Deflasyon fiyatlar genel seviyesinde meydana gelen sürekli düşüşün adıdır.Enflasyon ile mukayese edildiğinde ekonomiler için çok daha tehlikeli bir durumu ifade etmektedir.
Fiyatlar genel seviyesinde yaşanan düşüş toplam talebin yetersiz kalmasından kaynaklandığı için, firmalar üretim kapasitelerini kısma yoluna giderek işçi çıkartır. Bu ise daha fazla bir talep daralmasını beraberinde getirir. Bir taraftan tüketiciler, fiyatlar düşüyor diye var olan taleplerini bile ertelerken; diğer taraftan artan işsizlik, zaten eksik olan talebi daha da aşağıya çeker, böylece adeta ekonominin ortasındaki bir kara delik misali deflasyon süreci her şeyi yutup ekonomileri durma noktasına getirir.
Kapitalist anlayışın klasik ayağı, sistemin kendi kendini tamir edeceğine, fiyatların ve işçi ücretlerinin ise esnek olduğuna inanmaktadır. Ancak gerçek hayatta uygulamanın bu şekilde olmadığını gören kapitalist anlayışın diğer ayağı Keynes modeli, kamunun harcamalarını arttırarak talebi desteklemesi gerektiğini savundu. Yapılan uygulamalar kısmen netice verdi ancak kamu harcamalarını maliyetli para ile arttıran uygulama zaman içerisinde ülkeleri hem enflasyon, hem de borç sarmalı ile karşı karşıya getirdi. Çünkü faizle alınan borç para ile yapılan harcamalar neticesinde bu paraların ödemesi için hükümetler vergi oranlarını arttırmak ve orta vadede hem cari, hem de sosyal harcamalarını kısmak zorunda kaldılar.
Bir taraftan artan vergiler üretim maliyetlerini yukarı çekerken, diğer taraftan hem kamunun orta vadede harcamalarını kısmak zorunda kalması, hem de vergilerle piyasadan paranın çekilmesi hane halklarının talebini daha da kıstı. Netice olarak kısa vadede kısmen fayda vermiş gibi gözüken Keynes'in yaklaşımı orta ve uzun vadede hem maliyet enflasyonuna ve hem de talep daralmasına sebep oldu. Sonuç olarak dünya ekonomileri hem işsizlik, hem de enflasyon denen yeni bir hastalıkla yani stagflasyon ile tanıştı.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:
Prof.Dr. Dünyamalı VELİYEV Bakü Devlet ÜniversitesiModel, insanı her yönüyle alıyorİnsan toplumunun kalkınma kaynakları ve potansiyelini derinden araştıran, Prof. Dr. Haydar Baş şöyle vurguluyor: "Milli Ekonomi Modeli bize ait değerlerin bir açılımından ibaret olup, olaylara batı gözüyle değil, Müslüman Türk insanının sahip olduğu ölçüyle çözüm getirir". Başka bir deyimle, Prof. Dr. Haydar Baş; insanın tabiatı icabı, dünya insanlığının daha adaletli ve daha yüksek refah düzeyine ve huzura kavuşması için; Milli İktisadi Model projesini sahip olduğumuz yüksek manevi değerler ile yoğurup yapmıştır. O, insana sadece maddi varlık gibi değil, aynı zamanda yüksek manevi varlık gibi bakıyor, toplumda bulunan şu anki bozuk durum ve onun öncelikle düzeltilmesinde bizzat insanın kendisini sorumlu tutuyor. O, kesinlikle kaydediyor: "Her şeyden önce kaynakların verimli kullanılması ve herkesin kullanımına sunulması için bu kaynakları kullanacak insanın onu bütün insanlığın hizmetine sunacak bir sorumluluk ve hesap verme duygusuna sahip olması gerekir". Hakikaten toplumdaki durum için, insanoğlunun iyice düşünme vakti çoktan gelmiştir. Sonsuz kaynaklar bağışlandığı insanın büyük çoğunluğunun açlığı ve ihtiyaç içinde yaşamasından dolayı yine insanın kendisi sorumludur.
