BTP MKYK Üyesi Abdulkadir Kibarlı, ABD ekonomisinin son dönemde büyük bir krizin içine girdiğine işaret ederek, "Türkiye de bu krizden etkilenecektir. Kurtuluş MEM'dedir" dedi.
ABD'deki patlak veren küresel krizle ilgili dikkat çekici bir açıklama BTP MKYK Üyesi Abdulkadir Kibarlı'dan geldi. Kibarlı şunları söyledi: "Mübarek Ramazan ayını geride bıraktığımız bu günlerde ülke olarak maalesef iyi bir noktada olduğumuzu söylemek mümkün değildir. Petkim, POAŞ, Tüpraş gibi dev kuruluşlarımız özelleştirme adıyla haraç-mezat satılmaktadır. Bu satışlar sonucu birer servet elde edildiği düşünülürse, dış borçlarımızın hızla erimesi gerekirdi. Ancak borçlar gün geçtikçe katlanarak artmaktadır. Yakıt, tohum, gübre fiyatlarına devamlı olarak zam geldiği için tarım kesiminin maliyetleri alabildiğince artmış, çiftçinin geliri bir evvelki yıla göre geri gitmiş, en iyisininki ise sabit kalmıştır. Maliyeti artan çiftçi tarım arazilerini terk etmek zorunda kalmıştır. Vatandaş topraklarını ekemiyor, ektiğini de biçemiyor. Şayet ürününü tarladan almışsa bu ürününe müşteri bulamıyor. Bu sebeple vatandaş, ekip biçerek mi zarar edeyim, ekip biçmeden mi zarar edeyim gibi bir düşünceyle yorulup yıpranıyor. Anadolu'da tarım arazileri bu sebeple hızla müstahsilin elinden çıkıyor, yani topraklar satılıyor. Bugün maalesef ormancısı böyle, madencisi böyle, sanayicisi böyle? Herkes tel tel dökülüyor. Hal böyle iken, ülke olarak iyiye gittiğimizi söylemek veya düşünmek, ülkenin batışa doğru gittiğini gizlemek için takınılan bir tavır, üstlenilen bir roldür.
Türkiye de krizden etkilenecektirTürkiye'nin durumu böyle iken acaba dünya nasıldır? ABD'nin durumu farklı değil. ABD ekonomisi son dönemde büyük bir krizin içine girdi. Bu krizin atlatılması için senato tüketiciye 162 milyar dolar yardımda bulunulmasına karar verdi. Başkan adayı Obama, bu uygulamanın Milli Ekonomi Modeli'nin kopyalanması olduğunu ifade etti. Sayın Başbakanımızın Türkiye'nin krizden etkilenmeyeceğini söylemesi ise anlaşılacak bir şey değildir. ABD'de çöken kapitalist bankalardır. Türk ekonomisinin bu bankalarla içli dışlı olduğu düşünülürse, başbakanımızın bu iddiası, su içinde olup da ıslanmayacağını söylemeye benzer. "Hem küreselleşen dünyanın bir parçası olacaksın, hem de küresel krizden etkilenmeyeceksin?" Bu mümkün değildir. Özet olarak kapitalizm çökmüştür. Komünizm zaten bitmiştir. Dünya artık yeni bir sistem arayışına girdi. Aslında bazı ülkeler, aranan modeli kıyısından köşesinden de olsa uygulamaya başladı. Bu model, Milli Ekonomi Modeli'dir. Venezuella ve Rusya modelin birkaç maddesini 2005 yılından bu yana uygulamaktadır. Bu ülkeler dünyaya kafa tutar bir konuma gelmişlerdir. Kafkaslarda yaşanan krizde Rusya Gürcistan"a müdahale etmiş ABD'ye "dünya artık tek kutuplu değil, ben varım" mesajını vermiştir. Dünyanın iki kutuplu olduğunu kabule mecbur bırakmıştır. Chavez'in milli politikaları, Venezuella'yı Amerika kıtasında farklı bir konuma getirmiştir. Baltık ülkeleri, bu modeli hayata geçirme gayreti içindedir. Amsterdam Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cornelia Verstegh "Avrupa Birliği eğer yaşamak istiyorsa, Prof. Baş'ın Sosyal Devlet anlayışına dönmek zorunda" demektedir.
