Aylık çevre, kültür ve sanat dergisi Mavi Yeşil'in son sayısı elimize ulaştı. Rize'den seslenen dergi mütevazı görüntüsünün içinde hazinelere malik. Ahmet Albayrak derginin giriş yazısında "Olumlu Bir Kimlik Kazanmak" başlığıyla şunları söylüyor:
"Kimlik, benliğe kıyasla daha kapsayıcı bir kavram olarak nitelendirilebilir. Çünkü benlik kavramından türetilen bileşik terimler, kimliğin belirli boyutlarını kapsamaktadır. Kimlik kavramını söyle tanımlayabiliriz: "Kimlik, bireyin kendi kendisini, davranışları, ihtiyaçları, motivasyonları ve ilgileri belirli bir ölçüde tutarlılık gösteren, kendi kendine sadık, diğerlerinden ayrı ve farklı bir varlık gibi algılanmasını içeren, bilişsel ve duygusal nitelikte bileşik bir zihinsel yapıdır." (...) Benliğini olumlu bir kimlikle bütünleyen insan, sahip olduğu değerin farkına varır. Kendiliğimiz (Yoksa kendiliğimizin özgül durumu mu demeliyiz?) işlevselliğimizi, mutluluğumuzu, yaşamımızın seyrini hem genişliğine hem de derinliğine etkiler.
(...) Benliğin yapılanması ile birlikte olumlu bir kimliğe kavuşma, insanı kararsızlıktan kurtaracaktır. İstikrara kavuşma insan düşüncesinde önemli bir dönüm noktasıdır. İnsan, kaliteli bir birey olma yolunda kendisine program çizmeli ve belli bir disiplin ve kararlılık içinde ilerlemeye devam etmelidir.
Benlik bilinci gelişmemiş yani kendisinin farkına varmamış, sınırlarını idrak edememiş ve kendisi hakkında olumlu bir yargı bulunmayan kişiler kendilerine ait olumlu bir kimlik oluşturamazlar. Bu kişilerden teşekkül eden bir toplum artık ölüdür. Çünkü bu toplumun insanları ölü ruhlu insanlardır
Bir milletin çöküş ve yıkılış güçlerinei karşı tek etkin güç, benliğinin derinliklerine nüfuz etmiş bireyler yetiştirmektir"
Dergideki yazılardan bazıları ise şöyle: Seda Karakurt: Sanat ve Biz / Murat Soyak: Şen Boyacılar / Ayşegül dadandı: Kaybolan Düşler.
"Kimlik, benliğe kıyasla daha kapsayıcı bir kavram olarak nitelendirilebilir. Çünkü benlik kavramından türetilen bileşik terimler, kimliğin belirli boyutlarını kapsamaktadır. Kimlik kavramını söyle tanımlayabiliriz: "Kimlik, bireyin kendi kendisini, davranışları, ihtiyaçları, motivasyonları ve ilgileri belirli bir ölçüde tutarlılık gösteren, kendi kendine sadık, diğerlerinden ayrı ve farklı bir varlık gibi algılanmasını içeren, bilişsel ve duygusal nitelikte bileşik bir zihinsel yapıdır." (...) Benliğini olumlu bir kimlikle bütünleyen insan, sahip olduğu değerin farkına varır. Kendiliğimiz (Yoksa kendiliğimizin özgül durumu mu demeliyiz?) işlevselliğimizi, mutluluğumuzu, yaşamımızın seyrini hem genişliğine hem de derinliğine etkiler.
(...) Benliğin yapılanması ile birlikte olumlu bir kimliğe kavuşma, insanı kararsızlıktan kurtaracaktır. İstikrara kavuşma insan düşüncesinde önemli bir dönüm noktasıdır. İnsan, kaliteli bir birey olma yolunda kendisine program çizmeli ve belli bir disiplin ve kararlılık içinde ilerlemeye devam etmelidir.
Benlik bilinci gelişmemiş yani kendisinin farkına varmamış, sınırlarını idrak edememiş ve kendisi hakkında olumlu bir yargı bulunmayan kişiler kendilerine ait olumlu bir kimlik oluşturamazlar. Bu kişilerden teşekkül eden bir toplum artık ölüdür. Çünkü bu toplumun insanları ölü ruhlu insanlardır
Bir milletin çöküş ve yıkılış güçlerinei karşı tek etkin güç, benliğinin derinliklerine nüfuz etmiş bireyler yetiştirmektir"
Dergideki yazılardan bazıları ise şöyle: Seda Karakurt: Sanat ve Biz / Murat Soyak: Şen Boyacılar / Ayşegül dadandı: Kaybolan Düşler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.