Ankara'daki ufak adamların ufak hesapları, Büyük Oyun'u gözlerden saklıyor.
Atlantik ötesinden gelen "dan dan" sesleri, Ankara'dan gelen "tın tın" uğultuları arasında kayboluyor.
Avrupa ve Amerika, Ankara'daki kifayetsiz muhterisleri gördükçe, ikide bir ABD başkentlerine kapaklanan yeni oluşumları dinledikçe Türkiye üzerine hesaplarını yoğunlaştırıyorlar.
Son günlerde Türkiye'deki "baldır-bacak" medyasından başlar kaldırılıp Batı medyasına göz atıldığında Türkiye'ye ilişkin ne oyunlar tezgahlandığı daha net görülür.
Başta Amerika medyası olmak üzere İngiliz medyasından Alman medyasına kadar tüm etkili yayın organları Türkiye adına bir sürü fabrikasyon haber üretiyorlar. Ülkemizin geleceği açısından hayati önemi haiz Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası konusunda Türkiye ile NATO müttefikleri arasında uzlaşmaya varıldığını yazıyorlar.
Avrupa basını ağız birliği etmişçesine şu iddiayı dillendiriyor: "ABD'nin desteğinde İngiltere'nin sunduğu yeni bir formül üzerinde mutabakat sağlanarak Türkiye tavize ikna edildi".
Türkiye'nin geleceğini ipotek altına alacak bir konuda estirilen bu puslu havaya, Ankara'nın sisli havası eklenince millet olarak ürperiyoruz. Başbakanın Tantan, tın tın açıklamaları arasında böylesine bir konuda "ne oluyoruz" sorusuna cevap yok.
Bereket yeni formüllerle ilgili dezenformasyon içerikli haberlerle işini kolaylaştırdığını düşünen ABD Savunma Başkanı Rumsfeld'in önünü Genelkurmay Başkanımız kesti.
Bir yandan Rumsfeld'in ziyaretinden bir kaç saat önce, AGSP konusunda Genelkurmay Başkanlığı net açıklamalar yaparak ABD'ye soğuk duş yaptırdı.
Aynı anda ABD'li Bakanın geldiği saatlerde Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nun Çin'e uçması ABD'ye anlamlı mesajdı.
Kıvrıkoğlu'nun bu tavrı, Türkiye'nin Büyük Oyun'u alt edebilecek stratejiye sahip komutanlara sahip olduğunu gösteriyor.
Ah bir de büyük siyaset adamlarımız olsa iş tamam. Ancak Türkiye'nin bu günkü manzarasında Batılıları cesaretlendiren bu "topal ördek" görüntüsü. Evet batılı medya bu sıfatı yakıştırıyor: "Lame Duck"
AGSP konusunda Dışişleri'nin ve siyasetçilerin suskunluğuna bakılırsa manzara bu.
Türkiye bu acil politikacılardan kurtulup kendi tarihine, coğrafyasına ve geleceğine talip büyük devlet adamlarına sahip olmadıkça Osmanlı'nın sonu tekerrür edecek gibi.
Osmanlı'nın son demlerinde İngilizlerin ve Almanların başını çektiği Büyük Oyun, İttihat ve Terakkicilerin küçük oyunları sayesinde devreye girmiş, başta Hicaz bölgesi olmak üzere imparatorluk topraklarının büyük bir bölümü emperyalistlerin kontrolüne geçmişti.
Bu günkü Büyük Oyun yine Türkiye'nin Doğusundaki ve Güneydoğusundaki petrolünü kontrole dönüktür. Hedef D. Anadolu'da Büyük Ermenistan, G. Doğu Anadolu'da Büyük Kürdistan, Karadeniz'de Rum-Pontus, Marmara'da mini Bizans'ın temellerini atmak. Bunun yolu da Türkiye'yi iç ve dış borçlarla bunaltmak, yapay bölünmelerle enerjisini tükettirmek.
Bu tehlikelerden kurtulabilmek için yağmurdan kaçarken doluya tutulmamak gerekir. ABD'nin yedekte tuttuğu isimleri kurtarıcı zannetmek, doluya tutulduğumuz anlamına gelir.
Bu tablodan çıkış yolunu gösteren işaret feneri göründü artık.
Gelin 10 Haziran saat 13:00'de Tandoğan Meydanı'nda buluşalım. Türk Bayrağının gölgesi bizi hem yağmurdan hem doludan koruyacaktır. Ve Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in konuşmaları "çıkış yolunu" gösterecektir.
