Gazete Avrupalı istihbarat kaynaklarına dayanarak, DHKP-C'nin lider kadrosunun Belçika'dan Yunanistan'a taşınma hazırlığı içinde olduğunu belirtti.
17 Kasım terör örgütünün Türkiye bağlantılarını araştıran To Vima gazetesi, eski adı Dev-Sol olan DHKP-C örgütü lideri Dursun Karataş'ın, yılın önemli bir bölümünü Atina'da geçirdiğini ve bugünlerde de Atina'da bulunduğunu yazdı.
To Vima'ya göre, 12 Eylül 1980 sonrasında Yunanistan'a giden Dev-Sol üyeleri 17 Kasım örgütüyle de temas halindeydi. Gazete, Dev-Sol'un Yunanistan'da silahlı mücadele yanlısı "Devlete karşı mücadele" ve ELA adlı örgütlerle de ilişki kurduğunu yazdı.
Dev-Sol'un 17 Kasım bağlantısı araştırılıyor
Yunan terör örgütleri ile Dev-Sol'un ilişkileri alanında halen ülke genelinde, 17 Kasım terör örgütünün önemli üyelerinden birisi olduğu gerekçesiyle aranan Dimitris Kufodinas'ın rol oynadığının sanıldığını kaydeden To Vima, Yunan polisinin bu nedenle, ilk isminin kısaltılmışı olan "Miço" adıyla tanınan Kufodinas'ın yakalanmasının, Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği Basın Ataşesi Çetin Görgü'nün 1991 ve Büyükelçilik Müsteşarı Haluk Sipahioğlu'nun 1994 yılında şehit olmalarıyla sonuçlanan saldırılara ışık tutacağına inandığını vurguladı.
To Vima, Dev-Sol ile 17 Kasım ilişkisinin öğrenilmesinin özellikle Sipahioğlu cinayetinin aydınlanmasına bağlı olduğunu, çünkü bu suikastın Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki PKK destekçisi Yorgiyadis'in öldürülmesine misilleme olarak gerçekleştirildiği kanısının hakim olduğunu savundu.
Uyuşturucudan kazanıyorlar
Bu arada, DHKP-C'nin Yunanistan'da Türk Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) göre 250, Yunan Gizli Servisi'ne (EYP) göre ise 100 üyesinin bulunduğunu kaydeden To Vima, terör örgütünün uyuşturucu kaçakçılığından büyük paralar kazandığını belirtti. Yunan istihbarat servislerinin hazırladığı raporların, örgüt üyelerinin özellikle 80'li yılların sonunda uyuşturucu kaçakçılığından kazandıkları paralarla lokantalar ve mağazalar açtıklarını gösterdiğini kaydeden To Vima, örgütün bir de yat satın aldığını yazdı.
Yiotopulos da bağlantı kurmaya çalışmış
To Vima, polis tarafından geçen Perşembe günü yakalanan 17 Kasım'ın lideri Aleksandros Yotopulos'un 1989 yılında Avusturya'nın başkenti Viyana'da "Türk ve Kürt örgütleriyle" bağlantı kurduğunu öne sürdü. Yiotopulos'un bu örgütlerin temsilcilerine işbirliği teklifinde bulunduğunu, hatta birkaç "hedefi" üstlenmeyi önerdiğini savunan To Vima, "Viyana'daki Türk ve Kürt örgütlerinin önemli bir bölümü Yotopulos'un önerilerini Yunan gizli servislerinin bir oyunu olduğu inancıyla kabul etmediler ve konuyu kapattılar. Yunan güvenlik birimleri, o dönemde 17 Kasım ve ELA'nın Dev-Sol ile ilişki kurmakta ısrarlı oldukları görüşündeler" ifadelerine yer verdi.
17 Kasım terör örgütünün Türkiye bağlantılarını araştıran To Vima gazetesi, eski adı Dev-Sol olan DHKP-C örgütü lideri Dursun Karataş'ın, yılın önemli bir bölümünü Atina'da geçirdiğini ve bugünlerde de Atina'da bulunduğunu yazdı.
To Vima'ya göre, 12 Eylül 1980 sonrasında Yunanistan'a giden Dev-Sol üyeleri 17 Kasım örgütüyle de temas halindeydi. Gazete, Dev-Sol'un Yunanistan'da silahlı mücadele yanlısı "Devlete karşı mücadele" ve ELA adlı örgütlerle de ilişki kurduğunu yazdı.
Dev-Sol'un 17 Kasım bağlantısı araştırılıyor
Yunan terör örgütleri ile Dev-Sol'un ilişkileri alanında halen ülke genelinde, 17 Kasım terör örgütünün önemli üyelerinden birisi olduğu gerekçesiyle aranan Dimitris Kufodinas'ın rol oynadığının sanıldığını kaydeden To Vima, Yunan polisinin bu nedenle, ilk isminin kısaltılmışı olan "Miço" adıyla tanınan Kufodinas'ın yakalanmasının, Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği Basın Ataşesi Çetin Görgü'nün 1991 ve Büyükelçilik Müsteşarı Haluk Sipahioğlu'nun 1994 yılında şehit olmalarıyla sonuçlanan saldırılara ışık tutacağına inandığını vurguladı.
To Vima, Dev-Sol ile 17 Kasım ilişkisinin öğrenilmesinin özellikle Sipahioğlu cinayetinin aydınlanmasına bağlı olduğunu, çünkü bu suikastın Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki PKK destekçisi Yorgiyadis'in öldürülmesine misilleme olarak gerçekleştirildiği kanısının hakim olduğunu savundu.
Uyuşturucudan kazanıyorlar
Bu arada, DHKP-C'nin Yunanistan'da Türk Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) göre 250, Yunan Gizli Servisi'ne (EYP) göre ise 100 üyesinin bulunduğunu kaydeden To Vima, terör örgütünün uyuşturucu kaçakçılığından büyük paralar kazandığını belirtti. Yunan istihbarat servislerinin hazırladığı raporların, örgüt üyelerinin özellikle 80'li yılların sonunda uyuşturucu kaçakçılığından kazandıkları paralarla lokantalar ve mağazalar açtıklarını gösterdiğini kaydeden To Vima, örgütün bir de yat satın aldığını yazdı.
Yiotopulos da bağlantı kurmaya çalışmış
To Vima, polis tarafından geçen Perşembe günü yakalanan 17 Kasım'ın lideri Aleksandros Yotopulos'un 1989 yılında Avusturya'nın başkenti Viyana'da "Türk ve Kürt örgütleriyle" bağlantı kurduğunu öne sürdü. Yiotopulos'un bu örgütlerin temsilcilerine işbirliği teklifinde bulunduğunu, hatta birkaç "hedefi" üstlenmeyi önerdiğini savunan To Vima, "Viyana'daki Türk ve Kürt örgütlerinin önemli bir bölümü Yotopulos'un önerilerini Yunan gizli servislerinin bir oyunu olduğu inancıyla kabul etmediler ve konuyu kapattılar. Yunan güvenlik birimleri, o dönemde 17 Kasım ve ELA'nın Dev-Sol ile ilişki kurmakta ısrarlı oldukları görüşündeler" ifadelerine yer verdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.