MEM, Rusya'nın başucu kitabıRusya Bilimler Akademisi'nden Prof. Dr. Victor Minin'e göre ise, Prof. Dr. Baş'ın modeli, yeni dönem Rusya'nın başucu kitabıdır.Yeryüzündeki kaynakları sınırlı kabul eden anlayışlar neticesi, dünyada savaşlar, zulümler bitmek bilmedi. Kapitalizm bütün imkânları, sermayeyi elinde tutan gruplara verir. Bu anlayış kapitalizmin sonunu getirmiştir.Bugün ABD'de başta olmak üzere tüm dünyada yaşanan problemin temel sebebi, tüketici sınıfının tüketim kabiliyetini kaybetmesidir. Kredi veren bankalar halktan mevduatı geri toplayamamış, yani sistem çökmüştür. Bazı ekonomistlerin iddia ettiği gibi, mesele paranın çökme meselesi değildir. Yani çöken dolar değil, doları elinde tutan kapitalist sistemdir.Paranın belli ellerde tekelleşmesi, gelir dağılımındaki adaletsizliği körüklemiş ve ekonomi uçurumun eşiğine gelmiştir. Kapitalist sistemdeki parada tekelcilik anlayışı hem üretimin, hem de tüketimin önünü tıkamış, neticede insanlar tüketim kabiliyetini kaybetmiş yığınlar haline gelmiştir. Bugün ABD'nin ve dünyanın genel manzarası maalesef budur.Bu manzara karşısında Milli Ekonomi Modeli dünyanın önüne bir can simidi olarak konmuştur. Dünya bugün Milli Ekonomi Modeli'ni düşünüyor ve konuşuyor. O halde nedir bu Milli Ekonomi Modeli?Milli ekonomi anlayışımızda ve hakikatte kaynaklar sınırsız ihtiyaçlar sınırlıdır. İnsanoğlunun var oluşundan bu yana hiçbir kaynak yok olmamıştır. Kaynaklar açıldıkça açılmakta, sonunu getirmek mümkün olmamaktadır. Bu gerçekten hareket eden Milli Ekonomi Modeli'nde, asıl mesele kaynakların insanlar arasında adil olarak paylaştırılmasıdır. Milli Ekonomi Modeli'nin temelinde önce 'insan' vardır. Diğer iktisat modelleri sınıflar arasında sürekli bir çatışmadan bahsederken, Milli Ekonomi Modeli 'insanı' esas alır. Modelde belli bir menfaat grubu yoktur. Toplumun her kesimine imkan tanınır. Eğer bir ekonominin büyümesi isteniyorsa, tüketim kesimi mutlaka desteklenmelidir. Tüketim kesimi desteklenirse, üreticinin de pazar problemi kalmayacaktır.Bu itibarla Milli Ekonomi Modeli'nde tüketici kesiminin devlet tarafından desteklenerek alım gücünün devreye konması esastır. ABD'de bugün bunu yapmaya çalışıyor.Milli Ekonomi Modeli sürekli büyümeyi, istihdam ve işsizlik konusunu adil bir gelir dağılımı sisteminde halletmiştir. Bu düzende 'sosyal adaleti' temin edecek sosyal bir devlet anlayışı ortaya çıkmıştır. 'Sosyal Devlet' kavramı bütün devlet anayasalarında mevcuttur. Ancak şu ana kadar tam manasıyla uygulanamamıştır. Sosyal adalet ancak Milli Ekonomi Modeli'nin 'devlet' sistemiyle sağlamıştır. Bizim modelimizde devlet belli kesimlerin haklarını koruyan bir mekanizma değil, bütün vatandaşlara sahip çıkan bir baba konumundadır.
MEM'in geniş kitlelere getireceği avantajlar1) Sosyal devlet vergilerden kaynakların işletilmesi ve senyorajdan (üretim mükabili para basma) elde ettiği imkanları milletine sunar. Milletten vergi olarak topladığından daha fazlasını millete sunan devlet 'Sosyal Devlet'tir.2) Ev hanımlarına maaş verir. Doğum ikramiyesi, çocuk maaşı, gençlere uzun vadede kredilerle evlendirme bu devletin görevidir.3) Kimsesizler sosyal devletten maaş alır. Şehit yakınlarına, dul ve yetimlere devlet sahip çıkar.4) Devlet vatandaşını ev sahibi yapar.5) Tarım kesimine, çiftçiye avans ve faizsiz üretim desteği verir.6) Lise mezunları sınavsız üniversiteye alınır.7) Her vatandaşına vatandaşlık maaşı verir. 8) Öğrencilere burs verir.9) 'Sosyal Devlet' ülke topraklarında kendi parasını hakim kılar.10) 'Sosyal Devlet'te sabit kur sistemi esastır.Sosyal Devlet, 'insan için devlet' fikrini uygulamaya koyacaktır. Burada esas olan "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıdır. Bu anlayışın hayata geçmesiyle beraber ülke olarak çağdaş uygarlık seviyesinin de üzerine çıkacağız, ülkemiz bir cennete dönecektir. Bu duygularla bütün vatandaşlarımızın bayramını tebrik eder, bu bayramın dargınların barışması, kabirlerin ziyaret edilmesi, büyüklerimizin hayır dualarının alınması için bir vesile olmasını temenni eder, hayırlar dilerim."