Atlantik ötesinden gelen "dan dan" sesleri, Ankara'dan gelen "tın tın" uğultuları arasında kayboluyor.
Avrupa ve Amerika, Ankara'daki kifayetsiz muhterisleri gördükçe, ikide bir ABD başkentlerine kapaklanan yeni oluşumları dinledikçe Türkiye üzerine hesaplarını yoğunlaştırıyorlar.
Son günlerde Türkiye'deki "baldır-bacak" medyasından başlar kaldırılıp Batı medyasına göz atıldığında Türkiye'ye ilişkin ne oyunlar tezgahlandığı daha net görülür.
Başta Amerika medyası olmak üzere İngiliz medyasından Alman medyasına kadar tüm etkili yayın organları Türkiye adına bir sürü fabrikasyon haber üretiyorlar. Ülkemizin geleceği açısından hayati önemi haiz Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası konusunda Türkiye ile NATO müttefikleri arasında uzlaşmaya varıldığını yazıyorlar.
Avrupa basını ağız birliği etmişçesine şu iddiayı dillendiriyor: "ABD'nin desteğinde İngiltere'nin sunduğu yeni bir formül üzerinde mutabakat sağlanarak Türkiye tavize ikna edildi".
Türkiye'nin geleceğini ipotek altına alacak bir konuda estirilen bu puslu havaya, Ankara'nın sisli havası eklenince millet olarak ürperiyoruz. Başbakanın Tantan, tın tın açıklamaları arasında böylesine bir konuda "ne oluyoruz" sorusuna cevap yok.
Bereket yeni formüllerle ilgili dezenformasyon içerikli haberlerle işini kolaylaştırdığını düşünen ABD Savunma Başkanı Rumsfeld'in önünü Genelkurmay Başkanımız kesti.
Bir yandan Rumsfeld'in ziyaretinden bir kaç saat önce, AGSP konusunda Genelkurmay Başkanlığı net açıklamalar yaparak ABD'ye soğuk duş yaptırdı.
Aynı anda ABD'li Bakanın geldiği saatlerde Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nun Çin'e uçması ABD'ye anlamlı mesajdı.
Kıvrıkoğlu'nun bu tavrı, Türkiye'nin Büyük Oyun'u alt edebilecek stratejiye sahip komutanlara sahip olduğunu gösteriyor.
Ah bir de büyük siyaset adamlarımız olsa iş tamam. Ancak Türkiye'nin bu günkü manzarasında Batılıları cesaretlendiren bu "topal ördek" görüntüsü. Evet batılı medya bu sıfatı yakıştırıyor: "Lame Duck"
AGSP konusunda Dışişleri'nin ve siyasetçilerin suskunluğuna bakılırsa manzara bu.
Türkiye bu acil politikacılardan kurtulup kendi tarihine, coğrafyasına ve geleceğine talip büyük devlet adamlarına sahip olmadıkça Osmanlı'nın sonu tekerrür edecek gibi.
Osmanlı'nın son demlerinde İngilizlerin ve Almanların başını çektiği Büyük Oyun, İttihat ve Terakkicilerin küçük oyunları sayesinde devreye girmiş, başta Hicaz bölgesi olmak üzere imparatorluk topraklarının büyük bir bölümü emperyalistlerin kontrolüne geçmişti.
Bu günkü Büyük Oyun yine Türkiye'nin Doğusundaki ve Güneydoğusundaki petrolünü kontrole dönüktür. Hedef D. Anadolu'da Büyük Ermenistan, G. Doğu Anadolu'da Büyük Kürdistan, Karadeniz'de Rum-Pontus, Marmara'da mini Bizans'ın temellerini atmak. Bunun yolu da Türkiye'yi iç ve dış borçlarla bunaltmak, yapay bölünmelerle enerjisini tükettirmek.
Bu tehlikelerden kurtulabilmek için yağmurdan kaçarken doluya tutulmamak gerekir. ABD'nin yedekte tuttuğu isimleri kurtarıcı zannetmek, doluya tutulduğumuz anlamına gelir.
Bu tablodan çıkış yolunu gösteren işaret feneri göründü artık.
Gelin 10 Haziran saat 13:00'de Tandoğan Meydanı'nda buluşalım. Türk Bayrağının gölgesi bizi hem yağmurdan hem doludan koruyacaktır. Ve Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in konuşmaları "çıkış yolunu" gösterecektir.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014