Bu yol çıkmaz sokak

Başbakan dün grup konuşmasında iman tazeledi:

"Kimse merak etmesin. Brüksel yolunda bizden ne isteniyorsa yerine getireceğiz"

Bizim en ufak bir şüphemiz yoktu da, hükümetten bu konuda yüksek performansa alışmış çevreler bu açıklamayla rahatlamışlardır herhalde...

Öyle ya Güney Kıbrıs'ın tehditlerinin ayyuka çıktığı, KKTC için en ufak bir adımın atılmadığı ortamda hükümetin hiç değilse "ne oluyoruz" sorusunu sorması beklenirdi.

Ama dediğimiz gibi bu iktidarın tercihi "millet" değil "Brüksel" olduğu için, Başbakan tam gaz "yola devam" dedi. Şimdi Türkiye, 3 Aralık'ta bıraktığı yerden devam edecek.

Kıbrıs tanınacak, soykırım tanınacak, Kürt Devleti tanınacak ve de gelsin yeni yasalar...

Kısaca rant ve tasfiye çevrelerinin dediği olmaya, millet kandırılmaya devam ediyor.

***

Oysa millet için bir ekmek kapısı olarak takdim edilen Avrupa'nın çöküşe gittiğini bizzat Almanya Cumhurbaşkanı açıkladı. Hem de Erdoğan'ın AB imanını tazelediği saatlerde... Bakınız Almanya Cumhurbaşkanı neler söylüyor:

"Almanya'da işsiz sayısı 5.2 milyonu aştı. Üretim maliyetinin artması engellenemedi ve sosyal sistem çökmek üzere. 2. Dünya Savaşı'ndan bu tarafa en ağır ekonomik bunalımla karşı karşıyayız. Eğer iktidarıyla - muhalefetiyle birleşmez ve yeni bir formül üretmezsek Almanya batacak."

Köhler'in açıklaması bunlar. Alman Cumhurbaşkanı iktidar ve muhalefetin işbirliği yapmasının bir "vatanperverlik" olduğunun da altını çiziyor. Konu çok ciddi. Alman siyasi partileri yarın Almanya'nın geleceğini tartışmak üzere büyük bir toplantı için bir araya geliyorlar.

Aynı çöküntü ABD için de geçerli. ABD Merkez Bankası'nın efsane başkanı Alan Greenspan de avazının çıktığı kadar bağırıyor:

"AB federal bütçesinin açıkları katlanılamayacak boyuttadır. Üstelik bütçedeki kara delik sadece vergi artışlarıyla kapatılamaz."

Görüyorsunuz işte Batı dünyasının iki lider ülkesi en yetkili ağızlardan "batıyoruz" diyor.

Peki bizim hükümet ne diyor:

"IMF'den, AB'den vazgeçmeyiz"

Yani kendisi himmete muhtaç olan, çatırdayan, iflasa sürüklenen Batı'yı bir liman gibi milletin önüne koyuyoruz. Hem de bir kez daha, bir kez daha aynı pilavı ısıtarak...

Necip Fazıl'ın dediği gibi "bu yol çıkmaz sokak" ama, görebilene elbette!

***

Kabul etmeliyiz ki Batı bize bugün yöneticilerimiz tarafından "bir iman" olarak sunuluyor. 'İman'da biliyorsunuz kar-zarar hesabı yapılmaz. Kabul edersiniz ya da etmezsiniz.

Eğer böyle olmasa herhalde şu koşullarda ve de Türkiye'nin içine dönük açık-net tehditler karşısında başbakan çıkar noktayı koyardı:

"Yanıldık, Biz her şeyi yeniden gözden geçireceğiz"

Bu denilecek yerde "yalancı teslim" anlayışı devam ediyorsa bunun başkaca bir izahı olamaz.

Bu hükümetin AB-ABD yaklaşımı bir iman tercihidir.

Finali ise emin olun hiç kimse için iyi olmayacak.