Çanakkale Deniz Zaferi"nin 92. yıldönümü tüm yurrta çoşkuyla kutlanırken, Kuva-yı Milliye ruhu ve Misak-ı Milli şuuru 7'den 70'e tüm Türk Milleti'nin gönlünde yeniden canlandı.
Çanakkale Savaşları I.Dünya Savaşı içinde ayrı bir özelliği olan, tarihin kaderini değiştiren, yaşamak hakkına şerefi ile ulaşan bir milletin, her şeyden önce kahramanlık destanıdır. Çanakkale Zaferleri'nin ilki, bilindiği üzere 18 Mart 1915'te boğazları geçmeye çalışan İtilaf donanmalarına karşı kazanılmıştı.18 Mart, hadsiz bir gurura, haddinin bildirildiği, Karanlık Liman'da boğuluşunun tarihlere kaydedildiği bir gün olmuştur... Kahraman Türk denizcilerinin ve Türk topçularının hedefini şaşmayan çelik yumruğu, bu zaferin sağlanmasında başlıca rolü oynamıştır.Modern donanımlı İtilaf donanması, Türk askerinin bağrında yanan vatan sevgisine, yurdu düşmana çiğnetmeme azim ve direncine; hepsinden önemlisi, fedakarlık ruhuna ve ölümsüz imanına yenik düşmüştür. Şair, bu gerçeği şöyle diye getirir:"Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayanın, Gözyaşı boşana boşana gider.Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri. Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da, coşana gider.Bu yolda herkes bir, ey delikanlı! Diriler şerefli, ölüler şanlı. Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider".Bir gece evvel Nusrat Mayın Gemisi'nin döktüğü mayınlara çarparak ağır kayıplar veren düşman, Türk topçularının da isabetli bombardımanı ile ağır kayıplar vermiş; önce İnflexible, sonra Agamemnon, Lord Nelson ve dev Queen Elizabeth zırhlıları boğazın karanlık sularına gömülmüştür. Rumeli Mecidiyesi topçu erlerinden, Seyit Onbaşı'nın, savaşın verdiği o coşku içinde 276 kiloluk top mermisini sırtına alarak topa sürmesi, bir hatıra olarak o günlerden bize ulaşmıştır...Türk askerini zaferlere götüren maneviyatTürk askerine zaferler kazandıran bu maneviyatı M. Kemal Atatürk şöyle ifade eder: "Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kuran-ı Kerim okuyor ve Cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise, Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. Düşmana karşı her siperde bir nefer süngü ile çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, dünyanın hiç bir askerinde bulunmayan, tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran; işte bu yüksek ruhtur"...Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, şefaatlerini niyaz ediyoruz...
Çanakkale Savaşları I.Dünya Savaşı içinde ayrı bir özelliği olan, tarihin kaderini değiştiren, yaşamak hakkına şerefi ile ulaşan bir milletin, her şeyden önce kahramanlık destanıdır. Çanakkale Zaferleri'nin ilki, bilindiği üzere 18 Mart 1915'te boğazları geçmeye çalışan İtilaf donanmalarına karşı kazanılmıştı.18 Mart, hadsiz bir gurura, haddinin bildirildiği, Karanlık Liman'da boğuluşunun tarihlere kaydedildiği bir gün olmuştur... Kahraman Türk denizcilerinin ve Türk topçularının hedefini şaşmayan çelik yumruğu, bu zaferin sağlanmasında başlıca rolü oynamıştır.Modern donanımlı İtilaf donanması, Türk askerinin bağrında yanan vatan sevgisine, yurdu düşmana çiğnetmeme azim ve direncine; hepsinden önemlisi, fedakarlık ruhuna ve ölümsüz imanına yenik düşmüştür. Şair, bu gerçeği şöyle diye getirir:"Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayanın, Gözyaşı boşana boşana gider.Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri. Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da, coşana gider.Bu yolda herkes bir, ey delikanlı! Diriler şerefli, ölüler şanlı. Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider".Bir gece evvel Nusrat Mayın Gemisi'nin döktüğü mayınlara çarparak ağır kayıplar veren düşman, Türk topçularının da isabetli bombardımanı ile ağır kayıplar vermiş; önce İnflexible, sonra Agamemnon, Lord Nelson ve dev Queen Elizabeth zırhlıları boğazın karanlık sularına gömülmüştür. Rumeli Mecidiyesi topçu erlerinden, Seyit Onbaşı'nın, savaşın verdiği o coşku içinde 276 kiloluk top mermisini sırtına alarak topa sürmesi, bir hatıra olarak o günlerden bize ulaşmıştır...Türk askerini zaferlere götüren maneviyatTürk askerine zaferler kazandıran bu maneviyatı M. Kemal Atatürk şöyle ifade eder: "Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kuran-ı Kerim okuyor ve Cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise, Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. Düşmana karşı her siperde bir nefer süngü ile çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, dünyanın hiç bir askerinde bulunmayan, tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran; işte bu yüksek ruhtur"...Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, şefaatlerini niyaz ediyoruz...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.