logo
16 EYLÜL 2024

Çaresiz hastaya şifa

Hz. Mâsume’nin Harem-i Şerif’inin, Mirza Esedullah isminde ayaklarını hissetmeyen felç bir hizmetçisi vardı. Hatta ayak parmakları siyahlaşmaya başlamıştı. Hiçbir tedavi yolu sonuç vermediğinden doktorlar ayağının kesilmesi gerektiğini söylüyorlardı

06.09.2024 08:41:00
Haber Merkezi
Çaresiz hastaya şifa
Çaresiz hastaya şifa
Hz. Mâsume'nin Harem-i Şerif'inin, Mirza Esedullah isminde ayaklarını hissetmeyen felç bir hizmetçisi vardı. Hatta ayak parmakları siyahlaşmaya başlamıştı. Hiçbir tedavi yolu sonuç vermediğinden doktorlar ayağının kesilmesi gerektiğini söylüyorlardı.

Çaresiz, o da bu gerçeği kabul etmek zorunda kalmıştı. Ameliyat için verilen vakitten bir gün önce kendi kendine, "Nasıl olsa yarın ayağımı kesecekler, bu gece Hz. Mâsume'nin Harem-i Şerif'inde kalayım ve tevessül edeyim" dedi.

Mübarek adlı biri, onu sırtına alarak Harem'e götürdü. Gecenin geç saatlerinde hizmetçiler Harem'in kapılarını kapattıklarında Hz. Mâsume'nin türbesine sarılarak hastalığından dolayı ağlayıp sızlamaya ve derdini anlatmaya başladı.

İltimas ederek Hz. Mâsume'den, Allah'tan onun ayağını iyileştirmesini istemesi için istekte bulundu. Sabaha kadar yalvardı, yakardı. Henüz hava aydınlanmadan hizmetçiler gelmişlerdi. Onlar daha kapıyı açmadan Mirza Esedullah kapının ardından, "Kapıyı açın, kapıyı açın! Hz. Mâsume bana lutufta bulundu, şifa buldum!" diye bağırıyordu.

Kapıyı açtıklarında, Mirza Esedullah'ın çok sevinçli olduğunu ve hastalığının iyileştiğini gördüler. Mirza, nasıl şifa bulduğunu şöyle anlatır:

"Saygıdeğer bir hanımefendi yanıma geldi ve bana, 'Neyin var?' diye sordu.

'Ayağımdan hastayım, Allah'tan ölümümü veya şifamı diliyorum' dedim.

Hanımefendi, eşarbının ucunu birkaç kez ayağıma sürdü ve 'Allah sana şifa verdi' buyurdu. O an iyileştiğimi anladım. Artık ayağım ağrımıyordu. Kim olduğunu sorduğumda, 'Haremimin hizmetçisi olduğun halde Beni tanımıyor musun? Ben, Hz. Mûsâ b. Ca'fer'in kızı Fâtıma'yım' buyurdu." 

Şiddetli sel tehlikesi

Kum şehrinin coğrafi yapısını tanıyanlar, şehrin ortasından büyük bir nehrin geçtiğini bilir. Bu nehir, kilometrelerce mesafeden Gulpaygân ve Delican sınırlarını da içine alarak yağmur sularıyla birlikte Kum'a gelir ve buradan da Kum Gölü'ne dökülür.

Bu durumdan da anlaşılacağı gibi, zaman zaman aralıksız olarak yağan şiddetli yağmurlar, çok tehlikeli sellere yol açabilmektedir. Kum'un tarihine bakıldığında, bu nehrin asırlar boyu birçok zayiata sebebiyet gösterdiği göze çarpmaktadır.

Bu konuda şöyle bir olay yazılıdır: Vaktiyle Kum, çok büyük ve azgın bir selle karşı karşıya kalmıştı. Kum halkı evlerin ve binaların sel suları altında kalabileceği endişesiyle büyük bir tedirginlik yaşıyordu. Böyle bir anda meçhul bir elin ortaya çıktığı ve sele işaret ettiği görüldü. Bir anda azgın sular yavaşladı ve yönünü değiştirdi. Böylece tehlike uzaklaşmış oldu.

