İstanbul Çağlayan Meydanı, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof Dr. Haydar Baş ve onu dinlemeye gelen coşkulu kalabalıkla birlikte çağladı. Ortaya konulan ülke manzarası karşısında, gönlümüz ve gözümüz ağladı. Çözüm önerilerini dinleyenice de ufkumuzda beliren kara bulutlar yerini umut ve "bağımsızlık" sevdasına terk etti?
Konuşmasında birbirinden önemli konulara değinen Sayın Baş'ın, altını çizdiği en önemli açıklama Papa 16. Benedict'in yapacağı ziyaret hakkındaydı. Ziyaret hakkında sorumluluk alanları şu sözlerle uyardı; "Eğer Papa Benedict ve Bartelemos'un birlikte Ayasofya'da ayin yapmasına müsaade edildiği takdirde, asırlardır yapılmak istenen Doğu Roma İmparatorluğunun temelleri atılmış olacaktır." Asırlardır birbirine düşman olan Katolik ve Ortodokslar için de barış ayini niteliği taşıyacak bu ayinle birlikte, aynı zamanda Hıristiyan batının en büyük hayallerinden biri daha gerçekleşmiş olacaktır. Bunu milli ve dini bütünlük açısından tehlike olarak görmeyenlere sitemle; "ey milletim bari siz uyumayın" feryadıyla seslendi.
Soğuk bir sonbahar günü "Bağımsız Türkiye" için varmasınız davetine icabet eden vatandaşlara Prof. Dr. Haydar Baş, topraklarımızın satılma şekillerini ve miktarlarını çok net bir şekilde izah etti.
İçerde ve dışarıda itibar kaybımızı, ekonomik, siyasal sıkıntılarımızı en ince ayrıntılarına varıncaya kadar izah etmeye çalıştı. Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinlerken, son birkaç gün içerisinde İsveç ve ABD de cereyan eden şu iki olayın analizi bile bize Onun ne kadar haklı olduğunu anlatmaya yeter niteliktedir.
"İsveç'teki temaslarını tamamlayarak geçtiğimiz gün akşam uçakla Kopenhag'a geçen Ali Babacan ve beraberindeki heyet uçaktan indikten sonra iki minibüs halinde güvenli bölgeye girerken Danimarka polisi tarafından durduruluyor. Heyetteki tüm personel araçtan indirildikten sonra el dedektörüyle tek tek aranıyor. Sıra Babacan'a gelince, Babacan, "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanıyım" diye kendisini tanıtıp, resmi görüşme için geldiğini belirterek aranmayı reddediyor. Fakat eline Türkiye'yi aşağılama fırsatı geçen Danimarka polisi arama ısrarını sürdürüyor. Türk Büyükelçisi Mehmet Akat'ın devreye girerek Danimarka Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüşmesi de Danimarka polisini ikna edemiyor. Polis Babacan ve heyetini bir saate yakın bekletiyor ve güvenli bölgeden geçişine izin vermiyor. Daha sonra farklı bir kapı kullanılarak Babacan ve heyeti alandan çıkabiliyor."(yeni mesaj)
"Bir süredir ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı Oramiral Edmund Giambastiani'nin resmi davetlisi olarak ABD'de bulunan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Saygun, çeşitli eyaletlerdeki Amerikan üslerini ziyaret etti. Daha sonra Washington'a geçen Org. Saygun ve beraberindeki heyet, Pentagon'da askeri yetkililer ile görüştü. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dr. Jack D. Crouch da, Org, Saygun'u görüşmek için davet etti. Görüşmenin Beyaz Saray kompleksi içerisinde yer alan,'The Eisenhower Executive Office Building'de yapılması kararlaştırıldı. Saygun perşembe sabahı 07.00'de (TSİ 14.00'te) beraberindeki askeri heyet ile birlikte Beyaz Saray Kompleksi içinde yer alan binaya gitti. Orgeneral Saygun, kapıdaki görevliler tarafından aranmak istendi. Bunun üzerine Org. Saygun, bu şartlar altında görüşmeye katılmayacağını bildirerek binadan ayrıldı."(Hürriyet)
Orgeneral Saygun'un, ortaya koyduğu "onurlu", net tavır sayesinde ABD'liler tarafından özür dilenmiştir dilenmesine ama devlet diplomasisinde bu tip hataların olması; affedilir şeyler değildir.
AB- ABD ve diğer batılı ülkelerin son günlerde takındıkları küstahça tavırlarından sonra dünyada pek de saygın bir halde bulunduğumuz söylenemez.
Bu yaşanan olaylar ve gelinen netice Sayın Baş'ın senelerdir anlatmaya çalıştığı ve Miting meydanında tekrar altını çizdiği; "AB; 6 bin yıllık Türk tarihinin, 15 asırlık İslam'ın, 83 yıllık Cumhuriyetimizin AB mezarlığına gömülmesidir" değil de nedir?
Miting sonunda bir kez daha inandım ki; Milli bir duruş, milli bir oluş, milli bir ekonomi "Bağımsız bir milletin ve devletin, olmazsa olmaz şartıdır." Bu konuda bize önderlik eden, umut aşılayan Prof. Dr. Haydar Baş' a millet olarak ne kadar teşekkür etsek azdır. İyi ki varsın, Muhterem Üstat.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Asıl pehlivan nefsini yenendir / 26.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025
- Kokuşmuşluk algısı ve demokrasi tartışması / 16.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- İbadet ve güzel ahlâk kulluğun ayrılmaz parçalarıdır / 17.12.2025
- Kokuşmuşluk algısı ve demokrasi tartışması / 16.12.2025
































































































