'Devlet şirket kurup piyasaya girmeli'
Norveç'te, Brezilya'da, Malezya'da, Almanya'da ve Fransa'da devlete ait şirketlerin var olduğunu ve piyasayı dengelediğini döyleyen TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Türkiye için büyük önem taşıyan stratejik sektörlerde, devlet gerekirse şirket kurup piyasaya girmelidir" dedi.
19.01.2017 00:00:00
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarladan markete 5-6 kata varan, hem üreticinin hem de tüketicinin mağdur olmasına yol açan üretici market fiyatlarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanımız, çiftçinin bu konuda dikkatli olmasını istedi; tedbir alınması, adımların buna göre atılması gerektiğini vurguladı. Bu son derece önemli bir konudur. Üretici ile market arasındaki fiyat farkını makul seviyelere çekemezsek tarımda sürdürülebilirliği sağlayamayız" dedi.
Fahiş bir kâr peşinde olmadıklarını söyleyen Bayraktar şöyle konuştu: "Biz fahiş kar peşinde değiliz; üretici olarak istikrarlı, yeterli gelir elde edelim, tüketicimiz de makul fiyatlardan ürün tüketsin istiyoruz. Üretici-market fiyat farkını azaltmak için; Ürün üreticinin elinden çıkıp tüketiciye ulaşana kadar ki uzun zincirin tüm halkaları gözetim altında tutulmalıdır. Nakliye, ambalajlama ve depolama maliyetleri desteklenmelidir. Pazarlama kanallarının sayısı azaltılmalı, disipline edilmelidir. Kooperatifler ve üretici birlikleri mali ve idari yönden güçlenmeli, fonksiyonel hale getirilmelidir. Üretici örgütlerinin, pazar analizi yapabilen, piyasaları özellikle dünya piyasalarını takip eden profesyonel kadrolarla ve yöneticilerle idare edilmesi sağlanmalıdır. Tüketici örgütleri güçlendirilmeli, piyasayı kontrol edebilecek duruma getirilmelidir. Üretim planlaması yapılmalıdır. Yapısal sorunlar çözülerek, girdi fiyatları makul seviyelere çekilerek üretim maliyetleri düşürülmeli, verimli üretimle üretici gelirleri artırılmalıdır."
'TMO piyasada garantör olmalı'
Fındıkta üreticilerin ve Odaların fiyatlardaki dalgalanmaya, istikrarsızlıklara tahammülü kalmadığını, birliklerin gerektiğinde, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) garantörlüğünde piyasaya girmesi ve alım yapması gerektiğini dık dık dile getirdiklerini ifade eden Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Ürünün pazarlaması, piyasanın düzenlenmesi ve tekelleşmenin önlenmesinde TMO etkin rol oynamalıdır. Ofis, kiraladığı veya inşa ettirdiği depoları birliklerin kullanımına vermelidir. Başka çare de yoktur. Birliklerin mali güçleri alım yapmalarına imkan tanımıyor. İşin mali büyüklüğü birliklerin gücünü aşıyor. Üretimi sürdürmek istiyorsak, çiftçimizi tarlada tutmak istiyorsak bu sorunu çözmemiz gerekiyor."
'Devlet gerekirse piyasaya girmeli'
Ülke için büyük önem taşıyan stratejik sektörlerde, devlet gerekirse şirket kurup piyasaya girdiğini bildiren Bayraktar, "Serbest piyasanın hakim olduğu Norveç'te Statoil, Brezilya'da Petrobras, Malezya'da Petronas gibi devlete ait şirketler var. Petrolü bulan Norveç ve Brezilya bu işin tekelini devlet petrol şirketlerine verdiler. Özel şirket gibi çalışan, siyasi müdahaleden uzak bu şirketler dünya çapında şirketler haline geldiler. Çok büyük bölümleri özelleşse bile Almanya'da Volkswagen'in, Fransa'da Renault'nun hala 5'de 1'i devlettedir. Devletin hisseleri de engelleyici hisse konumundadır. Volkswagen'i koruma yasası bile var. Sebebi belli. Bir Volkswagen, 120 üretim tesisinde, 10 milyon araç üretiyor, 610 bin kişi çalıştırıyor, 225 milyar doların üzerinde ciro yapıyor. Fransa başta olmak üzere hala Avrupa'da kamu bankalarının önemli bir ağırlığı bulunuyor. Bu şirketlerin bizdeki KİT'lerden farkı, özel sektör gibi çalışmalarıdır. Ülkemizde de özellikle yabancı hakimiyeti ve tekelleşmenin görüldüğü, piyasada istikrarın sağlanmadığı fındık gibi alanlarda devlet güçlü sermayeli şirket kurup, piyasayı domine edebilir."