ABD'deki patlak veren küresel krizle ilgili dikkat çekici bir açıklama BTP MKYK Üyesi Abdulkadir Kibarlı'dan geldi. Kibarlı şunları söyledi: "Mübarek Ramazan ayını geride bıraktığımız bu günlerde ülke olarak maalesef iyi bir noktada olduğumuzu söylemek mümkün değildir. Petkim, POAŞ, Tüpraş gibi dev kuruluşlarımız özelleştirme adıyla haraç-mezat satılmaktadır. Bu satışlar sonucu birer servet elde edildiği düşünülürse, dış borçlarımızın hızla erimesi gerekirdi. Ancak borçlar gün geçtikçe katlanarak artmaktadır. Yakıt, tohum, gübre fiyatlarına devamlı olarak zam geldiği için tarım kesiminin maliyetleri alabildiğince artmış, çiftçinin geliri bir evvelki yıla göre geri gitmiş, en iyisininki ise sabit kalmıştır. Maliyeti artan çiftçi tarım arazilerini terk etmek zorunda kalmıştır. Vatandaş topraklarını ekemiyor, ektiğini de biçemiyor. Şayet ürününü tarladan almışsa bu ürününe müşteri bulamıyor. Bu sebeple vatandaş, ekip biçerek mi zarar edeyim, ekip biçmeden mi zarar edeyim gibi bir düşünceyle yorulup yıpranıyor. Anadolu'da tarım arazileri bu sebeple hızla müstahsilin elinden çıkıyor, yani topraklar satılıyor. Bugün maalesef ormancısı böyle, madencisi böyle, sanayicisi böyle? Herkes tel tel dökülüyor. Hal böyle iken, ülke olarak iyiye gittiğimizi söylemek veya düşünmek, ülkenin batışa doğru gittiğini gizlemek için takınılan bir tavır, üstlenilen bir roldür.
Türkiye de krizden etkilenecektirTürkiye'nin durumu böyle iken acaba dünya nasıldır? ABD'nin durumu farklı değil. ABD ekonomisi son dönemde büyük bir krizin içine girdi. Bu krizin atlatılması için senato tüketiciye 162 milyar dolar yardımda bulunulmasına karar verdi. Başkan adayı Obama, bu uygulamanın Milli Ekonomi Modeli'nin kopyalanması olduğunu ifade etti. Sayın Başbakanımızın Türkiye'nin krizden etkilenmeyeceğini söylemesi ise anlaşılacak bir şey değildir. ABD'de çöken kapitalist bankalardır. Türk ekonomisinin bu bankalarla içli dışlı olduğu düşünülürse, başbakanımızın bu iddiası, su içinde olup da ıslanmayacağını söylemeye benzer. "Hem küreselleşen dünyanın bir parçası olacaksın, hem de küresel krizden etkilenmeyeceksin?" Bu mümkün değildir. Özet olarak kapitalizm çökmüştür. Komünizm zaten bitmiştir. Dünya artık yeni bir sistem arayışına girdi. Aslında bazı ülkeler, aranan modeli kıyısından köşesinden de olsa uygulamaya başladı. Bu model, Milli Ekonomi Modeli'dir. Venezuella ve Rusya modelin birkaç maddesini 2005 yılından bu yana uygulamaktadır. Bu ülkeler dünyaya kafa tutar bir konuma gelmişlerdir. Kafkaslarda yaşanan krizde Rusya Gürcistan"a müdahale etmiş ABD'ye "dünya artık tek kutuplu değil, ben varım" mesajını vermiştir. Dünyanın iki kutuplu olduğunu kabule mecbur bırakmıştır. Chavez'in milli politikaları, Venezuella'yı Amerika kıtasında farklı bir konuma getirmiştir. Baltık ülkeleri, bu modeli hayata geçirme gayreti içindedir. Amsterdam Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cornelia Verstegh "Avrupa Birliği eğer yaşamak istiyorsa, Prof. Baş'ın Sosyal Devlet anlayışına dönmek zorunda" demektedir.
