Üniversite öğrencilerinin isimleri baz alınarak yapılan bir araştırma; Türk kişi adları üzerinde İslam medeniyetinin etkisinin hâlâ önemini koruduğunu ve isim koyma konusunda ailede ağırlığın babada olduğunu gösteriyor
Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Jale Öztürk, üniversitesindeki 472 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarını, 5. Türk dili Kurultayı'nda açıkladı.
Arapça kökenli isim
oranı yüzde 51
Üniversite öğrencilerinin isimleri baz alınarak yapılan araştırmaya göre, Arapça kökenli isim oranı yüzde 51, Türkçe isim oranı yüzde 19.5, Farsça isim oranı ise yüzde 10.2...
Kız öğrencilerin yüzde 46,7'si, erkek öğrencilerin ise yüzde 53,3'ü Arapça kökenli isim taşıyor. Araştırmaya göre, en fazla Türkçe kökenli ad yüzde 23,9 oranıyla 1981 doğumlularda, en fazla Farsça ad yüzde 25 oranıyla 1970-1979 doğumlularda, en fazla Arapça kökenli ad ise yüzde 51 oranıyla 1982 doğumlularda görülüyor.
İslam kültürünün etkisi kuvvetle sürüyor
Yrd. Doç. Dr. Öztürk, araştırma sonuçlarını değerlendirirken Arapça ve Farsça kökenli adlar birlikte düşünüldüğünde yüzde 62,1 oranıyla Türk kişi adları üzerinde İslam medeniyetinin etkisini hala kuvvetle sürdürdüğünü görüleceğini belirterek, "Yakın gelecekte Arapça ve Farsça'nın etkisinin devam edeceğini yaptığımız anketin sonuçlarından çıkarmak mümkündür" dedi. Anketin, isim koyma konusunda ailede ağırlığın hala babada olduğunu ortaya koyduğunu belirten Öztürk, "Çok yakın bir geleceğin babaları olacak erkek öğrencilerin sevdikleri kız ve erkek adlarında da çoğunlukla Arapça adları seçmeleri, gelecekte de durumun çok farklıolmayacağını gösteriyor. Bir gün çocuklarına ad vermede kadınlar daha etkili olabilirse, Türk çocuklarına verilen adların büyük çoğunluğu Türkçe kökenli adlar olabilir" dedi.
Adları ile
gurur duyanlar
Yrd. Doç. Dr. Jale Öztürk'ün araştırmasına göre, ad koyma geleneğinde, "Dinî anlamı olan adlar, güzel anlamlı kelimeler, güçlü ve kuvvetli anlamına gelen kelimeler, din büyüğü adları, melek adları, devlet büyüğü adları, kavim adları, zaman ve doğa olayları bildiren adlar, tarihi komutan ve rütbe adları, dilek ve güzel duygular dile getiren adlar" önemli rol oynuyor. Araştırma Arapça, Türkçe ve Farsça isim taşıyanların büyük çoğunluğunun adlarını sevdiklerini de ortaya koydu. Buna göre, Türkçe isim taşıyanların yüzde 93,5'u, Farsça isim taşıyanların yüzde 93,8'i, Arapça isim taşıyanların da yüzde 81,6'sı isimlerini severek kullanırken; isimleri İtalyanca, Fransızca ve Yunanca kökenli öğrencilerin yüzde 96,4'ü kendi isimlerini sevmiyor.
Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Jale Öztürk, üniversitesindeki 472 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarını, 5. Türk dili Kurultayı'nda açıkladı.
Arapça kökenli isim
oranı yüzde 51
Üniversite öğrencilerinin isimleri baz alınarak yapılan araştırmaya göre, Arapça kökenli isim oranı yüzde 51, Türkçe isim oranı yüzde 19.5, Farsça isim oranı ise yüzde 10.2...
Kız öğrencilerin yüzde 46,7'si, erkek öğrencilerin ise yüzde 53,3'ü Arapça kökenli isim taşıyor. Araştırmaya göre, en fazla Türkçe kökenli ad yüzde 23,9 oranıyla 1981 doğumlularda, en fazla Farsça ad yüzde 25 oranıyla 1970-1979 doğumlularda, en fazla Arapça kökenli ad ise yüzde 51 oranıyla 1982 doğumlularda görülüyor.
İslam kültürünün etkisi kuvvetle sürüyor
Yrd. Doç. Dr. Öztürk, araştırma sonuçlarını değerlendirirken Arapça ve Farsça kökenli adlar birlikte düşünüldüğünde yüzde 62,1 oranıyla Türk kişi adları üzerinde İslam medeniyetinin etkisini hala kuvvetle sürdürdüğünü görüleceğini belirterek, "Yakın gelecekte Arapça ve Farsça'nın etkisinin devam edeceğini yaptığımız anketin sonuçlarından çıkarmak mümkündür" dedi. Anketin, isim koyma konusunda ailede ağırlığın hala babada olduğunu ortaya koyduğunu belirten Öztürk, "Çok yakın bir geleceğin babaları olacak erkek öğrencilerin sevdikleri kız ve erkek adlarında da çoğunlukla Arapça adları seçmeleri, gelecekte de durumun çok farklıolmayacağını gösteriyor. Bir gün çocuklarına ad vermede kadınlar daha etkili olabilirse, Türk çocuklarına verilen adların büyük çoğunluğu Türkçe kökenli adlar olabilir" dedi.
Adları ile
gurur duyanlar
Yrd. Doç. Dr. Jale Öztürk'ün araştırmasına göre, ad koyma geleneğinde, "Dinî anlamı olan adlar, güzel anlamlı kelimeler, güçlü ve kuvvetli anlamına gelen kelimeler, din büyüğü adları, melek adları, devlet büyüğü adları, kavim adları, zaman ve doğa olayları bildiren adlar, tarihi komutan ve rütbe adları, dilek ve güzel duygular dile getiren adlar" önemli rol oynuyor. Araştırma Arapça, Türkçe ve Farsça isim taşıyanların büyük çoğunluğunun adlarını sevdiklerini de ortaya koydu. Buna göre, Türkçe isim taşıyanların yüzde 93,5'u, Farsça isim taşıyanların yüzde 93,8'i, Arapça isim taşıyanların da yüzde 81,6'sı isimlerini severek kullanırken; isimleri İtalyanca, Fransızca ve Yunanca kökenli öğrencilerin yüzde 96,4'ü kendi isimlerini sevmiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.