala anlamadım da eşekliğime gülüyorum."
Moloz dolgusu
Eşref, şiirlerini muntazam yazmazdı. Henüz okul yıllarında Eşref'in parlak hicivlerini okuduklarını belirten Hüseyin Kami 1912'de çıkan Zeka Mecmuası'nda şairin kendisine "hüda-yi nabit şair" dediğini, gramer kurallarını bilmediği halde dil yanlışı yapmadığını yazar. Kami'nin yazısından bir bölüm: "Eşref, hiç bir zaman bir kıt'ayı ilk mısraından itibaren yazmamıştır. Evvela son mısraı söyler ve sonra; haydi çocuklar, derdi, molozları da siz becerin. Eşref'in nazarında bir kıt'anın yukarıki üç mısraı molozdan ibaretti."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.