Çocukta konuşma dilini anlama ve konuşma yeteneği geliştiği halde, çocuğun bazı sosyal durumlarda konuşmayı devamlı reddetmesi bozukluğudur.
Prof. Dr. Aysel Ekşi / Psikiyatri UzmanıSeçici dilsizlik adı verilmesi çocuğun sadece bazı durumlarda tamamen sessiz kalması, konuşmaması, dilsiz olması nedeniyledir. Kısaca sosyal çevrede meydana gelen konuşma yeteneğindeki yetersizliktir.Çoğunlukla başka çocuklarla oyun için bir araya geldiği zaman yetişkinlerin dikkatini çeker. Örneğin ana okulunda konuşamaması ya da konuşmayı reddetmesi önce utangaçlık olarak değerlendirilir; bir süre sonra artık okula alışmış olması beklenen zamanda bile hala konuşmayı reddetmesi ile seçici bozukluğun varlığı ortaya çıkar. Çok nadiren çocukluğun daha sonraki dönemlerinde görülebilir. Bazan evde bile bazı aile bireylerinin yanında konuşmaması söz konusu olabilirse de bu çocuklar genellikle evde normal olarak konuşurlar. Bazen kardeşleriyle veya anne babadan biriyle konuşur, onlarla iletişimi iyidir, ama diğer ebeveynle konuşmuyor olabilir. Hangi çocuklarda görülür?Çocuk konuşmayı reddetmesine rağmen iletişim kurmaya istekli görünebilir, örneğin yüz ifadesiyle, beden diliyle, kafasını sallayarak onayladığını ya da kabul etmediğini belli edebilir. Bazılarının fısıldadığı, tek heceli kelimeler çıkardığı da görülmüştür. Çoğunlukla ağlama, anneye aşırı tutunma ve diğer endişe belirtileri ile birliktedir. Başlangıç yaşı 3 ile 8 yaş arasındadır. Birkaç çocukta 12 yaşında başlamıştır. Hastalığın gelişiminde biyolojik etkenlerin önemli bir rolü olduğu düşünülmez. Gene de altını ıslatma, kakasını kaçırma, diğer konuşma bozuklukları gibi gelişimsel bozukluklarla de birlikte bulunabilir. Okula başlayan çocuklarda aşırı utangaçlık çok normaldir. Ama Seçici dilsiz olanlar çoğunlukla ileri düzeyde utangaç, saplantıları olan, endişeli çocuklardır. Kız ve erkek çocuklarda, her iki cinsiyette de eşit oranlarda görülür, genellikle normal yetenekleri olan çocuklardır. Zeka düzeyi genellikle normaldir, ama daha az zeki veye daha zeki olanlar da görülmüştür.Nedenleri :Önceki yıllarda bunun çocuğun küçük yaşta uğradığı travmalar nedeniyle geliştiği ve ailede büyük bir bozukluğun var olduğu düşünülürdü. Bazı çocuklarda travmanın etkisi ve aileyle ilgili etkenler tamamen dışlanamazsa da, 2002 li yıllardan itibaren bu bozukluğun çocuklardaki yüksek düzeydeki sosyal anksiyete endişeyle bağlantılı olduğu kabul edilmiştir. Çoğunlukla yetişkinlerde görülen sosyal fobi ile bağlantılıdır. Bu çocuklar genellikle yetişkin çağda sosyal fobik olarak nitelendirileceklerdir. Ailelerde genetik etkenler de olabilir, örneğin anne babaları sosyal durumlarda çok endişeli ve ileri düzeyde çekingen olan çocuklar çok daha büyük risk altındadır. devam edecek
Prof. Dr. Aysel Ekşi / Psikiyatri UzmanıSeçici dilsizlik adı verilmesi çocuğun sadece bazı durumlarda tamamen sessiz kalması, konuşmaması, dilsiz olması nedeniyledir. Kısaca sosyal çevrede meydana gelen konuşma yeteneğindeki yetersizliktir.Çoğunlukla başka çocuklarla oyun için bir araya geldiği zaman yetişkinlerin dikkatini çeker. Örneğin ana okulunda konuşamaması ya da konuşmayı reddetmesi önce utangaçlık olarak değerlendirilir; bir süre sonra artık okula alışmış olması beklenen zamanda bile hala konuşmayı reddetmesi ile seçici bozukluğun varlığı ortaya çıkar. Çok nadiren çocukluğun daha sonraki dönemlerinde görülebilir. Bazan evde bile bazı aile bireylerinin yanında konuşmaması söz konusu olabilirse de bu çocuklar genellikle evde normal olarak konuşurlar. Bazen kardeşleriyle veya anne babadan biriyle konuşur, onlarla iletişimi iyidir, ama diğer ebeveynle konuşmuyor olabilir. Hangi çocuklarda görülür?Çocuk konuşmayı reddetmesine rağmen iletişim kurmaya istekli görünebilir, örneğin yüz ifadesiyle, beden diliyle, kafasını sallayarak onayladığını ya da kabul etmediğini belli edebilir. Bazılarının fısıldadığı, tek heceli kelimeler çıkardığı da görülmüştür. Çoğunlukla ağlama, anneye aşırı tutunma ve diğer endişe belirtileri ile birliktedir. Başlangıç yaşı 3 ile 8 yaş arasındadır. Birkaç çocukta 12 yaşında başlamıştır. Hastalığın gelişiminde biyolojik etkenlerin önemli bir rolü olduğu düşünülmez. Gene de altını ıslatma, kakasını kaçırma, diğer konuşma bozuklukları gibi gelişimsel bozukluklarla de birlikte bulunabilir. Okula başlayan çocuklarda aşırı utangaçlık çok normaldir. Ama Seçici dilsiz olanlar çoğunlukla ileri düzeyde utangaç, saplantıları olan, endişeli çocuklardır. Kız ve erkek çocuklarda, her iki cinsiyette de eşit oranlarda görülür, genellikle normal yetenekleri olan çocuklardır. Zeka düzeyi genellikle normaldir, ama daha az zeki veye daha zeki olanlar da görülmüştür.Nedenleri :Önceki yıllarda bunun çocuğun küçük yaşta uğradığı travmalar nedeniyle geliştiği ve ailede büyük bir bozukluğun var olduğu düşünülürdü. Bazı çocuklarda travmanın etkisi ve aileyle ilgili etkenler tamamen dışlanamazsa da, 2002 li yıllardan itibaren bu bozukluğun çocuklardaki yüksek düzeydeki sosyal anksiyete endişeyle bağlantılı olduğu kabul edilmiştir. Çoğunlukla yetişkinlerde görülen sosyal fobi ile bağlantılıdır. Bu çocuklar genellikle yetişkin çağda sosyal fobik olarak nitelendirileceklerdir. Ailelerde genetik etkenler de olabilir, örneğin anne babaları sosyal durumlarda çok endişeli ve ileri düzeyde çekingen olan çocuklar çok daha büyük risk altındadır. devam edecek
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.