E?ER Bülent Ecevit Amerikalılar'a ve İngilizler'e 'olur' deseydi, 12 Eylül sonrasında, Türkiye'nin tepe noktasına, yönetime getirilecekti!.. Hastaneye kaldırılmadan iki ay önce kendisini ziyaret ettiğimde şunları anlatmıştı: "12 Eylül döneminde yurt dışına çıkma yasağı kalktıktan kısa bir süre sonra İngiltere'deki bir toplantı için çağrı aldım. İngiliz ve Amerikan siyaset bilimcilerinin ortaklaşa düzenledikleri bir programda dünya gerçeklerini andıran fakat hayal ürünü ve varsayımsal durumlar, önceden geniş uzman kadrosunun katılımıyla ayrıntılı bir senaryo olarak bulunuyordu. Bu senaryo bir TV programı şeklinde katılımcılara izlettiriliyordu. Programa katılanlar da, arada sırada tartışa tartışa senaryoları geliştirip bazı çözümler arıyorlardı. Benim katıldığım tartışma senaryolarında biri hayali bir devletle ilgiliydi. Senaryoya göre bir ada devleti zalim bir biçimde yönetilmekteydi."(Dönem 12 Eylül dönemidir. Senaryodaki tesadüf!)Devam edelim... "ABD ve İngiltere kendi çıkarları için bu ülkedeki diktatörü destekliyorlardı. Ada devletinin halkından yükselen muhalefet ve tepki o kadar ileri ölçülere varmıştı ki, ABD ve İngiltere sonunda diktatörün devrilmesine razı olmuştu. Yine senaryoya göre bu diktatörün yerine Amerikan ve İngiltere desteği ile başka bir lider getirilmişti. Fakat o liderde bir süre sonra fazlasıyla Moskova yanlısı bir tutum almaya başlamıştı. Onun için ABD ve İngiltere ondan da kurtulmaya karar vermiş, gereği yapılmıştı. Fakat yerine kim geçecekti... İşte senaryonun bundan sonraki gelişimi tartışmacılara bırakılıyordu. Tartışmaya katılanlar arasında ABD'nin ve İngiltere'nin bazı önde gelen devlet adamları da yer alıyordu. O sırada ABD Dışişleri Bakanı olan General Haig ve dönemin FBI Başkanı da bulunuyordu. Almanya'dan da birkaç önde gelen politikacı vardı. Bu 3 ülkeden gelenler arasında ayrıca da İtalyan eski devlet başkanı ve Türkiye'den ben vardım. Hayali ada devletine yeni bir lider adayı aranmasına sıra geldiğinde tartışmanın yaratıcısı olan Amerikalı bir profesör tartışmacılara kopya verdi. Ada devletinde şimdilik bir köşeye çekilmiş fakat halk arasında saygınlığı olan sosyal demokrat lider var."(Senaryo'nun burasındaki tarif de Ecevit'le örtüşüyor.)Bu noktada panel yöneticisi katılımcılara soruyor... 'Onun iktidara gelmesini düşünmez misiniz?..' Devamı gene Ecevit'ten... 'Amerikalı ve İngiliz tartışmacılar bu çözüme hemen sarıldılar. Fakat köşesine çekilmiş bu sosyal demokrat politikacı nasıl bir devletin başına gelecekti?.. Amerikalılar dediler ki; 'Onun kolayı var eski diktatör bizim adamımız olduğuna göre bu ada devletinin silahlı kuvvetlerinde de bizim hatırımızı kırmayacak yakın dostlarımız var demektir. Onlara söyleriz sosyal demokratı iktidara getirmeye bir yol bulurlar!..' Ben o zamana kadar tartışmaya hiç katılmamıştım. Bazıları yıllarca dünyanın kaderini belirlemiş, Amerikalı ve İngiliz politikacıların devlet adamlarının bir yabancı ülkeyle bir yabancı ülkenin içişleriyle ilgili sorunlara nasıl yaklaştıklarını kendi ağızlarından dinlemek son derece ilginçti. Hele son önerilen çözüm, şaşkınlığımı son derece arttırmıştı. Tartışmayı yöneten Amerikalı profesör birdenbire bana döndü. 'Diyelim ki o sosyal demokrat lider sizsiniz. Amerikalılar'ın önerdiği çözümü kabul eder misiniz.'Şu yanıtı verdim: 'Dostumuz da olsalar bazı yabancı devletlerin içişlerimize böyle karışmalarına ve içli dışlı olmalarını içime sindiremem... Onun için bu çözümü kabul edemem. Kendi gelişimimiz ve serbest seçimlerle, halkın desteğini alarak gelirim başkasını düşünemem.' Benim o yanıtımdan sonra 'buluşma' ciddi bir çekişmeye dönüştü. Beni, İngilizler ikna etmek için uzun uzun dil döktüler. Eski dostum bir İngiliz muhafazakar bir milletvekili bana çıkıştı!.. 'Görüyor musunuz bize yaptığınızı bize direnmeniz karşısında bir çözüm bulunamıyor!..' Son olarak tartışma yöneticisi 'Ecevit kabul etmemekte direniyor bu durumda ne yapacaksınız?' diye sordu... Bizim bu konularda deneyimimiz vardır. Ecevit kabul etmezse de biz uygun gördüğümüzü çözümü uygulamanın yolunu buluruz denildi...'Sayın Ecevit bunları anlatmıştı...O toplantıyı ABD ve İngilizler, 'Biz uygun gördüğümüz çözümü buluruz' sözleri ile bitirmişti...Hangi 'uygun' çözümü bulmuşlardı?..O sıralar Özal iktidar olmuştu, acaba o biliyor muydu 'uygun' çözümü?..Behiç Kılıç / Tercüman
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.