Şeyh Zeki Bağban, meşhur Şerefname'sinde bu konuya yönelik yazdığı bir şiirinde şöyle der:

"Azgın sel suları Kum'a geldiğinde
Takdirin sürüklediği yerden
Bilir misin kim onu uzaklaştırdı bu diyardan?
Mâsume idi O, yüce Mûsa'nın kızı
Kum'un dert ortağı, Allah Resûlü'nün zürriyetinden…" 

Nakkâre sesleri

Vaktiyle merhum Ayetullah Uzma Hacı Şeyh Abdülkerim Hâirî'nin taklit mercii olduğu dönemde (takriben 70 yıl önce) belden aşağısı tutmayan felçli bir şahıs vardı.

Yürürken koltuk değneği kullanır, ayakları yerde sürünürdü. Kafkaslı olan bu kimseyi Kum halkının çoğu tanırdı. Ayaklarının şifası için Meşhed'e gitmişti ancak bir sonuç alamamıştı. Bu yüzden Hz. Mâsume'nin dergâhına yönelmiş, şifa bulmak için Kum'a gelmişti.

Bir Ramazan ayı gecesiydi. Ansızın şehirde nakkare sesleri yükseldi.

(Önceden Kum'da nakkâre evi vardı şu anda Meşhed'dedir. O zaman ne zaman Hz. Mâsume'den bir keramet görülse Nakkâre çalarlar ve halkı bu önemli olaydan haberdar ederlerdi. Son dönemlerde bu sünnet yeniden yapılmaya başlanmıştır).

Halk bunun sebebini sorduğunda, ayaklarından sakat olan bir şahsın Hz. Mâsume'nin Harem'inde şifa bulduğunu söylediler.

Bir süre sonra o şahsın Kafkaslı olduğu anlaşıldı. Kafkaslı'yı gördüklerinde ayaklarındaki sakatlığın iyileştiği ve rahat bir şekilde dolaştığı görüldü.   

Molla Sadrâ'nın Hz. Mâsume'ye tevessülü

Molla Sadrâ ve Sadru'l-Müteellihîn adıyla tanınan Sadruddin Muhammed b. İbrahim Şirazî, Safevîler döneminin önde gelen âlim, hekim ve filozoflarındandır.

Babasının ölümünden sonra Şiraz'dan İsfahan'a geldi. Şeyh Bahâî ve Mir Dâmad'dan ders alarak tahsiline devam etti. Zamanla dönemindeki filozofların iftihar kaynağı oldu.

Hayatının uzun bir bölümünü Kum'un yakınlarında bulunan Kehek köyünde geçirdi. Hac ve umre için defalarca Mekke'ye müşerref oldu. Hicrî 1050 yılında yedinci seferinden dönerken Basra'da vefat etti.

Önemli Arapça eserleri şunlardır: Esfar-u Erbaâ, Şerh-i Usul-i Kâfi, Kitabu'l-Hidâye ve Şerh-u Hikmeti'l-Eşrak.

Dönemlerinin önde gelen meşhur üstat ve bilginlerinden Molla Muhsin Feyz Kaşanî ve "Şevarik, Meşarik ve Guher-i Murad" adlı eserlerin yazarı Mevla Abdürezzak Lahicî (Feyyaz lakabıyla meşhurdur) Molla Sadrâ'nın damadı ve öğrencileridir.

Bir gün Feyz Kaşanî'nin hanımı babası Molla Sadrâ'ya, "Kız kardeşim mübalağa ifade eden Feyyaz'ın eşidir, ben ise Feyz'in eşiyim" deyince, Molla Sadrâ ona şöyle cevap verdi: "Senin kocanın lakabı daha iyi. Çünkü o, feyzin özüdür." 

