Doğanşehir'de Ehl-i Beyt coşkusu
Gazetemizin düzenlediği "İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Paneli" bütün hızıyla devam ediyor. Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde düzenlenen panelde tam anlamıyla Ehl-i Beyt coşkusu yaşandı
27.11.2014 00:00:00
YUSUF KARACA / MALATYAYeni Mesaj'ın düzenlemiş olduğu "İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Paneli'nin bir durağı da Malatya'nın Doğanşehir ilçesi oldu. Araştırmacı yazar Ünal Silier, hukukçu yazar Av. Oktay Doğan, gazetemiz yazarlarından Yusuf Karaca ve Cihat Tekin panele konuşmacı olarak katıldı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Yoğun katılımın olduğu panelde vatandaşlara aşure de dağıtıldı. Panelin ilk konuşmacısı araştırmacı yazar Ünal Silier'di. Silier, Ehl-i Beyt'in merkez olmadığı bir yaşantının İslam olmayacağını ve adı ne olursa olsun buna Müslümanlık denilemeyeceğini belirtti. Ehl-i Beyt'e uymak keyfilik değil, mecburiyettir diyen Silier konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer Müslüman isen buna mecbursun. Allah tarafından Peygamberimiz tarafından seçilmiş Halife İmam Ali'dir. Şii ve Sünni arasında iman ve amel açısından bir fark yoktur. Aramıza fitne sokanlar bizim kardeşliğimizi bozmak istiyorlar."Hukukçu yazar Av. Oktay Doğan ise İslam'a "tarikat" adı altında sokulan İngiliz fitnelerinden bahsetti. İngilizlerin, Vehhabilik, Nakşilik ve Nurculuk adları altında mezhep, tarikat ve cemaat kurduklarını ifade ederek, Ehl-i Beyt'in merkez olmadığı görüş ve düşüncelerin batıl olduğunu dile getirdi. "Eğer, Allah'ın ve Peygamberinin uymamızı emrettiği Ehl-i Beyt'e uymaz isek bugün olduğu gibi IŞİD ve benzeri örgütler doğar. Müslüman'ı ve masumları öldürerek cennete gideceğini sanan bir cellat sürüsü ile karşı karşıya kalırız" diyen Doğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Allah'ın dini İslam; öldürmeyi men etmiştir. Meşru müdafaa durumları müstesna. Hz. Ali, kendini şehit edecek İbn-i Mülcem'i tanıdı. Etrafındakilere 'işte bu kişi beni öldürecektir' diye buyurdu. 'Öyle ise o seni öldürmeden biz onu öldürelim veya en azından tutuklayalım' diyenlere karşı: 'Hayır. O henüz düşündüğünü fiiliyata dökmedi' demiştir. Adaleti kurtarma adına, celladına dokunmayan anlayış Ehl-i Beyt anlayışıdır. İşte adaletin katledildiği günümüzde ve kıyamete kadar örnek alınacak Ali adaleti budur kardeşlerim."Onda 12 İmam'ın sırrı varYazarımız Yusuf Karaca ise konuşmasına, "Aslında ben Doğanşehirli sayılırım. Çünkü çocukken yetişmemde emeği olan Fatma yengem burada metfun bulunmakta?" diyerek başladı. Duygusal bir giriş yaptığı konuşması, sık sık alkışlarla kesildi. Aşureyi hazırlayan ve dağıtanlara teşekkür eden Karaca, "bu aşure sadece odun ateşi ile pişirilmemiş, ben bu aşurenin Ali aşkı ile karıştırıldığını düşünüyorum" dedi. "Prof. Dr. Haydar Başı'ın yolu Ali yoludur. Hz. Fatıma, Hasan ve Hüseyin yoludur. Kısaca Ehl-i Beyt yoludur" diyen Yusuf Karaca sözlerine şöyle devam etti: Kardeşlerim, Büyük Ortadoğu Projesi ile kardeşliğimiz, birliğimiz, beraberliğimiz bozulmak isteniyor. Bu oyuna gelmeyelim diye Prof. Dr. Haydar Baş Bey hepimize bir cadde açtı. O caddeden Ehl-i Beyt'e gitmemizi istedi. 14 eser yazdı. Ehl-i Beyt ve on iki imamı yazdı. Gördük ki ayrılıklarımız suni imiş. Bakın yan yana, iç içe oturuyoruz. Kimimiz Alevi, kimimiz Sünni? Alevi ve Sünni hepimiz kendimizi Ehl-i Beyt kantarında tartar isek eksiklerimizi fark ederiz. Ehl-i Beyt aynasında kendimizi düzeltiriz. Program öncesi Alevi ağabeyim bana dedi ki 'Türkiye'nin Haydar Baş'tan başka çaresi yoktur' eğer elli milyon seçmen bu gerçeği görür ve düşünürse, bu iş bitmiştir. Hemşerilerim! Bu iktidar Türk milletinin alnına sürülmüş kara lekedir. Bu lekeyi Haydar Baş'tan başka silecek kimse yoktur. Haydar Baş, Atlantik'in bütün zehirlerinin tek panzehiridir. Onda 12 İmam'ın sırrı var. Nişanı ve ruhu var."Sayın Baş seçilmedikçe, çile devam ederPanelin son konuşmacısı Cihat Tekin ise "aranızda misafir olan tek konuşmacı benim" diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Milli Ekonomi Modeli, tarım sektörüne, çiftçilik yapan ve hayvancılıkla uğraşan kardeşlerimize çok özel bir ilgi ve alaka gösteriyor. Prof Dr Haydar Baş her konuşmasında muhakkak tarım kesimi ile ilgili projelerini bıkmadan usanmadan anlatıyor. Zat-ı âlileri, köylüyü milletin efendisi yapmaya çalışırken birileri de köylüye "ananı al git" veya "gözünü toprak doyursun" diyerek hakaret ediyor. Artık Doğanşehirli kardeşlerimiz de bu gerçeği fark etmelidir. Malatyalı, Doğanşehirli; kendisine hakaret edip ürününü, elmasını, kaysısını beş paralık eden mevcut iktidara oy vermeye devam ederse, bu çileden kurtulamaz. Çözüm MEM'de ve onun mimarı Prof Dr. Haydar Baş'tadır. Bağımsız Türkiye Partisi'ndedir. Bu hakikati söylemek de bizim boynumuzun borcudur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.