Günlük dilde kullanılan hiç bir kelime, korkunç depremi yaşayan coğrafyamızdaki çaresizlikleri ifade etmeye yetmiyor.
Enkazın altında kalanlar haliyle çaresiz.
Bir şekilde kendilerini dışarı atıp canlarını kurtarmış olanlar çaresiz.
Ağır ve zorlu kış şartlarını yenerek, karlı dağları aşarak o felaket bölgesine bir şekilde ulaşanlar çaresiz.
Hem içerde hem dışarıda, hem enkazların altında hem enkazların yanında-yöresinde olup can havliyle telefonlarına sarılanlar çaresiz, çünkü şebeke yok sinyal yok.
Bir de, en hayatî saatlerde bir 'bant daraltılması' icad ettiler ki, felaket üstüne felaket…
Bağrı yanık, canları enkaz altında, o soğuk havada dumanı başından çıkan bir insanımızın şu ifadesi çaresizliğin boyutlarını biraz anlatıyor:
'Enkazların önünden geçerken ayak parmaklarımızın ucunda yürüyüp ses çıkarmamaya çalışıyoruz ki, içerde kurtarılmayı bekleyenler, birileri geldi diye umutlanmasınlar, çünkü elimizde bir kazma bile yok.'
İlk günden, ikinci günden itibaren 'ulaşılmadık yer kalmadı' şeklinde acayip ve garaip açıklamalar yapan sözde yetkililer, bu ifadelerden ve felaketin yedinci gününde ortaya çıkan korkunç manzaradan utanmalıdırlar.
Çaresizlik dağ gibi, ihtiyaçlar dağlar gibi, hava ise dondurucu boyutlarda.
Enkazların etrafında çaresizce dönüp duran bağrı yanık insanlar, anneler, babalar, eşler, kardeşler, oğullar ve kızlar, kendilerinin donma tehlikelerine aldırmadan, başlarından aşağı yağmakta olan kar ve yağmurlara kulak asmadan, son sınırına gelmiş olan açlık ve susuzluklarını hiç hatırlamadan feryat ediyorlar; 'kepçe, dozer, kazma, kürek ve vinç'…
Yeter ki beton bloklar altındaki canlarımız kurtulsun.
Tam yedi günden beri, neredeyse uykuyu da unutarak, televizyon başında ağlayanlarla ağladık, korkunç enkaz yığınları altından canlı çıkarılan insanlarımıza sevindik, bu sefer sevinç gözyaşları döktük, gece-gündüz demeden, kar yağmur dinlemeden çalışan kurtarma ekiplerini uzaktan alkışladık ve hep hayıflandık, keşke bu gayretler ilk saatlerden itibaren ortaya konsaydı.
Keşke, ilk saatlerden itibaren bir seferberlik ilan edilseydi ve asker-sivil, topyekûn bir millet işe sarılsaydı, can kayıplarımızı en aza indirebilirdik.
Keşke…
- Ey insan! / 14.12.2025
- Negatif büyüme! / 12.12.2025
- Ezber bozan parti: BTP / 11.12.2025
- Her kime dokunsan ağlayası var / 04.12.2025
- Tefecinin çetecinin elinden koca bir memleket yandı ha yandı / 02.12.2025
- Gaziler ayakta şehit uyanık / 30.11.2025
- Kelam bile fazladır / 27.11.2025
- Söz çok icraat yok / 25.11.2025
- Olmaz mı? / 20.11.2025


















































































