Şanlıurfa'nın kültüründe ayrı bir önemi olan Taş ustalığı halen önemini koruyor. Sert taşları adeta Dantel gibi işleyen taş ustalarına, Türkiye'nin her tarafından iş teklifleri geldiği bildirildi.
Tarihi, 11 bin yıl öncesine dayanan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Şanlıurfa'da, Türk-Arap mimarisinin ortak özellikleri bulunuyor. Bölgedeki iklimin etkisi ve taş evlerin serin tutması nedeniyle taş evler, işyerleri, hanlar gibi birçok eser bulunuyor.
ESERLER YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA
Söz konusu eserler, çevre şartları, insan faktörü ve geçen zaman nedeniyle yıpranarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Bu eserlerin kurtarılması ve yeniden kazanılması amacıyla, 1990 yılında Şanlıurfa Valiliği bünyesinde kurulan Şanlıurfa Kültür Sanat Eğitim veAraştırma Vakfı (ŞURKAV) önemli çalışmalar yapıyor.
ŞURKAV yetkilileri, bünyelerindeki mimar, mühendis, teknisyen ve taş ustalarıyla 66 dolayında eserin restorasyonunu yaptıklarını belirttiler.
Şanlıurfalı taş ustalarının başta Türkiye'nin en büyük çevre düzenlemesi projesi olan Dergah-Balıklıgöl, Eyyüp peygamber çevre düzenlemesi ve TBMM evi restorasyonunu gerçekleştirdiğini belirten yetkililer, restorasyonda kullanılan taşların aslına uygun olarak işlendiğini bildirdiler.
BÜYÜK EMEK İSTİYOR
Taş ustası Ahmet Dedeoğlu da 55 yaşında olduğunu ve baba mesleği taş ustalığını 40 yıldan bu yana yaptığını söyledi. Dedeoğlu, Türkiye'nin birçok yerinden iş teklifleri aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Taş ustalığı emek isteyen bir iştir. Çünkü sert taşları dantel gibi nakış nakış işliyoruz. Sabır isteyen bu işte çok fazla para kazanmıyoruz. Ama büyük zevk alıyoruz. Ben Türkiye'nin birçok yerinde camide, han, hamam gibi yerlerin restorasyonunda çalıştım. Gücüm yettikçe bu işi yapmayı sürdüreceğim."
Şanlıurfa evlerindeki taş süslemeler, sokak kapısı, odaların avluya bakan cephelerinde, eyvan kemerlerinin kilit taşlarında, ışık takılarında birçok oyma ve işleme yer alıyor. Ayrıca tarihi mekanlardaki taşlarda çeşitli figürler de yer almakta. Taşçılık, Şanlıurfa ve çevresinde ağaç malzemenin bulunmayışı, taşın mimaride kullanılmasına neden olmuş.
Tarihi, 11 bin yıl öncesine dayanan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Şanlıurfa'da, Türk-Arap mimarisinin ortak özellikleri bulunuyor. Bölgedeki iklimin etkisi ve taş evlerin serin tutması nedeniyle taş evler, işyerleri, hanlar gibi birçok eser bulunuyor.
ESERLER YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA
Söz konusu eserler, çevre şartları, insan faktörü ve geçen zaman nedeniyle yıpranarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Bu eserlerin kurtarılması ve yeniden kazanılması amacıyla, 1990 yılında Şanlıurfa Valiliği bünyesinde kurulan Şanlıurfa Kültür Sanat Eğitim veAraştırma Vakfı (ŞURKAV) önemli çalışmalar yapıyor.
ŞURKAV yetkilileri, bünyelerindeki mimar, mühendis, teknisyen ve taş ustalarıyla 66 dolayında eserin restorasyonunu yaptıklarını belirttiler.
Şanlıurfalı taş ustalarının başta Türkiye'nin en büyük çevre düzenlemesi projesi olan Dergah-Balıklıgöl, Eyyüp peygamber çevre düzenlemesi ve TBMM evi restorasyonunu gerçekleştirdiğini belirten yetkililer, restorasyonda kullanılan taşların aslına uygun olarak işlendiğini bildirdiler.
BÜYÜK EMEK İSTİYOR
Taş ustası Ahmet Dedeoğlu da 55 yaşında olduğunu ve baba mesleği taş ustalığını 40 yıldan bu yana yaptığını söyledi. Dedeoğlu, Türkiye'nin birçok yerinden iş teklifleri aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Taş ustalığı emek isteyen bir iştir. Çünkü sert taşları dantel gibi nakış nakış işliyoruz. Sabır isteyen bu işte çok fazla para kazanmıyoruz. Ama büyük zevk alıyoruz. Ben Türkiye'nin birçok yerinde camide, han, hamam gibi yerlerin restorasyonunda çalıştım. Gücüm yettikçe bu işi yapmayı sürdüreceğim."
Şanlıurfa evlerindeki taş süslemeler, sokak kapısı, odaların avluya bakan cephelerinde, eyvan kemerlerinin kilit taşlarında, ışık takılarında birçok oyma ve işleme yer alıyor. Ayrıca tarihi mekanlardaki taşlarda çeşitli figürler de yer almakta. Taşçılık, Şanlıurfa ve çevresinde ağaç malzemenin bulunmayışı, taşın mimaride kullanılmasına neden olmuş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.