Molla Sadrâ ilmî bir konuda içinden çıkılamaz bir sorunla karşılaştığında Kehek'ten Kum'a gelir, Hz. Mâsume'yi ziyaret eder, iki âlemin efendisine tevessül eder, bereket kaynağı Hz. Mâsume'nin manevî huzurundan faydalanarak ilmî sorununu çözerdi. 

Merhum Âyetullah Uzma Seyyid Şahabuddin Mer'aşî Necefî devamlı şöyle derdi:

"Molla Sadrâ ne zaman ilmî bir problemle veya bilemediği bir şeyle karşılaşsa, Hz. Mâsume'nin hareminde O hatuna mütevessil olur, O iki cihan hatunundan yardım alır ve sorunlarını böyle hallederdi." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)
İsrail'in yapay zeka destekli silahları küresel tehdit
"Bu silahlarla işgal ve soykırım icra edildi"
Almanya göçmen alarmına geçti
Sınırlarda kontroller genişletildi
973 milyar 554 milyon lira
Bütçede büyük açık
'Atatürk’ün Müslümanlığı bunlara nal toplatır'
Hüseyin Baş'tan çok konuşulacak açıklamalar
Sakarya’daki patlama anının görüntüleri ortaya çıktı
30 kişinin yaralandığı fabrika bomba gibi patlamış
Artık her fatura Erdoğan’a kesiliyor
Hükümet hocanın, inek taksimi mantığıyla ekonomiyi yönetiyor
Nefes kesen maçta puanlar paylaşıldı
Beşiktaş'tan Trabzon'da ilk puan kaybı
16 bin 795 çocuk,11 bin 378 kadın
İşte İsrail terörünün bilançosu
Derbi öncesi kritik galibiyet
Fenerbahçe Kasımpaşa'dan 3 puan çıkardı
ABD, Batı Afrika'da yeni planlar peşinde
Nijer'de ABD askeri kalmadı
Türk ilticacılar ortada kaldı
18 bin Türk sınır dışı edilecek
Öğrenci yurtları dolu ve de pahalı
Binlerce üniversiteli yurt bulamadı
Çiftçinin emeği tarlada kaldı
Çiftçiye bir dokunan bin ah işitiyor
Narin soruşturmasında yeni gözaltılar
Narin'in 2 yakını daha gözaltına alındı
Sakarya'da patlama
Çok sayıda yaralı var
İsrail'in yapay zeka destekli silahları küresel tehdit
"Bu silahlarla işgal ve soykırım icra edildi"
Almanya göçmen alarmına geçti
Sınırlarda kontroller genişletildi
973 milyar 554 milyon lira
Bütçede büyük açık
'Atatürk’ün Müslümanlığı bunlara nal toplatır'
Hüseyin Baş'tan çok konuşulacak açıklamalar
Sakarya’daki patlama anının görüntüleri ortaya çıktı
30 kişinin yaralandığı fabrika bomba gibi patlamış
Artık her fatura Erdoğan’a kesiliyor
Hükümet hocanın, inek taksimi mantığıyla ekonomiyi yönetiyor
Nefes kesen maçta puanlar paylaşıldı
Beşiktaş'tan Trabzon'da ilk puan kaybı
16 bin 795 çocuk,11 bin 378 kadın
İşte İsrail terörünün bilançosu
Derbi öncesi kritik galibiyet
Fenerbahçe Kasımpaşa'dan 3 puan çıkardı
ABD, Batı Afrika'da yeni planlar peşinde
Nijer'de ABD askeri kalmadı
Türk ilticacılar ortada kaldı
18 bin Türk sınır dışı edilecek
Öğrenci yurtları dolu ve de pahalı
Binlerce üniversiteli yurt bulamadı
Çiftçinin emeği tarlada kaldı
Çiftçiye bir dokunan bin ah işitiyor
Narin soruşturmasında yeni gözaltılar
Narin'in 2 yakını daha gözaltına alındı
Sakarya'da patlama
Çok sayıda yaralı var
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.