Fahiş bir kâr peşinde olmadıklarını söyleyen Bayraktar şöyle konuştu: "Biz fahiş kar peşinde değiliz; üretici olarak istikrarlı, yeterli gelir elde edelim, tüketicimiz de makul fiyatlardan ürün tüketsin istiyoruz. Üretici-market fiyat farkını azaltmak için; Ürün üreticinin elinden çıkıp tüketiciye ulaşana kadar ki uzun zincirin tüm halkaları gözetim altında tutulmalıdır. Nakliye, ambalajlama ve depolama maliyetleri desteklenmelidir. Pazarlama kanallarının sayısı azaltılmalı, disipline edilmelidir. Kooperatifler ve üretici birlikleri mali ve idari yönden güçlenmeli, fonksiyonel hale getirilmelidir. Üretici örgütlerinin, pazar analizi yapabilen, piyasaları özellikle dünya piyasalarını takip eden profesyonel kadrolarla ve yöneticilerle idare edilmesi sağlanmalıdır. Tüketici örgütleri güçlendirilmeli, piyasayı kontrol edebilecek duruma getirilmelidir. Üretim planlaması yapılmalıdır. Yapısal sorunlar çözülerek, girdi fiyatları makul seviyelere çekilerek üretim maliyetleri düşürülmeli, verimli üretimle üretici gelirleri artırılmalıdır."
'TMO piyasada garantör olmalı'
Fındıkta üreticilerin ve Odaların fiyatlardaki dalgalanmaya, istikrarsızlıklara tahammülü kalmadığını, birliklerin gerektiğinde, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) garantörlüğünde piyasaya girmesi ve alım yapması gerektiğini dık dık dile getirdiklerini ifade eden Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Ürünün pazarlaması, piyasanın düzenlenmesi ve tekelleşmenin önlenmesinde TMO etkin rol oynamalıdır. Ofis, kiraladığı veya inşa ettirdiği depoları birliklerin kullanımına vermelidir. Başka çare de yoktur. Birliklerin mali güçleri alım yapmalarına imkan tanımıyor. İşin mali büyüklüğü birliklerin gücünü aşıyor. Üretimi sürdürmek istiyorsak, çiftçimizi tarlada tutmak istiyorsak bu sorunu çözmemiz gerekiyor."
'Devlet gerekirse piyasaya girmeli'
Ülke için büyük önem taşıyan stratejik sektörlerde, devlet gerekirse şirket kurup piyasaya girdiğini bildiren Bayraktar, "Serbest piyasanın hakim olduğu Norveç'te Statoil, Brezilya'da Petrobras, Malezya'da Petronas gibi devlete ait şirketler var. Petrolü bulan Norveç ve Brezilya bu işin tekelini devlet petrol şirketlerine verdiler. Özel şirket gibi çalışan, siyasi müdahaleden uzak bu şirketler dünya çapında şirketler haline geldiler. Çok büyük bölümleri özelleşse bile Almanya'da Volkswagen'in, Fransa'da Renault'nun hala 5'de 1'i devlettedir. Devletin hisseleri de engelleyici hisse konumundadır. Volkswagen'i koruma yasası bile var. Sebebi belli. Bir Volkswagen, 120 üretim tesisinde, 10 milyon araç üretiyor, 610 bin kişi çalıştırıyor, 225 milyar doların üzerinde ciro yapıyor. Fransa başta olmak üzere hala Avrupa'da kamu bankalarının önemli bir ağırlığı bulunuyor. Bu şirketlerin bizdeki KİT'lerden farkı, özel sektör gibi çalışmalarıdır. Ülkemizde de özellikle yabancı hakimiyeti ve tekelleşmenin görüldüğü, piyasada istikrarın sağlanmadığı fındık gibi alanlarda devlet güçlü sermayeli şirket kurup, piyasayı domine edebilir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.