MEM, Rusya'nın başucu kitabıRusya Bilimler Akademisi'nden Prof. Dr. Victor Minin'e göre ise, Prof. Dr. Baş'ın modeli, yeni dönem Rusya'nın başucu kitabıdır.Yeryüzündeki kaynakları sınırlı kabul eden anlayışlar neticesi, dünyada savaşlar, zulümler bitmek bilmedi. Kapitalizm bütün imkânları, sermayeyi elinde tutan gruplara verir. Bu anlayış kapitalizmin sonunu getirmiştir.Bugün ABD'de başta olmak üzere tüm dünyada yaşanan problemin temel sebebi, tüketici sınıfının tüketim kabiliyetini kaybetmesidir. Kredi veren bankalar halktan mevduatı geri toplayamamış, yani sistem çökmüştür. Bazı ekonomistlerin iddia ettiği gibi, mesele paranın çökme meselesi değildir. Yani çöken dolar değil, doları elinde tutan kapitalist sistemdir.Paranın belli ellerde tekelleşmesi, gelir dağılımındaki adaletsizliği körüklemiş ve ekonomi uçurumun eşiğine gelmiştir. Kapitalist sistemdeki parada tekelcilik anlayışı hem üretimin, hem de tüketimin önünü tıkamış, neticede insanlar tüketim kabiliyetini kaybetmiş yığınlar haline gelmiştir. Bugün ABD'nin ve dünyanın genel manzarası maalesef budur.Bu manzara karşısında Milli Ekonomi Modeli dünyanın önüne bir can simidi olarak konmuştur. Dünya bugün Milli Ekonomi Modeli'ni düşünüyor ve konuşuyor. O halde nedir bu Milli Ekonomi Modeli?Milli ekonomi anlayışımızda ve hakikatte kaynaklar sınırsız ihtiyaçlar sınırlıdır. İnsanoğlunun var oluşundan bu yana hiçbir kaynak yok olmamıştır. Kaynaklar açıldıkça açılmakta, sonunu getirmek mümkün olmamaktadır. Bu gerçekten hareket eden Milli Ekonomi Modeli'nde, asıl mesele kaynakların insanlar arasında adil olarak paylaştırılmasıdır. Milli Ekonomi Modeli'nin temelinde önce 'insan' vardır. Diğer iktisat modelleri sınıflar arasında sürekli bir çatışmadan bahsederken, Milli Ekonomi Modeli 'insanı' esas alır. Modelde belli bir menfaat grubu yoktur. Toplumun her kesimine imkan tanınır. Eğer bir ekonominin büyümesi isteniyorsa, tüketim kesimi mutlaka desteklenmelidir. Tüketim kesimi desteklenirse, üreticinin de pazar problemi kalmayacaktır.Bu itibarla Milli Ekonomi Modeli'nde tüketici kesiminin devlet tarafından desteklenerek alım gücünün devreye konması esastır. ABD'de bugün bunu yapmaya çalışıyor.Milli Ekonomi Modeli sürekli büyümeyi, istihdam ve işsizlik konusunu adil bir gelir dağılımı sisteminde halletmiştir. Bu düzende 'sosyal adaleti' temin edecek sosyal bir devlet anlayışı ortaya çıkmıştır. 'Sosyal Devlet' kavramı bütün devlet anayasalarında mevcuttur. Ancak şu ana kadar tam manasıyla uygulanamamıştır. Sosyal adalet ancak Milli Ekonomi Modeli'nin 'devlet' sistemiyle sağlamıştır. Bizim modelimizde devlet belli kesimlerin haklarını koruyan bir mekanizma değil, bütün vatandaşlara sahip çıkan bir baba konumundadır.
MEM'in geniş kitlelere getireceği avantajlar1) Sosyal devlet vergilerden kaynakların işletilmesi ve senyorajdan (üretim mükabili para basma) elde ettiği imkanları milletine sunar. Milletten vergi olarak topladığından daha fazlasını millete sunan devlet 'Sosyal Devlet'tir.2) Ev hanımlarına maaş verir. Doğum ikramiyesi, çocuk maaşı, gençlere uzun vadede kredilerle evlendirme bu devletin görevidir.3) Kimsesizler sosyal devletten maaş alır. Şehit yakınlarına, dul ve yetimlere devlet sahip çıkar.4) Devlet vatandaşını ev sahibi yapar.5) Tarım kesimine, çiftçiye avans ve faizsiz üretim desteği verir.6) Lise mezunları sınavsız üniversiteye alınır.7) Her vatandaşına vatandaşlık maaşı verir. 8) Öğrencilere burs verir.9) 'Sosyal Devlet' ülke topraklarında kendi parasını hakim kılar.10) 'Sosyal Devlet'te sabit kur sistemi esastır.Sosyal Devlet, 'insan için devlet' fikrini uygulamaya koyacaktır. Burada esas olan "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıdır. Bu anlayışın hayata geçmesiyle beraber ülke olarak çağdaş uygarlık seviyesinin de üzerine çıkacağız, ülkemiz bir cennete dönecektir. Bu duygularla bütün vatandaşlarımızın bayramını tebrik eder, bu bayramın dargınların barışması, kabirlerin ziyaret edilmesi, büyüklerimizin hayır dualarının alınması için bir vesile olmasını temenni eder, hayırlar dilerim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.