Fiyatlar genel seviyesinde yaşanan düşüş toplam talebin yetersiz kalmasından kaynaklandığı için, firmalar üretim kapasitelerini kısma yoluna giderek işçi çıkartır. Bu ise daha fazla bir talep daralmasını beraberinde getirir. Bir taraftan tüketiciler, fiyatlar düşüyor diye var olan taleplerini bile ertelerken; diğer taraftan artan işsizlik, zaten eksik olan talebi daha da aşağıya çeker, böylece adeta ekonominin ortasındaki bir kara delik misali deflasyon süreci her şeyi yutup ekonomileri durma noktasına getirir.
Kapitalist anlayışın klasik ayağı, sistemin kendi kendini tamir edeceğine, fiyatların ve işçi ücretlerinin ise esnek olduğuna inanmaktadır. Ancak gerçek hayatta uygulamanın bu şekilde olmadığını gören kapitalist anlayışın diğer ayağı Keynes modeli, kamunun harcamalarını arttırarak talebi desteklemesi gerektiğini savundu. Yapılan uygulamalar kısmen netice verdi ancak kamu harcamalarını maliyetli para ile arttıran uygulama zaman içerisinde ülkeleri hem enflasyon, hem de borç sarmalı ile karşı karşıya getirdi. Çünkü faizle alınan borç para ile yapılan harcamalar neticesinde bu paraların ödemesi için hükümetler vergi oranlarını arttırmak ve orta vadede hem cari, hem de sosyal harcamalarını kısmak zorunda kaldılar.
Bir taraftan artan vergiler üretim maliyetlerini yukarı çekerken, diğer taraftan hem kamunun orta vadede harcamalarını kısmak zorunda kalması, hem de vergilerle piyasadan paranın çekilmesi hane halklarının talebini daha da kıstı. Netice olarak kısa vadede kısmen fayda vermiş gibi gözüken Keynes'in yaklaşımı orta ve uzun vadede hem maliyet enflasyonuna ve hem de talep daralmasına sebep oldu. Sonuç olarak dünya ekonomileri hem işsizlik, hem de enflasyon denen yeni bir hastalıkla yani stagflasyon ile tanıştı.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:
Prof.Dr. Dünyamalı VELİYEV Bakü Devlet ÜniversitesiModel, insanı her yönüyle alıyorİnsan toplumunun kalkınma kaynakları ve potansiyelini derinden araştıran, Prof. Dr. Haydar Baş şöyle vurguluyor: "Milli Ekonomi Modeli bize ait değerlerin bir açılımından ibaret olup, olaylara batı gözüyle değil, Müslüman Türk insanının sahip olduğu ölçüyle çözüm getirir". Başka bir deyimle, Prof. Dr. Haydar Baş; insanın tabiatı icabı, dünya insanlığının daha adaletli ve daha yüksek refah düzeyine ve huzura kavuşması için; Milli İktisadi Model projesini sahip olduğumuz yüksek manevi değerler ile yoğurup yapmıştır. O, insana sadece maddi varlık gibi değil, aynı zamanda yüksek manevi varlık gibi bakıyor, toplumda bulunan şu anki bozuk durum ve onun öncelikle düzeltilmesinde bizzat insanın kendisini sorumlu tutuyor. O, kesinlikle kaydediyor: "Her şeyden önce kaynakların verimli kullanılması ve herkesin kullanımına sunulması için bu kaynakları kullanacak insanın onu bütün insanlığın hizmetine sunacak bir sorumluluk ve hesap verme duygusuna sahip olması gerekir". Hakikaten toplumdaki durum için, insanoğlunun iyice düşünme vakti çoktan gelmiştir. Sonsuz kaynaklar bağışlandığı insanın büyük çoğunluğunun açlığı ve ihtiyaç içinde yaşamasından dolayı yine insanın kendisi sorumludur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.